DOLAR 32,4498
EURO 34,4905
ALTIN 2476,4
BIST 9626,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Endokrin sistemi engelleyen kimyasallardan nasıl kaçınırız?

27.05.2020
A+
A-

İnsanların endokrin sistemi gündelik hayatımızda kullandığımız birçok eşya ve maddeye karşı duyarlıdır.

Dünya Sağlık Örgütü dahi birçok tıbbi kurum ve enstitü mobilyada, mutfak eşyasında, gıda ambalajlarında, kozmetik ürünlerinde ya da işyerlerinde bu kimyasallara maruz kalabileceğimizi bildirmektedir. Endokrin sistemi engelleyen bu maddelerin sağlığımız üzerine olan olumsuz etkileri  birçok bilimsel araştırmada bildirilmiştir. Bilişsel bozulmalar, gelişimsel bozukluklar, obezite, şeker hastalığı, endometriyozis, fibroidler, kısırlık, doğumsal defektler, prematüre doğumlar, düşükler, kalp damar hastalıkları, tiroid sorunları, kadın genital kanserleri, prostat sorunları gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkileri gösterilmiştir.

Bu kimyasalların etkilerini sadece maruz kalınan dozun miktarı ile açıklamak olası değildir. Talihsiz bir zamanlama, başka bir kimyasal ile etkileşim anı, genetik yatkınlık ya da başka birçok farklı etmenin varlığı bu kimyasalların düşük dozlarda dahi etkili olmalarına neden olmaktadır.

Tıp ise ancak bu kimyasallardan kaçınmayı önerebilmektedir. Geçmişte maruz kalınan kimyasallara yönelik herhangi bir ilaç bulunmamaktadır.

Endokrin sistemini engelleyen kimyasallar maddeler

  • Atrazin (ATR) (Avrupa Birliği’nde 2004 yılında yasaklanmıştır. Pestisit ve herbisit ile kirlenmiş topraklarda bulunur. Endokrin, solunum ve sinir sistemine geçer. Karaciğer hasarı yaratır).
  • Bisfenoller (BPA) (kullanımı 2012 yılında kısıtlanmıştır. Polikarbone plastiklerde, epoksi reçinelerde, plastik oyuncaklarda, şişelerde ve gıda ambalajlarında bulunur. Östrojenik, şişmanlatıcı, tiroid bezine ve üreme sistemine etkileri bulunur).
  • Diklorodifenildikloretilen (DDT) (1972 yılında yasaklanmıştır. Kirlenmiş su, tahıl, balıktan bulaşır. Bedendeki yarı ömrü 6-10 yıldır. Kanserojendir, sinir sistemi, böbrek, karaciğer ve periferal sinir sistemini etkiler).
  • Di(2-ethilheksil)ftalat (DES) (1971–1975 yılları arasında kısıtlanmıştır. Enjeksiyon ve vajinal fitiller ile alınır. Plasentayı geçen bir kanserojen, teratojendir).
  • 17-estradiol (EE2). (Doğum kontrol haplarında ve kirlenmiş sularda bulunur. Kısıtlanma ve yasak yoktur. Kalp damar, beyin damar, tromboembolik ve safra kesesi hastalıklarına neden oldukları ve kanserojen etkileri olduğu düşünülmektedir).
  • Metoksiklor (MXC) (ABD’de 2003 yılında pestisit olarak yasaklanmıştır. Kirlenmiş toprak, su ve gıdalarda bulunur. Merkezi sinir sistemini baskılayıcı, karaciğer ve böbrek hasarı yapıcı, hayvanlarda gelişimsel ve üreme yan etkileri, kalıtsal böbrek ve over hastalıkları, şişmanlatıcı etkisi bulunur).
  • Poliklorine bifeniller (PCBs) (1979 yılında yasaklanmıştır. Kirlenmiş hava ve gıdalar, cilt teması ve eski elektrik aletler ile bulaşır. Bedendeki yarılanma ömrü 12 gün ile 16 yıl arasında değişir. Kanserojen, mide ve karaciğer hasarı yapıcı, üreme, sinir sistemi ve tiroid bezine etkileri bulunur).
  • Ftalatlar (Phtl) (2009 yılında kısıtlanmıştır. Gıda maddelerinde, PVC plastiklerde ve taban döşemelerinde, kişisel bakım ürünlerinde, tıbbi gereçlerde ve boru sistemlerinde bulunur. Kanserojen, karaciğere hasar verici, üreme sistemi üzerine ve gelişimsel etkileri, astım yapıcı ve şişmanlatıcı etkileri bulunur).
  • Perflorooktanoik asid (PFOA) (ABD’de 2015 yılında gönüllü üretimi kısıtlanmıştır. Bulaşmış gıda ve su, toz, yer parlatıcıları, yangın tüpü tozu, elektrik kabloları, gıda ambalajları ve kirlenmeyen halılarda bulunur. Karaciğer etkileri, meme bezi gelişimine etkileri, bağışıklık sistemi zehirleyici ve karsinojen etkileri bulunur).
  • 2,3,7,8-tetraklorodibenzop-dioksin (TCDD) (Üretimi kısıtlanmamıştır. Herbisidin yan ürününde, döküm malzemesinde, klorlu ağırtma kağıdında bulunur. Bedende yarılanma ömrü 7-11 yıldır. Karaciğerde hasar yapıcı, kilo kaybettirici, timüs bezinde küçültücü, bağışıklık sistemini baskılayıcı, üreme sistemini etkileyici ve kanserojen etkileri bulunur).
  • Vinklozolin (Vncl) (Üretimi kısıtlanmamıştır. Besin ve iş ortamında bulunur. Antiandrojenik, erkek üreme ve sinir sistemi üzerine etkileri, genetik geçişli üreme hastalıkları yapıcı ve olası karsinojenik etkileri bulunur).

Hayvan deneylerinde endokrin sistemini engelleyen kimyasallardan birçoğunun şişmanlık ve şeker hastalığı yaratıcı etkileri gösterilmiştir. İnsanlarda ise kesitsel ve epidemiyolojik çalışmalar endokrin sistemini engelleyen kimyasalların şişmanlık, şeker hastalığı ve kalp damar hastalığı geliştirici etkilerinin olabileceğini bildirmektedirler. Genetik çalışmalar da bu bulguları desteklemektedir.

Endokrin sistemini engelleyen kimyasallar kadın üreme sistemini olumsuz etkilemektedir. Hayvan deneylerinde kadın yumurta gelişimini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Bazı kimyasallar ise rahim, vajen ve ön hipofiz bezinin yapısı ve işlevini değiştirebilmektedirler. Anormal ergenlik, adet düzensizlikleri, kısırlık, polikistik over sendromu, endometriyozis, fibroidler, erken doğum ve doğum komplikasyonları gözlenebilir.

Erkeklerin üreme sistemi androjen hormonlarına bağlıdır. Androjenler erkeksi görünüme ve erkek organlarının gelişimine katkıda bulunur. Androjen sistemini etkileyen kimyasallar birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Erkeklerde sperm sayısının ve niteliğinin kaybı, inmemiş testis, hipospadiyas ve testis kanseri gibi pek çok sorunun  gelişebileceği düşünülmektedir. Antiandrojenler, ksenoströjenler ve dioksinler erkek üreme sistemini etkileyen kimyasallar arasında bulunmaktadır. Endokrin sistemini engelleyen kimyasalların sayıları gün geçtikçe artmaktadır ve bunların hangilerinin erkek üreme sistemi üzerine daha etkili oldukları araştırılması gereken konular arasında bulunmaktadır.

Kadınlarda görülen hormona duyarlı kanserler arasında meme, endometriyum ve over kanserleri bulunur. Endokrin sistemini engelleyen kimyasalların başka etmenlerle birlikte bu kanserlerin gelişimine katkıda bulundukları konusunda şüpheler bulunmaktadır. Meme dokusunun gelişim dönemi endokrin sistemini engelleyen kimyasallara hassastır. Örneğin, erken yaşlarda dioksine maruz kalan dişi kemirgenlerde meme gelişimi geç olmuştur. Ayrıca meme ve over kanseri riski üzerine de etkileri bulunmaktadır. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda bunu destekleyen bulgulara rastlanmıştır.

Sadece erkeklerde bulunan prostat bezi hormona bağımlı bir yapıya sahiptir. Bir takım endokrin sistemini engelleyen kimyasallar prostatı olumsuz etkilemektedirler. Hormonal yolakların endokrin sistemini engelleyen kimyasallar tarafından olumsuz etkilenmeleri prostat kanseri gelişimine neden olabilmektedir. Bazı pestisitler ise yarattıkları genetik değişiklikler ile bazı erkeklerde özellikle prostat kanseri yatkınlıklarını etkilemektedir. Prostat kanserini olumsuz etkileyen kimyasallar pestisitler, insektisitler, herbisitler, Agent Orange kimyasalları, PCBs, alkilfenolleri, BPA ve bazı ağır metallerdir. Prostat kanserine neden olanlar ise pestisitler, Agent Orange, alkilfenoller, PCBs ve inorganik arseniklerdir. Mesleki ve yöresel pestisit ve herbisit maruziyeti prostat kanser riskini artırmaktadır. PCB sınırlı bir risk oluştururken, arsenik ise içecek su aracılığıyla riski artırır. BPA’nın ise hayvanlar üzerinde etkileri gösterilmiştir.

Tiroid sistemi de endokrin sistemini engelleyen kimyasallar tarafından etkilenmektedir. Bazıları tiroid hormonunun dolaşımını etkilerken (azaltma ya da artırma), bazıları insanlarda bilişsel işlevleri etkilemektedir. Tiroid üzerinde bireyin gelişimsel düzeyine bağımlı olmak üzere değişik etkileri mevcuttur.

Hayvan deneylerinde beynin nöroendokrin sisteminin gelişimi boyunca endokrin sistemini engelleyen kimyasallara maruz bırakılmasının beynin yapısı ve işlevlerini etkilediği göstermiştir. Bu etkiler periferde dolaşan hormonlar ve davranışları üzerinde görülür. Gen ekspresyonunda etkileri yanı sıra bilişsel ve afektif işlevler de etkilenir. Beyin özel yapısı ve özellikleri nedeniyle endokrin sistemini engelleyen kimyasallara duyarlıdır. Endokrin sistemini engelleyen kimyasalların cinsiyete özgü etkileri bulunmaktadır. İnsanlarda bu kimyasalların etkilerinin zeka seviyesinin azalmasına, nörogelişimsel sorunların artmasına ve diğer nörobilişsel sorunların gelişmesine neden olduğu tahmin edilmektedir.

Endokrin sistemini engelleyen kimyasallardan korunmak için bazı tedbirler alınabilir. Öncelikle mutfaktaki eşyalarınızı incelemelisiniz. Dibi tutmayan tavalar perfloroalkil madde (PFAS) içeriyorsa, kullanılmamaları gerekir. Bu madde vücudunuzun bazal metabolizma hızınızın yavaşlamasına ve böylece şişmanlamanıza neden olmaktadır. Demirdöküm ya da çelik tava ve tencereler tercih edeceğiniz seçenekler arasında olmalıdır.

Tiroid beziniz ise elektronik cihazlardan ve ev ortamında biriken organik kirlerden etkilenebilmektedir. Yerlerin ıslak silinmesi ve odaların sık sık havalanması iyi bir çözüm olabilmektedir.

Bulunabilirse organik gıdalar tüketilmelidir. Organofosfat pestisitler de tiroide ve bilişsel fonksiyonlara zarar veren kimyasallardır. Pestisitlere bağlı artmış kanser sıklığı da bildirilmektedir.

Konservelenmiş gıdalar bisfenol içermektedir. Bisfenollerin tüketiminin azaltılması östrojenik ve dolaysıyla şişmanlatıcı etkisini azaltmaktadır. Konserve tüketiminin azaltılması idrarda görülen bisfenolün %90 oranında düşmesine neden olmaktadır. Bisfenol yüksekliği ile şeker hastalığı arasında ilişki gözlenmiştir.

Plastik eşyaların mikrodalga fırına konulmaları ya da bulaşık makinesinde yıkanmaları polimerlerin ortaya çıkmasına neden olmakta ve gıdaya karışmaktadır.  Gıda ambalajlarında bulunan flatalatlar ise kilo alımına neden olmaktadır.

Endokrin sistemini engelleyen kimyasallar ile ilgili maruziyeti engellemek için toplumsal düzeyde bazı tedbirler alınmalıdır. Öncelikle kamuoyunun eğitilmesi gerekmektedir. Su, hava ve topraktan endokrin sistemini engelleyen kimyasalların uzak tutulması sağlanmalıdır. Ayrıca özellikle gelişmekte olan çocuklardan uzak tutulmalıdırlar.

Endokrin sistemini engelleyen kimyasallar rutinde kolay ölçülememektedirler. Bu nedenle toplumda kolay ölçümünü sağlayacak ekonomik kitler geliştirilmelidir ve toplumun kullanımına sunulmalıdır.

Akademik ve sağlık sektöründe bu konuya hassas ve duyarlı bir bilim insanı kuşağının yetiştirilmesi ve yetişen sağlık sektörü adaylarının bu konuda bilinçlenmeleri sağlanmalıdır.

Kaynak:

1.              A. C. Gore, V. A. Chappell, S. E. Fenton, J. A. Flaws, A. Nadal, G. S. Prins, J. Toppari, R. T. Zoeller, EDC-2: The Endocrine Society’s Second Scientific Statement on Endocrine-Disrupting Chemicals, Endocrine Reviews, Volume 36, Issue 6, 1 December 2015, Pages E1–E150.

2.              Trasande L. Avoiding Endocrine-Disrupting Chemicals: 5 Tips. Erişim: https://www.medscape.com/viewarticle/924846 . Erişim tarihi: 05.03.2020

  1. Trasande L. SICKER FATTER POORER. Erişim: https://www.leotrasande.com/sicker-fatter-poorer. Erişim tarihi: 05.03.2020.
  2. Endocrine Disrupting Chemicals (EDCs). Erişim: 2020. https://www.who.int/ceh/risks/cehemerging2/en/ . Erişim tarihi: 05.03.2020.


YORUMLAR

Solve : *
13 + 30 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.