Hande Muğlalı

Beni anlatan üç değeri sormuş olduğunuzda yanıtım: Sürekli öğrenmek, başkalarına faydalı olmak, insan odaklılık felsefesini bulaştırmak diyebilirim. Bunları kendimde keşfetmem çok eskilere dayanmıyor. Herkesin olduğu gibi ben de kendimi tanımaya, her yaşadığım gün onun en iyi versiyonunu oluşturmaya çabalıyorum. Bunları yapabilmek için çokça zamana, enerjiye, emek vermeye, sabretmeye ihtiyacım oluyor. O yüzden hayat felsefemi bunları arttırmak ve mümkün olduğunca buna hizmet etmeyen yüklerimden arınmak olarak belirledim. Filmi 20’li yaşlarıma geri sardığımızda mühendis bir ailenin kızı olarak, matematiği ve fizik derslerine de ilgi duymamdan ötürü Makine Mühendisliği’ni okumaya karar verdim. Mesleğim, şu günlere gelmemde büyük katkı sağladı ve ona çok şey borçluyum. İş yaşamıma satış odaklı kurumlarda başladım. Bu kurumlar, işletmeden işletmeye (B2B) satış gerçekleştiren, dinamikleri genellikle direkt son kullanıcıyı hedef alan (B2C) kurumlardan farklılıklar gösteriyordu. Bunu daha derinden anlamak için ikinci üniversitem olan İşletme dalında lisansımı tamamladım. Yaklaşık 14 yıllık kurumsal iş yaşamımın son görevinde uluslararası bir şirkette İş Geliştirme Müdürü olarak çalıştım. Edindiğim bu tecrübelerle başta da belirttiğim değerleri bir araya getirdiğimde “İnsan odaklı kurumsal gelişim” hikayem ortaya çıktı. B2B pazarlarda rekabet ve ürün yönetimi ile ilgili literatürde çok fazla Türkçe kaynağa rastlamadığımdan ötürü 2019 yılında bu konuları temel alan “Rekabete Hazır mısın” kitabını sizlerle paylaştım. B2B alanındaki kurumlara, içinde kanıtlanmış metotlar ve güncel örneklerin yer aldığı rehber niteliğinde bir kitap hediye ettiğimi düşünüyorum. Amacım, kurumların potansiyellerini performansa çevirecek yolculuklarında onlara bir mentör olarak eşlik etmektir. Çalışan Deneyimi, Müşteri Deneyimi başta olmak üzere kurumsal gelişime ait dünyadaki gelişmeleri takip ederek; kurumlara, kurum çalışanlarına, kendisini geliştirmek isteyen profesyonellere eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek amacıyla Hande Muğlalı Akademi’yi kurmaya karar verdim. İnsan odaklılık felsefem, kurumsal iş yaşamında gördüğüm birçok eksikliğin temel nedeninin müşteri ve çalışanlara verilen değerin yaşadığımız yüzyılın gerekliliğiyle paralellik göstermediğini fark etmemle başladı. İnsan odaklılık felsefesinin kurumlara en büyük katkısı, kurumların etik bakış açısı sayesinde itibar ve güven kazanmasının yanı sıra, kurumların sürdürülebilir karlılık ve büyüme gibi finansal hedeflerine ulaşmalarını da hızlandırmasıdır. Vizyonum, gelecekte insan odaklı kurumların oluşmasında ve bu felsefenin benimsenmesinde Türkiye’nin dünya genelinde fark edilir bir seviyeye gelmesine katkıda bulunmaktır. Şu anda üçüncü bir üniversite olarak İnsan Kaynakları Yönetimi lisans öğrencisiyim. Sürekli öğrenmenin her yaşta devam etmesi ilkesi ile bir eğitmen olarak her fırsatta değişik kurum ve kişilerden eğitimler almaya çalışıyorum. Burada yazdığım tüm her şeyi gerçekleştirmemi ilk önce ulu önder Atatürk’e, sonra aileme, eşime ve oğluma borçluyum.