Başarıyı getiren pozitiflik mi?
Değerli Okurseverler,
Yeni bir haftadan daha merhaba!
Özellikle pandemi döneminde pozitif olmanın ve pozitif kalmanın altı kalın kalın çizildi. Pozitif olmak önemli, zira dilimizden dökülen kelimelerden başlamak üzere söylediğimiz her kelime, yaptığımız her seçim bir sonraki günümüzün hikayesini belirliyor. Nörolojik açıdan da pozitiflik önemli. Beyin, aklınızdan geçenleri veya dilinizden dökülenleri, onların pozitif veya negatif olduğu ayrımını yapmadan sadece takip ediyor. Bir komutu takip eder gibi. Bu, nörolojik alanda yapılan araştırmalarca kanıtlanmış. Kelimeleriniz, düşünceleriniz ne kadar pozitif olursa, beyin de onları oldurmak için o kadar pozitif tonda harekete geçiyor. Negatif olursa ise negatif tonda harekete geçiyor. Aradaki ayrımı bilmeden.
Pozitifliğin önemini böylece anladık. Peki isteklerimizi gerçekleştirmenin, arzu ettiğimiz başarılara ulaşmanın anahtarı pozitiflikte mi?
Beynin çalışma prensibine baktığımızda pozitiflik ön şart. Ancak tek başına yeterli değil. Pollyana’cılık olarak kalıyor.
Başarı için pozitifliğin aksiyon tarafından takip edilmesi gerekiyor. Aksiyona dökülmeyen pozitiflik, iyi bir temenniden öteye geçemiyor.
“Hayat ya cesaretle yaşadığınız bir macera ya da hiçbir şeydir.” Helen Keller
Sağlıcakla,