Bazı insanlarda sahiden şeytan tüyü mü var?
İletişim, doğduğumuz andan itibaren başlayan ve kendimizi en ulaşılmaz sandığımız anda bile devam eden ve çok dikkatli yönetilmesi gereken hele bazen çok hayati bir süreçtir.
Eş seçimlerimiz, iş seçimlerimiz, hayallerimize kavuşma ihtimallerimiz, maddi kazançlarımız, kayıplarımız, saygınlığımız, sevilme çemberimiz, ikna süreçlerimizin sonuçları ve daha birçok parametre iletişimimizde ne kadar başarılı olduğumuzla çok yakından ilişkilidir.
Ancak, elimizde olan ve olmayan birçok sebepten dolayı bazen iletişimlerimizde geri dönülmez hatalar yaparız. Bir kelime ile bir çuval incirin mahvedildiği anlar çok olmuştur.
Okul hayatında Kesirler, Trigonometri, Türev, Halk Ozanları, Maniler, Kafiyeler, Tanzimat Edebiyatı, Havuz Problemleri öğretilir de, nedense hayatta daha az problem yaşamak için iletişimin dört işlemi hiç öğretilmez!
Hayata dair eğitimde ne öğretiliyor ki bu öğretilsin öyle değil mi?
Hayatta en azından bazı önemli konuların bir ön dersi, bir oryantasyonu olsa dünyada mutsuz insanlar daha az olmaz mıydı? Ne iyi olurdu öyle değil mi?
Öğretilmediğinden midir yoksa insanoğlunun genelde çuvaldızı kendisine daha az batırma alışkanlığından mıdır bilinmez, iletişimimizle ilgili iç muhasebeyi pek yapmaz, çoğu zaman anlaşılmamaktan veya yanlış anlaşılmaktan şikâyet eder durur insanlar.
Peki, iletişim sonradan geliştirilen mi yoksa doğuştan gelen bir gen midir?
Bazı insanlar için “şeytan tüyü var” denilse de, doğuştan gelen bir yetenek değil, geliştirilmesi mümkün bir niteliktir iletişim. Şeytan tüyü olduğunu düşündüğünüz insanlar iletişimin panzehirini bulan ve bunu çok iyi sergileyebilen kişilerdir, hepsi bu.
İletişim şeklinizi belirlemek ve ne kadar iyi bir iletişimci olduğunuzu test edebilmeniz için iki yöntem önereceğim.
Birinci yöntemde kendinize şu soruları sorun:
İletişim deyince aklınıza ilk ne geliyor?
İnsanlarla ilk tanıştığınızda ilk algınız ile ilgili genelde aldığınız geri bildirimler nelerdir?
İlk iletişiminizde insanların hangi özelliklerine dikkat edersiniz?
İletişiminizde karşınızdan istediğiniz veya beklediğiniz şey nedir?
İletişimlerinizde hep aynı konuda mı sorun yaşıyorsunuz? Ya da hangi tip insanlarla çatışıyorsunuz?
İşte bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, sizin iletişiminizdeki en güçlü yönlerinizle zaaflarınızı veya geliştirilmesi gereken yanlarınızı özetliyor.
Ayrı dillerde, ayrı kültürlerde, ayrı statülerde, fiziksel farklılıklarımız olsa da gelin sorumluluk alalım, ortak dili konuşabilmek için iletişime bir tanım getirelim.
İletişim kimseyi rencide etmeden yapılan, karşılıklı düşüncelerin eşit oranda aktarılabildiği en önemli hayati aktivitedir.
İletişimi kuvvetlendirmenin, hayatı daha kolay yaşamanın birkaç temel prensibi vardır.
İkinci yöntem olarak aşağıda yer alan özelliklerden hangileri siz de var ise 5(beş) puan vererek ne kadar oranda iyi bir iletişimci olduğunuzu test edin.
İyi bir iletişimci;
– Kimi tanıdığı ile değil, kimlerin onu tanıdığı ile ilgilenir.
– Kişileri değil, durumları tartışır.
– Prensiplerinde sert, söylemlerinde yumuşaktır.
– Sosyal sermayeye, kazançtan daha çok önem verir.
– Daha az konuşur daha fazla dinler.
– Zamanı iyi yönetir.
– Kiminle hangi konuyu nasıl konuşacağını iyi bilir.
– Öğretir gibi değil destek olur nitelikte yaklaşır
– Empatiyi iyi bilir.
– Sabırlıdır.
– Vücut dilini çok iyi kullanır.
– Ses tonunu ortama göre ayarlamayı bilir.
– Kelimelerden çok onları nasıl aktardığına odaklanır.
– Gruplara bir birey ile konuşur gibi odaklı konuşur
– Çok okur.
– Gündemi takip eder.
– Olumsuz cümleyi olumlu kelimelerle anlatmakta ustadır.
– Geri bildirim vermeden önce müsaade ister.
– Statü ayırmadan herkese eşit ve saygılı davranır.
– Konuşurken tebessüm eder.
Ne dersiniz? İyi bir iletişimci miymişsiniz?
Sevgilerimle.
Didem Tınarlıoğlu