Belki de bu hayatta masumsundur…
Merhaba Benim Güzel Dostlarım….
Hepinizi ayrı ayrı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum…
Umarım hepiniz her nerede ve ne yapıyorsanız ruh haliniz “neşeyi” gösteriyordur…
Yazdıklarımı gördüğün anda, belki de sende bir mücadelenin içindesin, derdini anlatmaya çalışıyorsun, bildiğinin peşinden gidiyor ama çatışıyorsundur… Lütfen bir saniye dur, derin bir nefes al ve güvende olduğunu hatırla…
Bir filmin başrol kahramanı olduğunu hatırla ve bu filmin alternatif senaryolarının olduğunu bir daha hatırla… Sadece seçimlerini değiştirerek filmin gidişatını değiştirebileceğine yeniden inan…
İçindeki masum benliğini fark et… Sende bir anadan bir babadan herkes gibi bu alana geldin… Bir senaryonun içinde kendi yaşam deneyiminin peşindesin…
Hepimiz birer masumduk buraya geldiğimizde…
Hayata inanan yanındı o senin, hep iyimserdi…Oysa bütün derdi huzur ve mutluluğu aramak…
Çünkü cennette deneyimlemişti huzuru… Çünkü yaratıcısına yakındı, onun huzurunda olan bir ruh, ancak o şekilde mutlu olabiliyordu.
Huzurda olmak, “onun” huzurunda olmak gerçek mutluluktu.
Sen, dünya deneyimine gözlerini açtığında, 7 yaşından sonra bilincin devreye girdikten sonra, huzurun kaçmaya başladı. Muhtemelen de mutlu olmayı aradığı şey zannettin…
Oysaki sürekli huzur ve mutluluk bu dünyaya ait bir deneyim değildi… Kimse bu bir garip masuma bunu söylemedi ki…
Beyhude bir arayışla mutlu olmayı diledi her yeni yılda… Hep birlikte tüm insanlığa huzur, mutluluk diledik… Bunları da sağlık, zenginlik ve barış diye etiketledik…Ama hiçbir zaman tam olarak kabul olmadı… Bir yerlerde topluca yanlış anladığımız bir şeyler olduğu kesindi…
Elbette huzur ve mutluluk aramak normal, elbette zengin olmak, sağlıklı olmak ve barış içinde olmak güzel… Ama bunlar bir sebepler perdesinin arkasına gizlenmişti dünyada… Cennete bunlar bize koşulsuz verilirken, dünyada işler öyle yürümüyordu… Çaba olmadığında, deneyimin içine dalmadığın sürece bunlar sihirli bir bulut gibi yok oluyordu…
Masum yanının tek amacı güvende kalmaktır…. Tıpkı ana kucağı gibi… Konfor alanındaki her şey orada vardı çünkü…
Ana kucağında sorgulanmadan sevildin, zorluklar yoktu, beklenmedik bir gelişme yoktu, risk almak yoktu…İsteklerin anında oluyordu…Huzur vardı… Anne vardı… Sıcaktaydın…
Ama bilinçaltına indirdiğin bu deneyim, 7 yaşından sonra senin değiştirmen gereken bir arketip olduğunu sana hiç kimse söylemedi.
Nerden bilecektin ki artık büyüdüğünü. O hala masum sanıyordu kendini.Masum benlik sandı ki, her şeyi onun için düşünüp yapacak birileri olmalı.
Neden etraftaki insanlar beni anlamıyor, ne var yardımcı olsalar, neden böyle acımasızlar, destek verseler ne olur? İstediğimiz gibi olmayınca oyuncaklarına vurup dağıtan bir çocuk gibi olduk…
Bazen bu yaptığımız işe de yaradı, birileri bu “masumun” hiç de masum olmayan oyununa geldi. Masumları onay kölesi fedakarlar kurtardı.
Kendini masumun onayı için feda eden fedakarlar, masumun büyümesine engel oldular.
Hani “körler sağırlar birbirlerini ağırlar.” sözü var ya, ben ona “masumlar fedakarlar birbirini ağırlar.” diyorum.
Ama bu durum sürdürülebilir değildir… Uyanmış bir fedakâr tarafından “masum” sarsılmaya mahkumdur.
Bu durumda masum için iki seçenek vardır, ya “masum maskesini” çıkaracak ya da kendini feda edecek yeni bir fedakâr bulacak.
Karşılığında ise, yeni fedakarı da kendi onay kölesi yapacak… Oysaki gerçek bir masum, kendine zarar veren bu sinsi planı yapmazdı. Güvende kalmak için, konfor alanından çıkmamak için kişiliğini oluşturma fırsatını feda ediyordu. Büyümeyi ve tekâmül etmeyi ıskalamak büyük ve kötü bir alışverişti.
Varsayalım, “Masum” arketipinde yaşayan bir insansı olduğunu fark ettin…Daha yolun başındasın… Masum arketipi, hepimizin başladığı ilk istasyondur… Belki çabuk fark edenlerden oldun, belki de şimdi fark ettin…
Eğer sende masum arketipinden çıkmaya ve büyümeye niyet ettiysen, aşağıda yazdığım güçlü sorulara cevap verebilir misin?
1)Şu anda hangi ihtiyacının ve rahatsızlığının varlığını yok sayıyorsun
2)Varsayalım bastırdığın ihtiyaçlarını ve rahatsızlıklarını fark ettin. Bunu neden yapıyorsun?
3) Onlarla hayatının akışını tıkayıp konfor alanında duran kendi ellerinle koyduğun bu engellerini geçmeni sağlayacak, beraberinde ihtiyaçlarını karşılayıp rahatsızlığını giderecek, öngörebildiğin en küçük adım nedir?
Sevgili dostum bu soruların cevaplarını yazmanı temenni ediyorum… Eğer yazarsan beyninde büyük bir farkındalık portalı oluşacak…Yazmak düşünmekken farklıdır… Eğer yazmaya cesaret edersen o zaman belki de senin öngörebildiğin en küçük adımını atmış olursun…
Hicran ARIKAN
AR-GE Yöneticisi-Makine Mühendisi-Endüstriyel Tasarımcı
Kuantum ve NLP Uzman ve Eğitmeni-Kariyer ve Yaşam Koçu
https://www.instagram.com/kariyeryasamkocu_hicranarikan/
https://www.youtube.com/results?search_query=hicran+ar%C4%B1kan