Benzemez Kimse Sana!
Önemserken hayatı hızla geçiyor mevsimler.. Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallarla gözlerimizi açtığımız hayatta, kendimizi önemsediğimiz kadar kimseyi önemsemediğimiz bir dönemle devam ediyoruz..
Eskiden hayal kahramanlarını canlandırıp; Batman, Zagor olup insanları kötülerden kurtarırken, bugün hayatımızın kahramanı mıyız yoksa kötü adam mı? Herkeste bir kibir, bir kendimi beğenmişlik, bir vurdum duymazlık, ben her şeyi bilirimcilik almış başını gitmiş. İnsanlar birbirine üstünlük yarışına girmekle kalmamış, üstüne çocukları da bu oyunun başkahramanı yapmış durumdalar. “Her çocuk ve her insan farklıdır ve özeldir” kavramı sadece filmlerde anlatılır olmuş ve kimsenin kimseye saygısı kalmamış…
Birbirine ikiz kardeş gibi benzeyen mankenler, birbirinin kopyası şarkılar, sırf sıra arkadaşı Matematik’te daha iyi diye çok daha iyi olması için zorlanan Sozel’ci çocuklar.. Resimde, sanat veya sporda üstün yetenekli olduğu halde Sayisal’a yönlendirilen kayıp yaşamlar.. Daha da fenası, kişiye özel eğitim diye kendini tanıtan ve eline geçen ilk fırsatta çocukları, iki saatlik sınava göre veya mali durumuna gore sınıflandıran paralı bilgi hapishaneleri..
Ne kadar çok şey bildiğimizi sanıyorsak, o kadar çok yanıldığımız bir dönemde yaşıyoruz.. Biz bize benzeriz doğru, ama bir o kadar da farklı kültürlerin ve genlerin ürünüyüz.. Nasıl ki parmak izimiz farklıysa bir diğerinden; duygularımız, yeteneklerimiz ve düşüncelerimiz de diğer parmak izlerimiz.. Biri diğerini farklı düşündüğü için yargılamamalı ve güllerin içinde açan papatyayı koparmamalı düşüncesizce eller, gül kadar değerli değil diye..
Özel yaşamda olduğu kadar, iş yaşamında geçerli bu.. Nasıl beş parmağın beşi bir değilse, hiç kimse bir diğerine benzemesi ve onun gibi davranması için zorlanmamalı.. Bahçeyi bahçe yapan güllerin çok olması değil, çiçeklerin çeşitliliğidir. Bal da en çok farklı çiçeklerden yapıldığında tatlıdır.. Güzel ve anlamlı yaşamanın sırrı çokken “Bir” olabilmektir.. Her ne kadar farklı düşünüp, farklı yaşarsak yaşayalım aynı toprağın hamurundan yoğrulmuş varlıklarız ve yine aynı toprağa cepsiz bir bez parçasına sarılarak verileceğiz. Çokluğumuz özümüzü unutturmaması ve anlamlı bir ömür yasamak dileğiyle..