Bırak gitsin!
Yine yeni bir yıl kapımızda. Oysa daha dün gibi 2019’ın ilk günü! 365 günü yaşarken neler neler yaşandı, kimbilir! Kimi zaman ağladık, endişelendik, korktuk, ümitsizliğe, umutsuzluğa kapıldık.
Acılarımız, kayıplarımız, sert düşüşlerimiz zorladı çoğumuzu. Hiç beklemediğimiz şeyler yaşadık belki de, hiç olmayacak dediğimiz şeyler geldi başımıza. İsyan ettik, canımız yandı, ağladık; bazen açık açık, bazen için için. Bazen bir fil oturmuş gibiydi sırtımıza, kalbimize, ruhumuza. Kimi zamansa güldük, eğlendik. O acılar hiç olmamış gibi nefes aldık! Umutlandık, planlar yaptık, hayaller kurduk. Bir daha ayağa kalktık, bir daha, bir daha… Ve belki de yepyeni kapılar açtık kendimize. En azından araladık.
Dualitede yaşayan biz insanlar bu iki nokta arasında bir o yana bir bu yana koşturup duruyoruz, ne dersiniz? Bir an mutlu, bir ansa deli gibi huzursuz, mutsuz. Hepimizin öğrenmeleri var, her yıl her birimizin ömrümüze deneyimler katıyor. Anlayabilirsek tabi. Nasıl yani anlayabilirsek? Demek istediğimi Paulo Coelho çok güzel ifade etmiş: “Eğer bir kapıyı, henüz hayat dersinizi almadan kapatıyorsanız, hayat size daha acılı başka kapılar getirir. Bir hologramı gururdan ya da öfkeden değil, sadece artık sizi hiçbir yere vardırmadığı için kapatın.”
Belki de en önemli şey bu insan hayatında! Döngüleri kırmak için bazı şeyleri bırakmak gerek! Coelho’ya göre öfke ve gurur. Ama belki de sizin için bu bambaşka bir şey! Bu yeni yıla girerken bunun muhasebesini yapmak iyi olur sanki. 2019 yılında pek çok kapıyı kapattığınızı fark edeceksiniz. Bilinçli ya da bilinçsiz. Kaybetmekten korkmadığımız zaman gerçekten de kazanmaya başlıyoruz. Ne dersiniz? Hadi daha yeni yıla birkaç gününüz var, düşünün bunu kendiniz için!
Ben bu yıl sizlere öncelikle döngülerinizi kıracağınız, kendinize istediğiniz yolları kolaylıkla açacağınız bir yıl diliyorum. Elbette bütünsel sağlıkla. Sonrasında işinizde ve hayatınızda denge, mutluluk ve huzur dolu günleriniz olmasını da diliyorum. Ve sonra;
Bu sene ve sonraki tüm yıllarda hepimize;
Sağlıklı olmanın sadece bedenle değil ruhun ve zihnin ortaklığında olabildiğini anlama gücü
Sadece acıyla ya da sevinçle beslenmeyen bir ruh
Kendini sanal bir dünyanın arkasına saklamayan cesur bir surat
Dilindeki yalanları gerçekten duyabilen en cesurundan bir kalp
Hayatın sadece gülmek olmadığını anlayan zihin
Dilinde “her şeyi yaparım” kalbinde “ama çok ağırım” demeyen hafif bir vücut
Baktığında yetişkin, gördüğünde 10 yaşında olmaktan artık sıkılmış ve büyümüş sorumluluk almak için can atan kararlılıkta insan
Düdüklü tencere modunda değil tenceresiz öfke sendromsuz anlar
Boş boş “istiyorum” yerine dolu dolu, gümbür gümbür adımlar
“Kon kon kelebek” hayatları yerine kozasından çıkmış cesur martılar
Her şey ama aynı zamanda hiçbir şey olduğunu anlamayı sağlayan değerlilik bilincine açık bir ruh-beden ve zihin kapısı
Gücün saçta, başta, parada, malda, mülkte, yukarda, aşağıda, …… olmakla değil sadece kendin olmakla ilgili olduğunu anlama bilinci
Bencillik ve benlik arasındaki hapishaneden özgürleşmiş bir ruh
Kendine kızgınlık yerine koşulsuz sevgiye layık olduğunu bilen bir ruh
Yağmurun altında şemsiyesiz dolaşabilmeyi sağlayan neyse o,
Yüzyıllardır bilinen ama nedense bir türlü gerçek olamayan çözümün önce kendi evinin önünü süpürmekte olduğuna dair bilinçlilik
Sanal dünyanın arkasında yaşamayan ayakları toprağa temas etmiş çocuklar
Kedi, köpek, kuş ve diğer tüm canlıların insanlar gibi bu dünyayı paylaşarak yaşama hakkına sahip olduğunu bilen hem insan görünümünde hem de ruhu insan olan bir toplum
Gerçekten birbirini duyan kulaklar
Geçmişi geçmişte bırakmış bu oyunun cazibesinden artık ve nihayet sıkılmış ruhlar
Neyi, niye ve neden yaptığını duyan kalpler diliyorum.
Ve son olarak; sevgiyle, huzurla, mutlulukla, kolaylıkla, keyifle ve dostlukla dolu nice yıllar! 2020 yılı hepimizin yılı olsun!
Prof. Dr. Betül SAF