DOLAR 34,7418
EURO 36,5674
ALTIN 2958,307
BIST 9827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hayal et, inan ve harekete geç

“Şu anda içinizde hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri yapabilecek bir güç var. İnançlarınızı değiştirir değiştirmez bu gücü kullanabilirsiniz.” Maxwell Maltz           

Hayal kurmanın beynimiz üzerinde etkisi olduğu bilimsel araştırmalar ile de ispatlanmış durumda. Beyin, hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. Hayal kurmak, beyinde ki retiküler aktivasyon sistemine etki ediyor ve bu da bizim tüm düşünce yapımızı şekillendiriyor.

Retiküler Aktivasyon Sistemi nedir? Beynimizi omuriliğe, beyinciğe serebruma bağlayan sinir ağına verilen isimdir. Nöron ağları bu bölgede bulunur ve bir filtre görevi görerek belli bilgilerin beyine geçmesine imkan sağlar.

Peki filtre nasıl gerçekleşir? Bu filtreyi 0-13 yaş aralığında çocukluk döneminde ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız yani hayatımızda bulunan kişiler programlar. Sözgelişi, ebeveynler sürekli ‘sen yapamazsın, tembelsin, sorumsuzsun’ gibi etiketlerde bulunduysa bu siz de değersizlik duygusu yaratır ve Retiküler Aktivasyon Sistemi size değersizlik ve başarısızlık duygularını yaşatan olayları ve insanları hayatınıza getirir. Dolayısıyla çekim yasası da burada kendini hissettirmeye başlar.

Bu nedenle Retiküler Aktivasyon Sistemi’ni yeniden programlamanız gerekir. Peki bu nasıl olacak? Hayal kurarak!

Dreamer, ‘ Düş ve gerçeklik arasında ne bir mesafe, ne de bir ayrım vardır. Aynı şekilde, var olmak ve sahip olmak, ya da inanmak ve görmek arasında da hiçbir mesafe yoktur. Bir kişi her ne düşlerse, artık o gerçek olmuştur. Sadece görünür hale gelmesi biraz zaman alır.

Düş+ Zaman = Gerçeklik

…… mükemmel ya da korkunç bir dünyanın her haliyle gerçek olabilmesi için öncelikle hayal edilmiş olması gerekir’.. Stefano D’Anna

Retiküler Aktivasyon Sistemini hayal kurarak, düşüncelerimizle biz tasarlıyor isek, ne yapmalıyız ki olmasını istediğimiz gerçekliğe bir adım atabilelim.

Güçlü hayal kurarak kaderimizi yani olmasını istediğimiz gerçekliği değiştirebiliriz dersem bu size nasıl geliyor?

Dr. Joe Dispanze’nin, ‘Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak’ kitabından alıntılar yaparak da bu tezi bilimsel bir şekilde kanıtlamış olacağım yazımda. Ancak O’nun hikayesini de okumanızı izninizle önermek istiyorum.

Dr.Joe Dispanza der ki: ‘Daha iyi bir yaşam için dua edecek (ya da niyet edecek) olsaydınız, bu sizin geçmişinizi, bugününüzü ve geleceği etkiler miydi?

Kuantum yasası tüm olasılıkların eş zamanlı var olduklarını söyler. Olma (being) halinizi yapma (doing) haliniz ile hayal kurarak harekete geçirdiğiniz zaman kendi kaderinizi böylece yeniden yaratmış oluyorsunuz. Nasıl mı?

Sözgelişi zengin olma niyetiniz ve hayaliniz var. Aynı zamanda dua da ediyorsunuz. Ve hayaliniz gerçekleşmeyince ‘Allah benim duamı kabul etmedi’ diyerek kaderinize öfke duyabiliyorsunuz. Peki burada eksik olan ne? Düşünceleriniz zengin ama hissettiğiniz duygu fakir olma hali yani kıtlık bilinci  ise kendinize asla finansal zenginliği çekemezsiniz. Neden mi? Çünkü düşünceler beynin dili, duygularsa bedenin dilidir.

Bu finansal zengin olma halini, niyetini ne yaparsam, olma haline getirip bunu bedenime de yaşatabilirim? Tabii ki detaylandırarak. O çok istediğiniz paraya sahip olduğunuzu hayal edin; kimlerle birlikte olacaksınız, o gün hangi kıyafetleri giyeceksiniz, o paraya nerede sahip olacaksınız, parayla neler satın alacaksınız, hangi marka arabayı kullanıyor olacaksınız, o gün hangi duygu halinde olacaksınız ? Bunları siz de çoğaltabilirsiniz.

Yazının en başında bahsedildiği gibi beyin hayal ile gerçekliği ayırt edemiyordu. Retiküler Aktivasyon Sisteminin aktive olması ise kalp ve beyin arasında ki ilişkiyi gösteriyor. Mutlu olduğunuzda hormonal anlamda serotonin salgınız bedeniniz tarafından da hissedileceği için beyin maksimum düzeyde bu hayale inanacak yani hayal mi gerçek mi ayırt edemeyecektir. Başka ne yapmak gerekiyot?

Hayalinizi sık sık tekrarlamak, her gün meditatif durumda bu hayale zaman ayırmak da gerekiyor dersem hayal etmek, inanmak ve hareket etmek arasında ki bağı kuvvetlendirmiş olurum.

Peki bunları yapıyor olmam Retiküler Aktivasyon Sisteminin ne işine yarayacak? İstediği paraya sahip olma haline bu kadar inanmış bir beyin bütün gün boyunca o çok paraya sahip olma durumuyla ilgili şeyleri görmeye başlıyor. Beyin bununla ilgili senaryoları size hazırlamaya başlıyor. Hiç ummadığınız bir işin size teklif edilmesi sonucu ücretin peşin olarak ödenmesi gibi.. Ya da yenilikçi bir projeyle girdiği işten oldukça yüklü bir bütçe alarak yeni bir fırsat yakalayabilme hali.

Böylece eski çevreniz değişiyor yeni bir çevre ile yeni fırsatlar yakalanarak birden bire hayatınız umulmadık bir şekilde değişmeye başlıyor. Her zamankinden farklı olarak daha yenilikçi daha özgüvenli daha başarılı olarak o hayalini kurduğunuz paraya sahip olmaya başlıyorsunuz. Aynı zamanda Retiküler Aktivasyon Sistemi artık farklı filtreler uygulayarak sizin yeni becerilerinizi görmeniz için de yeni gözlem kasları yaratmaya devam ediyor.

Ve geldik sona; hayal ettik, inandık yani niyet ederek Retiküler Aktivasyon Sistemimizde yeni filtreler uyguladık, harekete geçtik ve oldu..

Hayalinizi gerçekleştirmek için harekete geçmeye ne dersiniz?

 

Sude Berrin Alpaslan

Eğitmen/ Yaşam Ve Öğrenci Koçu / Düşleyen

ETİKETLER: ,

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.