İş hayatında duygusal ilk yardım
Özellikle son dönemde anlayış termometremiz pandeminin de tetiklediği sosyal, ekonomik kaygılar, öfkeler, endişeler günlük hayatta elle dokunulur gözle görülür hale geldi.
İnsanlarla aramızdaki bağlantıyı; karşılıklı değerli hissettiğimizde, görüldüğümüzde ve duyulduğumuzda var edebiliyoruz. Var ettiğimiz bu enerjiyi yargılamadan hem alıp hem de verebildiğimizde karşılıklı güç kaynağı oluyoruz birbirimize. Ancak bu alışveriş iş hayatında her zaman mümkün olamıyor.
Hem yöneticilerin hem de çalışanların oldukça radikal bir değişim sürecine doğru evrildiği bu dönemde herkesin temel ihtiyacı, kendi güçlü yanlarını sahiplenerek özüyle bağlantıya geçmek. Görünenin ötesine uzanıp bakarak kendimize zaman ayırmaktan bahsediyorum. Kendimize her zamankinden daha fazla zaman ayırmamız gereken bir dönem yaşıyoruz. Başarı yolundaki tümsekler, ilişkilerde denge kurma telaşı derken ihtiyaçlarımızı göz ardı edip ihmal edebiliyoruz.
Ben, iş hayatımızdaki çözülmeyi bekleyen sorunlar öz farkındalığımızın, özsaygımızın önüne geçmese ne kadar iyi olur diyorum; hiçbir şeyi hayatımızın merkezinde tutmasak da denge bozulmasa. Etkin iletişim dediğimiz şey önce kendini tanıyıp anlamaktan geçmiyor mu sizce de? Ancak sonrasında karşımızdakini anlama fırsatımız oluyor ve duygularımızı yönetebiliyoruz.
İş hayatında duygusal ilk yardım
Bazen iş hayatında rahatlıkla sonuca ulaşabilecek durumlar karşımızda, hatta avucumuzda dururken anlaşmakta güçlük çektiğimizi düşünüp, algımızın alabildiği kadarını anlıyor ve yargılıyoruz, fikir ayrılığı bizleri ürkütüyor adeta. Oysa her fikir ayrılığı karşımızdaki ile daha derin bir bağ kurmak için eşsiz bir fırsat olabilir. Hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Her fikir ayrılığı, karşımızdakini tanımak, anlamak ve tepkilerini ölçmek için alan açabilir. İbreyi bu yöne kaydırdığımızda, sorumluluk, yetki ve insiyatif artışlarında bocalamak bir yana; başarı ve motivasyonun arttığına 30 yıllık iş hayatım boyunca çokça şahitlik ettim. Gerilimli noktalardaki sakinliği, sonuçlara ulaşma konusundaki sabrı ve inatçılığı tetiklediğini de öyle.
İş hayatında duygusal ilk yardım
Değişime ayak uydurma, değişim sürecinde etkin çözümü üretebilme, sakinlik ve esneklik gibi kavramların hayatımızın merkezine oturduğu bu dönemde güncel kalabilmek ve bu kavramlardan payımızı alarak durduramadığımız dalgalarla sörf yapmayı öğrenebilmek için kendimize iyi davranmalıyız. Sorun kendinize: Ne(ler) iyi geliyor size?
Yazan: Şeli Kantar
Satış Danışmanı, Eğitmen, Yazar
+90 530 774 23 81
selikantar@gmail.com • Instagram • LinkedIn