DOLAR 32,5454
EURO 34,6749
ALTIN 2417,602
BIST 9645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Mutluluk nedir?

Yüzyıllardır belki en çok sorulan sorulardandır. Mutluluk nedir?

Öncelikle danışanlarımda karşılaştığım bazı inanç kalıpları var. ? Bu kadar yapmam gereken şey varken mutlu olamam, her şey tam olduğunda mutlu olurum, hayatım mükemmel olduğunda mutlu olabilirim, bazı kararlarım hatalıydı bu yüzden mutlu olmaya hakkım yok, bu şartlarda mutlu olunmaz, çok mutlu olduğumda çok üzülürüm, ancak zengin insanlar mutlu olur, ancak cahil insan mutlu olur, borcum bitsin, evimi alayım mutlu olurum, çocuklarım okusun mutlu olurum, şu kiloya geleyim mutlu olurum, sınavı kazanayım, sınıfımı geçeyim, evlenince, üniversiteye yerleşince mutlu olurum vs…

Mutluluk nedir?

Bu tür inanç kalıpları başkalarından edindiğimiz, mutluluğu dış etkenlere bağlı kılan kendimize  yabancı özümüze ait olmayan kalıplardır. Bunları yıllarca farkli farklı kanallardan ediniriz. Çocukluk deneyimi, aile, genetik aktarım, çevre, okul, arkadaş, tv, telefon, internet gibi seyir halinde oduğumuz ve iletişime girdiğimiz her yerden ediniriz.

Şimdi mutlu olmamalıyım diye içinden gelen o neşeli coşkuyu, varlığını hissetmenin verdiği huzuru evim olsun da, sınıfı geçeyim de, işler otursun da diye ertelemek kendini ertelemektir.

Mutluluk nedir?

☀️Hayatımda bizzat deneyimlediğim ve gözlemlediğim durum, insan varlığıni sürdürürken seçtiği yolun sorumluluklarıni yerine getirmenin tatmini ve hayattaki keyfli anların tadını çıkarmayı başardığında mutlu oluyor. Formule edersek ” sorumluluk bilinci + hayatın getirdiği güzellikleri farkindalikla deneyimlemek”

Bu formülü bir hikaye ile aktarmadan önce kendi hayatına bir bakmanı ve artık tercih hakkın olduğunu bilmeni isterim. Mutluluk mu mutsuzluk mu?

Mutluluk nedir?

Eğer seçimini yaptın mutluluğa giden yolda utluluk ile ilgili seni aşağı çeken inanç kalıplarını tekrar eden durumları fark ettiysen. Lütfen bunları bir yere yaz. Bu bile sana yol katettirir. Lakin işin içinden çıkamayacağını hissettiğinde bir uzmandan yardım al.

Mutluluk en doğal halin ona sahip çık.

Mutluluk nedir?

Gelelim hikayemize:

Bir tüccar mutluluğun gizini öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış.

Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.

Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış.

Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş. Dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da . varmış.

Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.

Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama mutluluğun gizini açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş.

“Ama, sizden bir ricada bulunacağım,” diye eklemiş, delikanlının eline bir kaşık verip, sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. “Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz.”

Delikanlı sarayın merdivenlerini inip çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış.

“Güzel” demiş bilge, “Peki, yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvanbaşının yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?”

Utanan delikanlı hiçbir şey göremediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş.

“Öyleyse git, evrenin harikalarını tanı.” demiş ona bilge. “Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.”

İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş.

Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini tüm ayrıntılarıyla anlatmış. “Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?” diye sormuş bilge.

Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.

“Peki” demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, “Sana verebileceğim tek öğüt . var.

Mutluluğun gizi dünyanın tüm harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan…

(Paulo Coelho – Simyacı – syf:42)

Hülya Özbayram


YORUMLAR

Solve : *
18 + 28 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.