NFT: Sanat dünyasında yeni bir akım mı yoksa geleceğin ta kendisi mi?
Son dönemde hem sanat dünyasının, hem yatırım dünyasının tartıştığı, konuştuğu bir konudan, NFT’den bahsetmek istiyorum bugün. Teknoloji aslında temel ilgi alanım değil ancak o kadar fazla karşıma çıkan ve araştırdıkça beni şaşırtan bir konu oldu ki sizlerle de bu konuyu paylaşmak istedim.
NFT ingilizce non-fungible token kelimesinin kısaltması ve bir nevi dijital bir sertifika. NFT (non-fungible token), benzersiz bir dijital öğeyi temsil edebilen ve bu nedenle birbirinin yerine geçemeyen, blok zinciri adı verilen dijital defterdeki bir veri birimi. NFT’ler sanat, ses, video, video oyunlarındaki öğeler ve diğer yaratıcı çalışma biçimlerine benzer dijital dosyaları temsil edebiliyorlar. NFT deyince aslında bir anlamda blokzincir de demiş oluyoruz, çünkü blokzincir teknolojisinin üzerine kurulu bir sistem. Birleşmiş Milletler’in 2021 yılında yayımlanan teknoloji ve inovasyon raporuna göre blokzincir, dijital dönüşümün en ön safında yer alan 11 teknolojiden birisi. Uygulama alanları sürekli artmakla birlikte hukuk, iş tedarik zincirleri, tarım, yapay zeka, nesnelerin interneti, gayrımenkul, finans hizmetleri ve sağlık bu alanlardan yalnızca bir kaçı.
Blokzincir, dijital dönüşümün en ön saflarında yer alırken, NFT ile sanatın dijital boyutu üzerinde de derin bir etkiye sahip olmaya başladı. Dijital eserlerlere tıpkı geleneksel eserlerde olduğu gibi benzersizlik, tescillenebirlik, nadirlik, korunabilirlik ve satılabilirlik gibi özellikler kazandırmakta. 2020 yılında yaklaşık 13 milyon dolar değerinde dijital sanat eseri, blokzincir üzerinde işlem görmüş. 2021 yılının başlarında ise dünyaca ünlü müzayede şirketi Christie’s tarafından gerçekleştirilen bir müzayedede Metakovan isimli kripto yatırım şirketi, Beeple imzalı “Everyday: The First 5000 Days” isimli dijital kolaj çalışmasına 69 milyon dolar ödeyerek rekor bir satışın gerçekleşmesini sağlamış.
Kripto varlıkların aksine NFT’ler eşsizler. Koleksiyon değeri olan fiziksel bir ürünle karşılaştırıldığında sahte ürünlerin yapım ve çoğaltılması gibi sorunlarla karşılaşmıyorlar. Dijital varlığın orijinalliği, önceki sahibinin kim olduğu, üretici bilgileri hepsi kayıtlı.
Bu noktada büyük ihtimalle hepinizin aklına gelen en önemli soru şu: İnternetten kolayca indirilebilen dijital işlerin nasıl milyon dolarla alıcı bulabildiği? NFT ile elde edilen dijital sertifika neden o dijital varlığı bu kadar değerli kılabiliyor? Sorunun ana cevabı: NFT’nin nadirlik ve sahiplik yapısını oluşturması. Sanatçıların en çok hoşlandığı konu ise, müzayede şirketlerinin aradan çıkmasını sağlayarak doğrudan alıcılara ulaşabilmelerini sağlaması ve satılan dijital eserlerin yeniden el değiştirmesi üzerinden de komisyon alabilme imkanlarının olması. Bu müthiş rakamlara el değiştiren dijital varlıklar arasında farklı GIF’ler, şarkılar ve videolar da bulunuyor. Çok sayıda dijital sanatçı, müzik grubu ve spor kulübü, daha önce bedava olan dijital ürünleri, bu yolla maddi gelire dönüştürebileceklerini keşfetmiş durumda. Buna en güzel örnek NBA’in Top Shot internet sitesi. Türkiye’deki büyük spor kulüplerinin son dönemde biliyorsunuz seçimleri var. İzlediğim kadarıyla başkan adaylarının vaatleri içerisinde dijital dönüşüm projeleri yer alıyor ve bu projler içerisinde de NFT önemli bir vaat olarak sunuluyor.
Son olarak bu piyasadaki ilginizi çekebileceğini düşündüğüm bir kaç önemli satışın rakamlarını aktarmak istiyorum. Twitter’in kurucusu Jack Dorsey’in ilk tweeti NFT olarak 2.9 milyon dolara satıldı. Satışın ardından tweeti satın alan kişinin şu demeci de ilgi çekiciydi: “Bu sadece bir tweet değil, insanlar bu tweetin değerini tıpkı Mona Lisa tablosu gibi yıllar içinde anlayacaklar.”
Bugüne kadar ki en büyük satış dünyaca ünlü müzayede şirketi Christie’s tarafından gerçekleştirilen bir müzayedede Metakovan isimli kripto yatırım şirketi, Beeple imzalı “Everyday: The First 5000 Days” isimli dijital kolaj çalışmasına 69 milyon dolar ödemesiyle gerçekleşmiş.
Beeple – Everyday: The First 5000 Days
İki ilginç örnekte Türkiye’den verelim: Tuz ekme hareketiyle dünya çapında üne kavuşan restoran işletmecisi Nusret Gökçe, bir tweetini NFT ile 6 bin dolara sattı. Nusret’in 2017 tarihli tweeti, Valuables isimli platform üzerinden satışa çıkarılmıştı. Bir diğer ilginç Türkiye satışı ise ünlü sunucu Saba Tümer tarafından gerçekleştirildi ve Saba Tümer meşhur kahkahasını NFT ile satarak 90 bin TL gelir ettiğini açıkladı.
Peki sonunda ne olacak? NFT patlayıp gidecek bir balon mu yoksa dünyada bir çok sanatçının kurtuluşuna yol açacak bir teknolojik gelişme mi?
Şu anda o kadar çılgın rakamlar ve farklı söylemler görüyoruz ki önümüzdeki resim üzerinden bu konuyu değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım olmayacak; ancak konunun bir çok uzmanının aslında ortak bir görüşü var. Pazarın bu altına hücum durumu bir noktada patlayacak ama bu patlamadan sonra geriye gerçekten bu işle uğraşan koleksiyoner ve sanatçılar kalacak dolayısıyla NFT sanatçılar için önemli bir alternatif olmaya devam edecek. Biliyoruz ki blokzincir ve kripto paralar konusu da patlayacak bir balon olarak görülüyordu ancak geldiğimiz son noktada devletler dahi resmi olarak kripto para sektörüne adım atmanın planlarını yapmaya başladılar hatta çok kısa bir süre önce El Salvador Bitcoin’I resmi para birimi olarak kullanacağını ilan etti. Özellikle bu açıdan baktığımızda sanatçılar arasında geleceğin NFT’nin etrafında kuruluyor olması çok şaşırtıcı olmayacaktır. Teknoloji dünyayı dönüştürüyor bu dönüşüme hem ülke olarak, hem eğitim sistemi hem de iş dünyası olarak hızlı bir şekilde adapte olmamız gerekiyor.
Sevgilerimle,
Didem Tınarlıoğlu