Yolunu kaybetmemek!
Hayatınızda hiç yolunuzu kaybettiğinizi hissettiniz mi? Hatta hissetmenin ötesine geçip gerçekten kaybettiniz mi? Sizce bu hissin asıl nedeni neydi? Gerçekten kaybolmanız mı, yoksa aslında zaten kendinizi hiç bulmamış olmanız mı?
Şu bir gerçek ki kaybolma hissi genelde zaruri ihtiyaçlarınızın karşılandığı ve belli bir refah seviyesine ulaştığınızda daha sık ortaya çıkar. Çünkü odağınız değişir. Yeni arayışlarınız başlar. Giydiğiniz elbise dar gelir. Belki de o kadar büyüktür ki sürekli içini doldurmaya çalışır ve haddinden fazla gerilirsiniz.
İmpostor sendromu da yolunuzu kaybetmeye başladığınızın bir belirtisi olabilir. Nedir impostor sendromu? Türkçede bu sendroma “kimlik hırsızlığı sendromu” deniyor. Bulunduğunuz mevkiyi haketmediğinizi düşünmeniz, kendinizi yetersiz hissetmeniz, kendinizden ve yeteneklerinizden şüphe duymanız, insanlar size övgülerde bulunsalar dahi kabul etmemeniz bu sendromun belirtileri olabilir.
Eğer kendinizdeki bu durumu farketmezseniz maalesef yolunuzu hızla kaybedebilirsiniz.
İşte böyle zamanlarda üç soru çok değerlidir.
Ne yapıyorum?
Nasıl yapıyorum?
Niçin yapıyorum?
Bu soruları kendinize hiç sormamış ve ilk defa bu yazıyı okurken soruyor olabilirsiniz. Cevapları bir çırpıda bulamıyorsanız korkmayın, yanıtları bulmak çok da kolay değil. Biz koçlar tam da bu nedenle varız.
Öte yandan belki de sık sık soruyor ve bir çırpıda cevap veriyor da olabilirsiniz. Hisleriniz size cevaplarınızın yanlış olduğunu söylüyor fakat siz bu ezberlenmiş cevaplarla devam etmek istiyor da olabilirsiniz. Çünkü verdiğiniz standart cevaplar size “konforlu“ bir alan sağlıyor olabilir. Peki bu konfor ne zamana kadar devam eder?
Tabii ki siz kaybolmuş hissedene kadar. Peki yanıtlarınıza yeniden bakmaya hazır mısınız?
Endişelenmeyin doğru yoldasınız. Hatta garanti veriyorum ki güzel bir başlangıcın arifesindesiniz.
Çünkü herşeyi yeniden hatırlama ve hayatınızda tatlı bir değişim yaratma vakti.
Güçlü yönlerinize, sizi siz yapan değerlerinize, yaşam amacınıza yeniden sarılma ve hayatınızın odağına getirme vakti.
Zaten bildiğiniz ama uzun zamandır ihmal ettiğiniz “sizi” yeniden hatırlama ve kucaklama vakti.
Kısaca “bulma” vakti. Yolunuzu keşfetmeye hazır mısınız?