Varlık balonu…
Dünya 1 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde koronavirüs ailesinin yeni bir mutasyonu olan Covıd-19 ile karşı karşıya kaldı. Virüs dünyada Worldometers verilerine göre şu ana kadar 101 milyon vakaya ve 2.2 milyon kişinin ölümüne neden oldu.
Salgın (Pandemi) insan sağlığının yanında çok önemli ekonomik, sosyal, siyasal sorunları da beraberinde getirdi. Daha önce dünyada yüz kırkın üzerinde finansal kriz olmuştu ama böylesi ilk kez oluyordu (borç krizi, bütçe açığı, konut kredisi balonu, bankacılık krizi, ticari çöküş, siyasi olaylar, savaşlar vb.). Nedeni, başlangıcı, süreci ve etkileri açısından dünya bu kez çok farklı bir kriz ile karşı karşıya geldi.
Ekonomistlere göre bu salgın; 1918-20 yıllarında etkili olan 500 milyondan fazla kişiye bulaşan ve 50 milyon dolayında insanın ölümüne sebep olan ve dünyanın bilinen en büyük salgını İspanyol gribi ile karşılaştırılabilir.
İspanyol gribi salgınının GSYİH’ya %6, tüketim kaybına %8 civarında etkisi olduğu bunun yanında, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı ve 1929 Dünya Ekonomik Bunalımından sonra gelir ve tüketim üzerinde dördüncü ekonomik şok olduğu görülmüştür. Böylece İspanyol gribi salgını geçmişte toplumu ve ekonomiyi ciddi şekilde etkilemiştir. Ayrıca bu tür salgın felaketlerinin kişi başına %10 civarında gelir kaybına neden olduğu belirlenmiştir .Bu bağlamda Covıd-19 salgınından da farklılıkları olmakla beraber benzer sonuçlar beklenebilir.
Covid-19 salgınına odaklanacak olursak krizi görünce önce herkes nakit kraldır (Cash is King) dedi. İnsanlar ellerindeki nakde dönüşebilecek değerleri satıp nakde döndü. 2020 Mart ayı itibarıyla borsalar çöktü. Dünyadaki çoğu hisse senedi endeksi bir günlük en büyük düşüşlerini rekor seviyede kaydetti. Bazı tanınmış şirket hisse senedi fiyatlarının birkaç gün içinde %80’den fazla düştüğü görüldü. Küresel borsaların o dönem performanslarına bakıldığında en kötü performans gösteren ilk 10 hisse senedi piyasasının içinde Japonya, Amerika, Portekiz, Hollanda, Almanya, İspanya ve Ukrayna’nın yer aldığı görüldü.
Dünya Merkez Bankaları duruma müdahale etmek için para basmayı tercih etti. Aslında daha önceki krizlerde de bu yola gidildiği oldu, örneğin FED’in 2008 krizinde yaptığı müdahale. Parasal genişleme yönteminin yeniden uygulanması; ülkelerin bütçe açığının ve enflasyonun artmasına neden olacaktır. Parasal genişlemenin sonuçlarından bir diğeri ise finansal piyasalara da bol miktarda para girişi olmasıdır.
Sonbaharda yaz aylarına nazaran salgın yeniden hız kazandı. Ayrıca virüs mutasyon geçirdi ve daha bulaşıcı hale geldi. Aşı çalışmalarında ulaşılan olumlu gelişmelere rağmen aşı üretiminin sınırlı olması hala salgının önlenmesi için zamana ihtiyaç olduğunu göstermektedir. İlaç çalışmaları devam etmekle beraber kısa dönemde etkili bir ilaç ile ilgili gelişme olmamıştır. Bu da salgınla gelen ekonomik belirsizliğin en azından kısa vadede devam edeceğini göstermektedir.
Bu gelişmeler olurken: Kiralar, büyüyen işsizlik ve gerileyen ücretlerle baskılanıyor, oysa konut fiyatları pompalanan kredilerle şişiyor. Şirketlerin kârlılığı, gerileyen tüketici talebiyle baskılanıyor ama hisse senedi fiyatları hızla tırmanıyor. Böylece varlık fiyatları ile varlığın dönemsel getirisi arasındaki uçurum büyüyor. Hal böyleyken faizleri ne kadar düşürürsen düşür, kredi musluklarını ne kadar açarsan aç piyasaya sürülen para reel sektöre gitmiyor. Varlık fiyatları hızla artarken finansal piyasalardaki tablo ile reel sektörün görünümü arasındaki fark keskinleşiyor.
ABD’de ünlü İktisatçı Robert Shiller, Case-Shiller endeksine göre; emlak fiyatlarında 2012’den bu yana yüzde 45 dolayında reel artış yaşandığını,1997-2005 yılları arasında yaşanan yüzde 75’lik artışın oldukça gerisinde olmakla birlikte bu gelişmenin yeni bir balonun ilk emareleri olarak yorumlanabileceğini belirtiyor. Çin’de de emlak balonunun büyüdüğü görülüyor. Nitekim Wall Street Journal’in haberi Çin’deki emlak balonunun büyüklüğünün 52 trilyon dolara ulaştığını belirtiyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) kısa ve uzun vadeli riskleri tespit etmek amacıyla hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2021 yayımlandı. Bu rapora göre: Katılımcılar(841), kısa vadeli (2 yıl) en büyük risklerin, Covid-19 gibi “salgın hastalıklar” ve salgının ekonomik etkisiyle “geçim krizi” olduğunu belirtti.
“Salgın hastalıklar” ve “geçim krizinin” yanında “beklenmedik hava olayları”, “siber güvenlik tedbirlerinin yetersiz olması”, “dijital dünyada eşitsizlik”, “ekonomide uzun süreli durgunluk”, “terörist saldırılar”, “gençlerde hayal kırıklığı”, “sosyal uyumun erozyona uğraması” ve “insan kaynaklı çevresel zarar”, gelecek 2 yılda gerçekleşmesi en yüksek 10 risk arasında yer aldı.
Orta vadedeki (3-5 yıl) en yüksek riskler arasında “fiyat istikrarsızlığı”, “emtia şokları”, “borç krizi”, “devletlerin ilişkilerinde kırılma”, “devletler arası çatışma”, “siber güvenlikte başarısızlık” ve “teknik yönetişim başarısızlığı” yer almaktadır.
En önemli orta vadeli küresel riskin “varlık fiyatlarındaki balon” olduğu belirtilen rapora göre, büyük bir ekonomide konut, yatırım fonları, pay senetleri ve diğer varlıkların fiyatları reel ekonomiden giderek daha fazla uzaklaşıyor.
Tüm bu riskler salgın sona erse dahi, dünyanın çok önemli krizlere gebe olduğunu ve bunun ekonomik sonuçlarının, dramatik boyutlara ulaşabileceğini göstermektedir. Varlık balonu da bunlar arasında çok önemli bir yer tutmaktadır. Ne zaman patlayacağı ise kestirilememektedir.
Kaynakça: Youtube videos of ‘’Hakan Özerol’’
Çetin,A.C,2020,’’Koronavirüs(Covid-19)Salgınının Türkiye’de Genel Ekonomik Faaliyetlere ve Hisse Senedi Borsa endeksine etkisi’’.MAKÜ-Uyg.Bil.Derg.,4(2) Burdur.
Birdal,M. 2020,’’Belirsizlik Varlık Balonlarını Körüklüyor’’. Evrensel.net.
Gönültaş,B.2021,’’Dünya Ekonomik Forumu:Kovid-19 ve ekonomik etkisi en büyük küresel risk’’.AA,Berlin.
YASAL UYARI
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.