DOLAR 34,5155
EURO 36,448
ALTIN 2956,111
BIST 9111,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Paris Anlaşması

02.02.2022
A+
A-

Paris Anlaşması, 2015’de Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda imzalanan uluslararası bir anlaşmadır. Tüm dünya ülkelerini iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bir araya getiren ve taraflara belirli sorumluluklar yükleyen anlaşma, kapsamı itibariyle 1997’de imzalanan Kyoto Protokolü’nün yerini aldı.

Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren etkilerini çok yakından hissetmeye başladığımız iklim değişikliğiyle ilgili günümüze kadar çok sayıda gelişme oldu. 1992’deki Rio Zirvesi’nde imzaya açılan ve resmi olarak 1994’te yürürlüğe giren UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) bunlardan biri ve belki de en önemlisi. Sözleşme kapsamında taraf ülkeler her yıl bir araya gelerek iklim değişikliği ile ilgili mevcut gelişmeleri ele alıyor. Taraflar Konferansı (COP) adını verdiğimiz bu görüşmelerin 21.’sinde (COP21) tarihi bir gelişme yaşandı ve Paris İklim Anlaşması kabul edildi. Anlaşma, iklim değişikliği konusunda yürütülen küresel mücadelede çok önemli kilometre taşlarından biri oldu. Yasal olarak bağlayıcı olan ve halihazırda 190’dan fazla ülkenin taraf olduğu anlaşmaya Türkiye de geçtiğimiz aylarda imza attı.

Paris Anlaşması, tüm ülkelerden sera gazı emisyonlarını azaltmasını ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için birlikte çalışma taahhüdünde bulunmasını talep ediyor. Ayrıca, bu taahhütlerini zamanla daha iyi bir seviyeye taşımalarını istiyor. Gelişmiş ülkelere iklim hedeflerini şeffaf, tutarlı ve güvenli bir şekilde izlemeleri ve raporlamaları amacıyla kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Aynı zamanda, iklim değişikliği etkilerini azaltma ve değişikliklere uyum sağlama sürecinde gelişmekte olan ülkelere destek olunması gerektiğini belirtiyor. Bu desteğin hangi araçlarla nasıl sağlanacağını da yine somut bir yol haritası çizerek anlatıyor.

Paris Anlaşması, iklim değişikliğiyle mücalede noktasında uzun vadeli ve çok önemli bir hedef koyuyor: 21. yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklık artışının 2oC ile sınırlandırılması ve 1,5oC ile sınırlı kalması için de tarafların çabalarını sürdürmesi. Ayrıca ülkelerin anlaşmaya taraf olarak sundukları taahhütlerini her beş yılda bir gözden geçirmesi gerekiyor. Bu süre zarfında, her ülkenin anlaşmada ulusal olarak belirlenmiş katkılar (NDC) olarak da bilinen güncellenmiş bir ulusal iklim eylem planı sunması bekleniyor. NDC’ler, ülkelerin Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşma yolunda emisyonlarını azaltmak için neler yapacaklarını açıklamalarını sağlar ve bu bağlamda önemli bir çalışmadır. İklim krizinin en hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde çözüme kavuşması için küresel iş birliğinin çerçevesini çizen bu anlaşmanın; iklim değişikliğini azaltmak, dayanıklılığı güçlendirmek ve iklim etkilerine uyum sağlama yeteneklerini geliştirmek için gelişmekte olan ülkelere finansman sağlanması hedefi de bulunuyor.

Paris Anlaşması’nda bahsedilen iş birliği sadece finans desteklerden ibaret değil. Anlaşmanın, iklim değişikliğine karşı daha etkin savunma mekanizmalarının geliştirilmesi ve emisyonların azaltılması için yeni teknoloji geliştirme ve transferini sağlama hedefleri de var. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun iklim değişikliğinin neden olduğu zorluklarla mücadele etme kapasitesinin yetersiz olmasından ötürü, bu ülkelerin iklimle ilgili altyapı, eğitim vb gibi konulardaki kapasitelerini geliştirilmesini de önemsiyor.

Anlaşmayla ilgili bir diğer önemli konu ise ülkeler için gelişmiş şeffaflık çerçevesi (ETF) oluşturulmasıdır. Taraf ülkeler ETF kapsamında 2024’ten başlayarak iklim değişikliğinin azaltılması, uyum önlemleri ve sağlanan veya alınan destek konusunda atılan adımlar ve ilerlemeler hakkında şeffaf bir şekilde rapor verecektir. Anlaşma, sunulan raporların gözden geçirilmesi için de gerekli uluslararası prosedürleri sağlıyor. ETF aracılığıyla toplanan bilgiler, uzun vadeli iklim hedeflerine yönelik toplu ilerlemenin değerlendirilmesi için oluşturulan küresel veritabanı ve bilgi arşivini de destekleyecek.

Peki şimdiye ne kadar ne oldu? Aslında anlaşmanın hedeflerine ulaşmak için iklim değişikliği eylemlerinin büyük ölçüde artırılması gerekiyor. Fakat buna rağmen, anlaşma yürürlüğe girdikten hemen sonra ülkeler ve kurumlar düşük karbonlu çözümler sunmaya ve yeni pazarlar oluşturmaya başladı. Her geçen gün çok sayıda ülke, kurum ya da yerel yönetim karbon nötr olma hedeflerini ve bu konudaki eylem planını açıklıyor. Sıfır karbon çözümleri, emisyonların büyük bir bölümünü oluşturan sektörlerde rekabetçi hale geliyor artık. Özellikle ulaşım ve enerji sektörlerinde sıkı bir rekabet olduğunu söyleyebiliriz. Paris Anlaşması’nın tüm paydaşlara önemli sorumluluklar yüklediği kesin; ancak yeni iş fırsatlarını da beraberinde getirdiğini ve yeni gelişen pazarlara girmekte geç kalmayan kurumların büyük bir avantaj elde ettiğini de belirtmekte fayda var.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.