DOLAR 34,4941
EURO 36,3982
ALTIN 2954,94
BIST 9284,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ben hangisiyim?

01.03.2021
A+
A-

Hepimiz doğduğumuz andan itibaren bize hediye edilmiş olan hayatı yaşama cabası içerisindeyiz. Çaba diyorum çünkü sürekli bir karar verme, harekette olma bir şeyleri netleştirme, sonuçlandırma, anlama/anlatma, yapma, takdir görme, sevme/sevilme… daha bir çok şeyin çabası içerisindeyiz. Neden çabalıyoruz, neyi bulmaya çalışıyoruz, neye ulaşmaya neyi kanıtlamaya çalışıyoruz, neyin mücadelesi bu? Hiç düşündünüz mü?

Ben hangisiyim?

Evet, birçok kimliklerimiz var; evlat, kardeş, anne-baba, sevgili, arkadaş, dost, çalışan, işveren, iş arkadaşı, vatandaş, kadın/erkek… Size daha da sayabilirim. Hepsinin de sorumlulukları, yapması gerekenler var. Çoğu zaman da kimlikler karışabiliyor, roller birbirine girebiliyor farkında olmadan. Bazen bu rolleri yaşarken keyif aldığımız anlar da olmuyor değil, peki sonra? Gene bir uğraşı gene tatmin etme, tatmin olma arayışı…

Ben hangisiyim?

Doğduğumuz andan itibaren bize öğretilen kurallar var; evlat saygılı olur, büyüklerinin sözünü dinler, kardeşleri ile iyi geçinir, paylaşır, ev kurallarına uyar. Okulda sistem ne ise öğrenci olarak onlara uymak zorunda, istese de istemese de. Arkadaş ortamında eğer bazı tavırları sergilemezse kabul görmez, dışlanır korkusu.

 

İş hayatında müdür, patron ne derse o olur, ne yaparsan yap hedefleri yerine getir çabası. Sevgilisi olur, kaçan kovalanır mı, nasıl davranmalıyım, trip mi içinden geldiği gibi mi? Evlenir, baba/anne rolünün ona öğretildiği şeklini yani anne babasından gördüklerini yansıtmaya çalışır, olmadı okur, dinler, araştırır başka şeyler dener…. Yani hep bir denge ve oldurma hali…

 

Herkes hayal kurar; şöyle bir hayatım olacak, şöyle biri olacağım diye ve o hayali gerçekleştirme dürtüsü bütün dış etkenlere rağmen içinden içinden kaynar. Kimisi hayalini gerçekleştirdim sanır, kimisi ‘’kısmen’’ der. Kimisi de ‘’yalan oldu’’ der. İçimdeki hayalim ile dışarıdaki dünyanın kurallarına, –meli/ -malılarına uyma çabası, bazen hayaline zemin hazırlarken bazen de hayalin ötelenmesine sebep olur. Nedir bunun farkını yaratan? Sunulan imkanlar mı? Yapılan seçimler mi?

Ben hangisiyim?

Aslında her bir bireyin bu yaşam içerisinde var olma mücadelesinin sebebi ‘’içindeki özünü anlama’’ çabasıdır. Kendi yetenek ve becerilerini, kapasitesini anlama arayışı. Kendini gerçekleştirme tatmini. Peki, bunu birçoğumuz bunu bilgi olarak bilirken, kaçımız bir es verip rolleri ile kendini etiketlemeden yani kendisinin sadece rollerden ibaret olmadığını, onların toplumun içerisinde var olabilmek için sergilediği davranışlar olduğunu, tüm o kimliklerin ötesinde olduğunu, özünü fark ediyor?

 

O zaman netleştirmeye ne dersin?
Aslında 3 tane ben var; hayalimdeki olmak istediğim BEN, dışarıdan anlaşılan BEN ve özümde keşfedilmeyi bekleyen

BEN.
Yaşamdan tatmin olmanın tek yolu ise bu ‘’BEN’’lerin birbirinden habersizce kendini var etmesine bir dur demek. Ve sonra kendine sormak… Hayatımdaki kimliklerim neler, nasıl düşünüyor ve davranıyorum ve dışarıdan nasıl anlaşılıyorum? Tüm bunlar ‘’hayalimdeki bene’’ ne kadar uyuyor? Peki, hangi alanlarda emek vermekten mutluyum, keyif alıyorum, yetenek ve becerilerim neler? Özümde neler var? İşte bu 3 muhteşem ‘’BEN’’i ortak bir noktada buluşturmak insanın yaşamda var olması ve mutlu olmasına zemin sağlıyor. Odağın toplumdaki kimliklerin değil, özündeki ben olmalı! Çünkü toplumdaki kimlikler sadece dışa vurum, sen o dışavurumlar değilsin ki! Şartlar çerçevesinde şekillenmiş davranış seçimleri sadece. İstediğin sonuçları almak için değiştirebileceğin davranışlar o kadar. Yani ait olduğu kimliklerin rolünü yerine getirdiğini bilen bilinçte, hayatının kendi seçimleri ile şekillendiği ve her alanda mutlu olacağı, mutlu hissettireceği anları yaşayan, kendisini gerçekleştiren insan olmak.

Evet, hiç kolay değil! Sana zorla dayatılan, özünden uzaklaştıran dış seslere kulağını kapatabilmek, içindeki gelecek kaygısı ve geçmiş sızısından arınmak. Zaten yaşamın amacı da bana bunu deneyimletmek değil mi? Yaşam bir deneyimler alanı değil mi? Her şeye rağmen adım atabilmek, kendisine ve çevresine faydalı olan, özü ile dengeli kişi olmak.

Seçim senin, hangisini istersin? Dönüp arkana baktığında rüzgarın gücü ile mi savruluyorsun? Yoksa rüzgarı arkana destek alıp istediğin yöne mi gidiyorsun?

Çok sevdiğim bir söz tüm bunları özetliyor aslında;

”Hayata başladığımızda bir blok mermer verilir.
Onu el değmemiş durumda arkamızdan sürükleriz ya da çakıl gibi dökeriz ya da görkemli bir heykel yaparız.’’
Richard Bach

Ben hangisiyim?
Nasıl bir başlangıcı olursa olsun, her kişi kendince özgün özellikler ve yaşam fırsatlarına sahip. Herkesin yolculuğu farklı. Kimseyle kıyaslamamalı. Kimsenin ne kimlikleri, ne hayalleri, ne de özü birbirine benzemez. Benzese de birleştirip hayata geçirdikleri yorumları farklı olmaz mı?

 

BEN’lerinizi keşfedip, size özgü heykellerle hayata güzel izler bıraktığınız yaşamlar dilerim.

Japonlar üç yüzünüz olduğunu söyler.

 

Birincisi Dünyaya gösterdiğiniz yüzünüz, ikincisi yakın arkadaşlar ve ailenize gösterdiğiniz yüzünüz, üçüncüsü kimseye göstermediğiniz yüzünüz “Kim olduğunuzun gerçek yansıması” budur.

 

Bu sözü de çok severim de yazıya pek uymadı sanırım. Bach’ın sözü daha uygun di mi?

 

Sevgi ile…
PCC Belma Öcal
Kişisel Liderlik Uzmanı
ICF Akredite Koç Eğitmeni/ Mentor/ Profesyonel Koç


YORUMLAR