Bir şeyin yasal olması doğru olduğu anlamına gelmiyor
Değerli Profesyoneller,
İş yerinizde kim bilir kaç kez duymuşsunuzdur.
“Yasal olan neyse onu yaptık. Daha fazla tartışmaya gerek yok.”
Bu cümleyi ne zaman duysam konunun detayını anlamak isterim. Zira yasaların arkasına sığınılarak alınan kararların çoğunluğunda (hepsinde demiyorum), ilgili yöneticinin illa ki üstlenmekten kaçındığı bir sorumluluk, bir karar vardır.
İşimizi yürütürken birçok karar alıyoruz, seçim yapıyoruz. Bu seçimleri yaparken gözetmemiz gereken pek tabii birçok yasa var. Ancak yasalar, doğru kararlar alıp doğru seçimler yapmamızı sağlayacak etmenlerden sadece biri.
Doğru seçimi yapmak, yasaların bir adım ötesiyle ilgili bir şey. Etik çalışma ve bütünün iyiliğini gözetmekle ilgili bir şey.
Kurumlarda uygulanan insan kaynakları süreçlerini düşünelim.
Doğru seçimler yapan (iyi yönetilen) ve pek de doğru seçimler yapmayan (kötü yönetilen) kurumların farkı, insan kaynakları uygulamalarında kendini gösterir.
İyi yönetilen kurumlarda alınan kararlar ve yapılan seçimler, kurumun önündeki ön görülebilir gelecekte sürdürülebilir bir büyüme ivmesi kazanmasını sağlarken kurumun çalışanları da kurumla birlikte büyür ve gelişirler. Kötü yönetilen kurumlarda alınan kararlar ise kısa vadede çabuk kazanca odaklı, gelecek stratejisi olmayan kararlardır. Bu gibi kurumlar sıklıkla karlılık ve zaman zaman nakit sıkıntısı yaşarlar. Bu sıkıntıya çözüm olarak da ekseriyetle en büyük masraf kalemi olan personel giderlerine bakar ve masrafı kısmak için çok sayıda personeli işten çıkartırlar. Ve bunu sıklıkla yaparlar. İşten çıkartma sürecini yasaya uygun şekilde, personelin hakkını ödeyerek yaparlar. Yapmasına yaparlar ama işten çıkartma sürecini her ne kadar “yasalara uygun” şekilde yapsalar da aldıkları bu kararın doğruluğu ciddi bir soru işaretidir. Zira işinden olan çalışanların yeni bir iş bulup yaşantısını yeniden düzene koyması aylar, bazen yıllar alacaktır.
Toplum yaşamında iki grup var, toplumda yaşayan istisnasız herkes üzerinde üzerinde ciddi etkisi olan. Siyasetçiler ve kurum yöneticileri. Bu görevlere talip olanların aldıkları kararlar, birlikte çalıştıkları ve yaşadıkları insanlar ve onların ailelerinin yaşantıları üzerinde devasa etkiye sahip. Dolayısıyla bu iki grubun sadece yasalara uygun olanı yapmalarını beklemek oldukça kısır bir bakış açısı olur. Bu kişilerin yasaların ötesine geçip etik olarak doğru olan her neyse onu yapmaları en birincil sorumluluklarıdır.
“Gününüzü, kurallar yerine etiğe vurgu yaparak yaşayın.” Wayne Dyer
Sağlıcakla,