Farkındalığa rehberlik – Profesyonel koçluk
Yaşamımızı sürüyorken, kendimize amaçlar ve hedefler koyuyoruz. Üstelik bir tanede değil; başarılı bir kariyer yapmak, para kazanmak, yeni insanlar tanımak, dünyayı dolaşmak, vb.
Arada da sorunlar yaşıyoruz. Örneğin, kafa karışıklığı, geçmişte takılı kalmak, gelecekten kaygılanmak, endişeler, korkular, kısır döngüler, hayır diyememek, takıntılar, alışkanlıklar, vb. Sonra da bu sorunlara çözümler arıyoruz.
Herkesin sorunu kendisi için özel ve önemli. Herkes eşsiz bir birey. Ortak noktamız ise hepimiz mutlu olmak istiyoruz.
Mutlu olmak ise çaba istiyor çünkü başlı başına bir yol… Keşfedilecek bir yol… Mutlu olma yolunda yaşadığımız deneyimlerle öğreniyoruz, gelişiyoruz, büyüyoruz, en önemlisi de değişiyoruz. Böylece, kendimizi daha iyi tanımaya ve anlamaya çalışıyoruz.
İnsanın kendini tanıması, kendini kabul etmesiyle mümkün oluyor. Bu da kendi değerinin ve potansiyelinin farkına varması ile başlıyor. Bir de aslında tam olarak ne istediğinin… İşte bu farkındalıklar, insanı mutlulukla daha çok buluşturuyor.
Profesyonel koçluk, önce farkındalık sağlıyor çünkü danışanın kendi özüne, kalbine gitme ve ona danışma hali. Benim için her koçluk görüşmesi bir hazineyi birlikte keşfetmek gibi, kalpten kalbe yapılan bir yolculuk. Ben kendimce buna farkındalığa rehberlik etmek diyorum. Nasıl mı?
Öncelikle, farkındalık artınca insan kendi potansiyelini keşfediyor ve değişim yapıp yapmamaya bunu da yapacaksa nasıl ve ne şekilde yapacağına karar veriyor. Seçeneklerini belirliyor ve harekete geçmeye cesaret ediyor.
Akabinde de harekete geçiyor ve değişim sağlıyor. Değişimin formülü de bu bana göre. Farkındalık + Seçim + Eylem. Böylece ne oluyor? Mutluluğun da yolu açılıyor…
Bu yolda, profesyonel koçluk, bir yandan da insanlara yardım etme isteği aslında; bütüne katkı hali. İzlediğim bir seminerden alıntı paylaşmak istiyorum bu noktada:
Bir seminerdeki 100 den fazla kişiden her birine bir balon vermiş konuşmacı. Balonu şişirip, gazlı kalemle üstüne adlarını yazmalarını istemiş. Sonra, tüm balonlar salonun ortasında toplanmış. Katılımcılara 5 dakika içinde üstünde kendi adları olan balonu bulmaları söylenmiş. Katılımcılar, kendi adları yazan balonu bulmak için çarpışmış, birbirini itmiş, bir kaos ortamı oluşmuş. 5 dakikanın sonunda ise kimse kendi balonunu bulamamış.
Konuşmacı, sonrasında herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söylemiş. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuş. Konuşmacı sonunda demiş ki: “Yaşamımızda da bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizli. Onlara mutluluk verin, sizinki de size gelir.”
İşte böyle…Birlik ve bütünlük bilinci bana göre mutluluk arayışındaki farkındalıklardan biri ve belki de en temeli… 🙂
Çok sevgiler.