İnsan önce kendisine borçludur
Harekete geçme konusunda bugüne dek o kadar çok şey söylendi ki, hepsini toplasak ansiklopedi gibi olur. Herhangi bir işe başlamadan, ya da hiç bilmediğimiz bir yere yapılan yolculuklardan önce bile insanın aklına önce olumsuz düşünceler gelir. Bilinmeyenden korkarız; ama bildiğimiz hataların, eksikliklerin verdiği zararı bir türlü görmeyiz.
İnsanı insan yapan özelliklerden biridir umutsuzluğa kapılmak. Ancak sorun umutsuzluğa kapılmak değil o umutsuzluğun içinde, sürekli esir olmaktır. Umutsuz insanların düşüncelerinin olumlu olmasını beklemek, hileli zarlarla oyun oynamak gibidir. Mutlu olmayan insanın ruhu olumsuz duygulara karşı zayıftır. Bu zayıflık umutsuzluğun en kolay kök saldığı yeri hazırlar.
21. yüzyıl içinde “mutluluk”, artık pazarlaması yapılan bir ürün. Pazarlaması çok iyi yapıldığı için sürekli olarak “mutluluk” ürününe ulaşmak ve daha fazla tüketmek istiyoruz.
Tüm dünya, daha mutlu olmak adına bu pazarlama oyununun bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Tükettiğimiz ürünler, gittiğimiz tatiller, hatta ülkeyi yönetenler bile “mutluluk” pazarlamak için çalışıyor. Böyle bir sistem içinde insanın kendisini sağlıklı bir şekilde koruması gün geçtikçe zorlaşıyor.
Olumsuz ve mutsuz düşünmenin faydası yoktur, zararları yıkıcıdır.
Olumsuzdan olumluya, mutsuzluktan mutluluğa geçmek için reçete var mı?
Var tabii. Olumlu ve mutlu olmak için toplumu yönlendirmeye çalışan, bu konuda reçete veren üst akıl, sahte ve yapay yöntemlerle insanları daha çok tüketime yönlendirmekte ve bundan rant sağlamaktadır.
Umutsuzluğa kapılmadan olumsuzluk ve mutsuzluk kıskacından kurtulmak için yapılması gereken şeyler aslında basittir: Daha basit, daha yalın ve gerçekçi bir yaşama dönmek.
Ancak sorun da burada gizlidir. Böyle bir yaşama dönmek zordur.
Bu dönüşümü sağlamak ise insanın kendisine olan saygı borcudur. İnsan başkalarından önce kendisine borçludur bu hayatta; kendisine olan borcu kapamadan mutlu olamaz.
Koçluk yaptığım danışanlarımın çoğu bu borcu nasıl öderim sorusunu sorar. Merak etmeyin, bu borcu ödemek zor değildir. Sadece bugüne kadar yaptığınız şeyleri biraz farklı yapmanız ve bunları gerçekten isteyerek yapmanız gerekir. Neler yapmalıyım diyenler için birkaç tavsiye;
Hayatın içinde sıkışıp kaldıysan kapılarını dışarıya değil içeriye aç.
Herkesi anlamaya çalışmayı bırak önce kendini anla.
Madde dünyasından çık, mana boyutuna gir.
Kibir ile düşünmeyi, küfür ile konuşmayı bırak.
Hırsların için kendini parçalama, ruhunu zedeleme.
Her şeyi gerektiği kadar yap; ne bir eksik, ne bir fazla…
Yarınınız bugünlerinizden huzurlu ve mutlu olsun. Bunu başarmak için umudunuz olsun ve harekete geçin.
Saygılarımla,
Uğur Durak
Profesyonel Koç
ugur.durak@hedeftutulmasi.com
www.hedeftutulmasi.com
YouTube: Hedef Tutulması
Instagram: ugurdurakofficial