İş yaşamındaki stresi yönetebilmek
Stres, gündelik yaşamımız içerisindeki çoğu aktivitelerin kaçınılmaz bir gerçeği durumundadır. Genellikle olumsuz duygular içerisinde fark ettiğimiz stres aslında olumlu duygular içerisinde de yer alıyor. Örneğin; yetişmesi gereken bir işi tamamlamak zorunda olmak ve bunun için çok çalışmak olumsuz stresken, aşık olmak olumlu bir stres durumudur. Her iki türde de stres pozitif olarak bizi tetikte tutar, motive eder ve tehlikeden kaçınmaya hazırlar. Zor duygularla baş edebilmeyi öğrenmek, sosyal ve iş yaşamındaki stres durumlarını yönetebilmek, stresi her alanda performansı arttıracak bir durum olarak karşımıza çıkarmış oluyor.
Yaşanılan stresin büyük yaşam değişikliklerinden kaynaklanması ya da günlük koşuşturmaların birikmesi de olsa asıl önemli olan stresin kendisi değil buna nasıl tepki gösterdiğinizdir. İçerisinde bulunulan yaşantınızı yorumlama ve değerlendirme biçiminiz, gelecekten beklentileriniz sizi gevşetir ya da tam tersi şekilde strese sokar. Dolayısıyla stres, içinde bulunduğunuz durumu yorumlamakla başlar. Stresin dört temel kaynağı vardır(Davis, Eshalman ve McCay):
Çevresel etkenler, hava ve yol durumu gibi, insanları sürekli uyum sağlamaya zorlar.
Toplumsal etkenler; zamanında yetiştirilmesi gereken işler, ödenmesi gereken borçlar, iş değiştirmeleri, iş görüşmeleri, sevdiğiniz kişileri yitirme, baş etmek zorunda olunan durumlardır.
Fizyolojik etkenler; ergenlik dönemi değişiklikleri, kadınlarda yaşdönümü, kötü beslenme, uyku sorunları ve hastalıklar insanları zorlayan etkenlerdir. Çevresel ve toplumsal zorlanmalara karşı gösterdiğiniz, kas gerginliği, baş ağrısı, karın ağrısı ve kaygı gibi belirtiler de stres belirtilerdir.
Kişisel düşünce etkenleri; dış dünyada ya da iç dünyada olan karmaşık değişiklikleri yorumlama ve olağan üstü durum tepkisi verme stresi ortaya çıkarır.
Stres kaynaklarına nasıl tepki verdiğinizin farkında olmak , stresin olumsuz duygularını ve etkilerini azaltmaya ve daha etkili bir şekilde yönetmeye yardımcı olabilir. Stres yönetiminin amacı yalnızca stresi azaltmak değildir, stres ile yaşamayı öğrenmektir. Stresli olayların ya da stres etkenlerinin hepsini olumsuz olarak görme eğilimindeyiz, oysa stres etkenlerinin çoğu olumlu etkenlerdir. Örneğin ilk kez yapacağınız bir işe kalkışmanız sizi strese sokabilir. Ancak bu, olumsuz stres kaynağı olarak görülmemelidir. Göze aldığınız durum, size çok zor, çok sıkıntı verecek ya da sizi tehlikeye sokacak gibi geliyorsa ve bunun üstesinden gelecek donanımlarınız yokmuş gibi algılıyorsanız ancak o zaman olumsuz stres ortaya çıkar. Zorlandığınız durumlarda bu stres etkeninden kaçmaktansa onun üzerin gidip, uygun gevşeme tekniklerini kullanarak ve günlük yaşantınıza özen göstererek (düzenli uyku, sağlıklı beslenme), iyimser ve akılcı düşünerek, olumlu etkinlikleri yaşamınızın içerisine daha çok katarak stresin neden olduğu sıkıntılarla daha kolay baş edebilir konuma gelebilirsiniz.
Yaşadığınız stresin ölçüsünü değişik biçimlerde denetim altında tutabilirsiniz;
Çevrenizde olup bitenlerle ilgili olarak ne düşündüğünüzü değiştirebilirsiniz
Çevrenizde olup bitenlere karşı gösterdiğiniz tepkileri değiştirebilirsiniz
Zihninizde oluşan kaygı, korku ya da üzüntü veren düşüncelerin sorumluluğunu alabilirsiniz
Sizin için stres kaynağı olan durumlardan uzak durmayı seçebilirsiniz
İçinizde dinginlik yaratan etkinliklerde bulunmayı seçebilirsiniz(meditasyon, yoga vs.)
İnsanın stresi belirli dereceye dek arttıkça etkililiği de artar, ancak belirli bir dereceden sonra stres insanı etkisizleştirir. Stres yönetimi, kişilik özellikleriniz, öncelikleriniz ve konumunuz göz önünde bulundurulduğunda, sizin için doğru derecede ve nitelikte stresi bulmayı kapsar, böylece kişisel yeterliğiniz ve yaşam doyumunuz artar. Bununla birlikte, hayatınızda olup bitenlerle baş etmeyi çok zor buluyorsanız ve çok stres belirtileri yaşıyorsanız, yardımcı olabilecek psikolojik tedaviler arasında psikoterapi ve bireysel danışmanlık hizmetleri oldukça etkilidir.