Korku ve endişeden özgürleşebilmek
Bu yıl belki de en sık yaşadığımız duygular haline geldi korku ve endişe. Bu duygular çok yoğun seviyede yaşandığında bizleri fiziksel, zihinsel, ruhsal çok fazla etkilediğini ve sağlığımızı bozduğunu biliyoruz. Peki bu olumsuz duygulardan özgürleşebilmek için ne yapmalıyız?
Önce bu duygularla kavga etmeyi bırakıp, olanın hayrımıza olduğunu kabul edip kucaklamalıyız.
Korku bizleri kötü olarak nitelendirdiğimiz şeylerden korumak için, endişe ise daha önce yaşadığımız olumsuz duyguyu geleceğe taşıyıp tedbir almamız için var. Bazen de bu dünyada kalabilmek, hayata köklenebilmek için korkuya ihtiyaç duymuş, bazen de gelecek programımızı yapabilmek için gelecekle ilgili endişe duymuş olabiliriz.
En fazla korkusu olanlar en fazla şeye sahip olduğunu düşünenlerdir. Çünkü hiçbir şeye sahip olmadığımızda kaybedecek bir şeyimiz olmadığı için korku da duymayız.
Bu hayatta hiçbir şeyin sahibi olamayacağımızı farkedip, elimizdekilere sahip çıkmayı denediğimizde ise bize emanet edilenlere (beden, aile, eşya, mal, para vb.) elimizden geldiğince iyi bakmaya çalışarak kendimizi daha güvende, korumada hissederiz.
Sahiplendiğimizde ben merkezcilik ve ego devrededir. Sahip çıktığımızda ise kendi merkezimizde, bir ve bütüne ait hissederiz.
Korku ve endişe hissettiğimizde temelde güvenemediğimiz için kendimizi, etrafımızdakileri ve olanı kontrol etmeye çalışırız. Aşırı kontrol ettiğimizde ise her şey kontrolümüzden çıkabilir.
O yüzden şu an yapabileceğimiz en iyi şey; olanın, yaşadığımız her şeyin hayrımıza olduğunu, kimseye taşıyabileceğinden fazla yük verilmeyeceğini hatırlayıp kendimize ve ilahi sisteme güven duyabilmek…
Korku ve endişe yaşadığımızda nefesimizi de tuttuğumuz için vücudumuza giren oksijen miktarı azalmakta ve blokajlarımızın olduğu bölgelere oksijen sınırlı ulaşmakta. O yüzden ne zaman kendimizi endişeli, kaygılı, korkmuş hissedersek önce bu duyguyu kucaklayalım ki gelen misafiri gönderebilelim. Sonrasında derin nefesler alıp daha uzun sürede verelim. Kendimizi daha iyi hissedene kadar bunu tekrarlayalım. Bu süreçte kendimizi kötü hissettirecek kişilerden, durumlardan, filmlerden, dizilerden olabildiğince uzak durmaya çalışalım ve davetsiz gelen misafire hoşçakal diyebilelim.