DOLAR 34,5197
EURO 36,4892
ALTIN 2962,656
BIST 9122,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Maske + Mesafe + Hijyen = Davet

Gözle göremediğimiz ufacık bir mikrop yüzünden tüm dünya hizaya geldi. Bu mikroptan korunmanın yoluysa çok basit: Maske, mesafe ve hijyen.

Gerçekten işe yarıyor mu?

Muhteşem üçlünün bulaşma hızını yavaşlattığı kesin, ancak tam koruma sağladığına dair kesin kanıt yok. Peki, bu üç kuralın, çok daha farklı bir mecrada daha gizemli bir anlamı bizlere altın tepside sunduğunu söylesem…

Evet, hayatımıza giren bu üçlü sadece bulaş riskini azaltmakla kalmıyor, ilişkilerimize de güçlü hatta tam da istediğimiz katkıları sağlıyor. Şimdi dilerseniz tek tek üzerinden gidelim.

MASKE

Bulaş daha ortalıkta yokken hiçbirimiz maske takmıyorduk. (Siz öyle zannedin.) Maskelerimiz içimizde bir yerlerde gizliydi. Zayıflığımızı göstermemek için güçlü durmaya çabalıyorduk.

Sevmediğimiz halde seviyormuş gibi yapıyor, _-mış gibi yaşam koridorları arasında karşılaşınca -mış selamları alıp veriyor, ve dolayısıyla da aldığımız nefeslerimizin dahi hakkını veremiyor, eksik hayatlar arasında sıkışıp kalıyorduk. Kısacası olmayanı varmış gibi servis ediyorduk. Hatta bu konuda o denli güçlü _MIŞ kasları geliştirmişiz ki, gerçekten maske takmamız gerektiğinde, bu kez de mimiklerimizin kontrolünü sürdürebilmek için ayrıca çaba sarfetmek bizlere zul geldi.

İnsan yüzü gülmek için 17, kaş çatmak için 43 kası çalıştırır. Ne daha az ne de daha fazla ama aşırlık veya yapaylık kas sistemi çalışmasından farklıdır.

İşte ne zaman bulaş için maske mecburiyeti geldi, o zaman mertlik bozuldu.

Gözler kalbin aynasıdır. Ne güzel söyler Emel Sayın. Maskeler ile gözler devreye girdi, daha bir ön saflara buyur edildi. Yüz kaslarına hükmedebiliyoruz, ancak ruhumuza açılan gözlerimize çok zor. Dahası, tüm vücuttaki en hızlı tepki veren kas, göz kaslarımız, saniyenin 100’de biri sürede kasılır, yani bir nevi konuşur, sesten sözden çok daha erken, hatta ve iyi ki de biz bilmeden. Eğer ki vücut dili okumayı biliyorsanız, gözlerin yalan söylemediğini de iyi bilirsiniz.

Pandemi mecburiyeti olan maskeler sayesinde çevremde olan insanları daha iyi gözlemledim. Sadece gözlerine bakmam yeterliydi. Maske takarak bulaş riskini azaltmakla kalmadılar aynı zamanda ne kadar gerçek olduklarını da kanıtladılar.

Maskeler teker teker takılırken, yani anlamlar dünyasında düşerken, tüm önceliği ve mikrofonu gözler alır oldu, yalın ve netlikle göze ve dile gelmeye başladılar.

MESAFE

Bulaş riskini önlemek için 1,5 metre yeter.

“Soğuk bir kış sabahı yerin altındaki dört kirpi, donmamak için birbirine sokuldu. Isınmak istediler. Dikenleri birbirine battı. Ayrıldılar. Üşüyünce, tekrar yaklaştılar. Dikenleri batınca yine uzaklaştılar. Soğukta tek başına uyumak ile batan dikenlerin acısı arasında gidip geldiler uzun süre. Yaşadıkları bu ikilemi, aralarındaki uzaklık her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir denge noktasına gelinceye dek sürdürdüler. Üşüdüler. Yaklaştılar. Dikenleri battı. Uzaklaştılar. En sonunda erişebildikleri dengede, artık ne dikenleri birbirlerine batacak kadar yakın ne de üşüyecek kadar uzaktaydılar. Kirpi mesafesi gerçek sevgi mesafesidir.” (Anonim)

Salgın için uyguladığımız mesafe bizlere ayna oldu bir nevi : İlişkilerimizde erişmeye çalıştığımız dengeyi ve bu denge skalasında konumumuzu ve dolayısıyla da kurduğumuz bağların, ilişkilerin derinliğini de gösterdi.

HİJYEN

Elleri temiz tutmak yeterli mi? Bulaş riski için evet yeterli ama daha fazlasına ihtiyacımız var. Hijyen dediğimiz şey bolca köpük ve suyla olsaydı, hamamdaki tellaklar dünyanın kanat önderi olurdu.

Sözcükleri özensiz kullandığımız için ağzımız kirli, beynimizin sol tarafı ise çöplük. (Broca bölgesi beynin sol yarım küresinin ön kısmında bulunur. Fikirleri ve düşünceleri gerçek konuşulan kelimelere dönüştürmede önemli bir rolü vardır. Broca alanı aynı zamanda bilginin beynin ağzın hareketlerini kontrol eden motor korteks adı verilen başka bir bölümüne aktarılmasına yardımcı olur. Beyin bölgesini 1861 yılında keşfeden Fransız Dr. Pierre Broca’nın ismini almıştır.)

Don Miguel Ruiz’in meşhur kitabı “Dört Anlaşma” nın birinci anlaşması “Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç” dir.

Pandemi sürecinde hiç olmadığı kadar bu konuya ağırlık verdim.

Kitap okumayan bir toplum olduğumuz için bu konuyu başka bir örnekle sunmak için Orhan Gencebay’ı tek geçerim. 1984 yılında “Dil Yarası” ile aslında ne güzel anlatmış bizlere konuyu.

Dil yarası, en acı yara imiş
Dudaktan kalbe bir yol var ki sevgi ve şefkattenmiş
Belki de çok mutlu olacaktık tutsaydık dilimizi
Tam aşkı bulduk derken nasılda kaybettik sevgimizi
Sağlıklı günler için…

Maske + Mesafe + Hijyen uygulamasına dikkat edin. Unutmayın ki her şeyin başı sağlık. Dışarıdan gelecek olan mikroba karşı, içeriden dışarıya karşı alınan önemler ise sizi her daim, her anlamda daha iyi koruyacaktır.

Sizleri daha sağlıklı olacağınız denge alanına “davet” ediyorum.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim…

Saygılarımla,
Uğur Durak
Profesyonel Koç – Mentör – Eğitmen
www.hedeftutulmasi.com
ugur.durak@hedeftutulmasi.com
Linkedin : ugurdurak34
İnstagram: ugurdurakofficial

ETİKETLER:

YORUMLAR

Solve : *
28 × 19 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.