Dalgalanma borsada mı yatırımcı davranışında mı?
“Pazartesi, hisse aldım;
Salı, milyon kazandım;
Çarşamba, hesaplarımı düzelttim;
Perşembe, hizmetkârlar edindim;
Cuma, bana vız gelir;
Cumartesi, hastanedeyim.”
“Edinburgh’ta kuyumculuk ve bankerlik işi ile uğraşan Law of Lauriston unvanı ile yaşayan bir aile vardı. Tarih 1671 yılını gösterdiğinde bu ailenin erkek bir çocuğu dünyaya geldi ve 14 yaşına geldiğinde bu çocuk babasının işine dâhil oldu.
O zamanların İskoç bankacılığı hakkında bilgi sahibi olabilmek için tam üç yıl boyunca çalıştı. Rakamları çok seviyor olmasından ve matematik becerisinin oldukça üstün olmasından dolayı bankacılık ile ilgili bilgileri çok hızlı bir şekilde öğrenmişti.
On yedi yaşına geldiğinde yüzündeki çiçek hastalığının bıraktığı izler olmasına rağmen uzun boylu, yakışıklı ve güçlü bir delikanlıydı. O dönemlerde o kadar çok dikkat çekiyordu ki hayranı olan hanımlar ona “Beau Law” diye hitap ederken onun züppeliğini sevmeyen hem cinsleri ise ona “Jessamy John” lakabını takmışlardı.
1688 yılında babasının ölümünden sonra ise sıkıcı bulmaya başladığı işlerden iyice elini eteğini çekmiş ve babasından kalan parayla Londra’ya gitmişti. Londra’ya varır varmaz matematikteki becerisini belli şans hesaplamaları için kullanmaya başlamış ve kumarhanelerin müdavimi haline gelmişti. Dokuz yıl bu şekilde yaşamasından sonra iflah olmaz bir kumarbaza dönüşmüştü.
Ona göre; büyük zararlar ancak daha büyük risklerle telafi edilebilirdi ve bu düşünceyle kötü bir günde aile mülklerini ipotek etmeden borçlarını ödeyemeyecek bir noktaya geldi.
Hayat onun için sadece kumarda kötü gitmiyordu, gönül işlerinde de aldığı riskli bir karardan dolayı bir düelloya davet edildi ve rakibini öldürmüş olmasından dolayı idama mahkum edildi.
Kendisi bir şekilde Londra’dan kaçmayı başarıp Fransa’ya gitti ve Fransa’da kısa bir süre içinde Kral Naibinin en güvendiği insan konumuna geldi. Hatta bu güven o kadar fazlaydı ki çok geçmeden Fransa Maliye Bakanı konumuna kadar gelmişti. Çok fazla insanın sevgisini kazandığı gibi nefretini de kazanmış olan bu kişi John Law’du.”
John Law… Fransız halkının yukarıdaki gibi şiirler yazdıran, tarihin en büyük “balonlardan” biri olan Mississippi Projesini başlatmıştı. Proje ilk başladığı zamanlarda Fransa’nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları oldukça rahatlatmıştı, tüm matematiksel hesaplamaları oldukça iyi yapan John Law bir şeyi atlamıştı; insan davranışlarındaki hızlı duygu değişimlerini.
Hedonik Adaptasyon-Hedonik Çark
1970’li yıllarda Philip Brickman ve Donald Campbell isimli iki psikolog insanlardaki mutluluk arayışını merak etmişler ve mutluluk üzerine bazı çalışmalar yapmaya başlamışlardır.
Bu çalışmalar sonrasında fark etmişler ki; insanlar karanlıktan aydınlığa geçince gözlerin belli bir süre sonra aydınlığa alışması ya da en ağır kokuların bile zaman içerisinde hissetmemek nasıl fizyolojik bir adaptasyonsa insanlardaki duygu değişimleri de belli bir adaptasyon sürecindedir.
Bu sürecin adı ise Hedonik Adaptasyon veya Hedonik Çark’tır. Brickman ve Campbell’e göre; İnsanlar dış dünyada mutluluk ve haz arayışına çıktığı her zaman aslında hamster çarkına girmiş oluyor. Önceden talih olarak görüp onları mutlu eden şeyler belli bir süre sonra yeniden “yetersiz” gelmeye başlıyor. Mutluluk hissini tattıkları için bu hissi sürdürmek ve yeniden kazanabilmek için bu kez daha fazlasıyla peşine düşüyorlar.
Yukarıdaki grafik Hedonik çarkı en iyi anlatan görseldir. Her insanın mutluluğu, ulaşabileceği en yüksek seviye ve düşebileceği en alçak seviye belli olmak üzere bu iki sabit nokta arasındaki değişimden ibarettir.
Grafikte de görüldüğü gibi insanların, hem iyi hem de kötü olaylara uyum gösterme eğilimi bulunmaktadır bu yüzden de belli bir süre sonra insanlar aynı mutluluk seviyesine tekrar dönmektedir.
İlk başta duygular sonsuza kadar süreceklerinin yanılgısıyla ortaya çıkarlar. Ancak insanlar, gün içerisinde kısa süreli çok fazla duygu değişimleri yaşamaktadır. Her yeni dip ve tepe noktalarına göre mutluluk ve üzüntü seviyeleri de değişim gösterir. Uzun bir süre hayalini kurduğunuz arabayı aldığınız zamanı hayal edin, ilk zamanın mutluluğu hala devam ediyor mu?
Hedonik Adaptasyon İçinde Yatırımcılar
Günlük yaşantıda Hedonik Adaptasyonu insanlar çok fazla yaşamaktadır ancak buradaki önemli konulardan biri, duyguların dalgalanma sürecinde insanların nasıl kararlar aldığıdır.
Birçok hatalı kararlar bu duygu değişiminin en düşük ve en yüksek olduğu noktalarda alınır. Çünkü bu seviyelerde insanların maruz kaldıkları şeyler genelde olağan dışıdır. Özellikle borsa gibi sürekli haber akışlarına maruz kalan ve içerisinde risk barındıran piyasalarda yatırımcılar bu duygusal dalgalanmaları saniyeler içerisinde yaşamaktadır.
Bir hisse senedinde yatırım yapmadan önce yapılan planlara (normal şartlarda bir hisse senedi almadan önce oluşturulması gerekilen içerisinde kar-stop noktalarını barındıran yol haritası) yatırımcının tepki veremediği noktalardır.
Aldığı hisse senedinde hedeflediği kârı elde ettiğinde -özellikle bu kısa bir süre içerisinde olduğunda-, yatırımcı grafikte yer alan sabit çizginin üst bölgesine çıkar ve her şeyin iyi olacağını, hissenin böyle gitmeye devam edeceği yanılgısı içerisine girer.
Bununla birlikte aslında Hedonik çarkın içerisine de girmiş olur çünkü duygusal adapte süresi geçip sabit çizgiye geldiğinde yatırımcı hedeflediği karı beğenmemeye başlayacaktır ve hisse senedini daha üst seviyeden satmayı hedefleyecektir. Brickman ve Campbell’in dediği gibi ilk hedefledikleri kar adaptasyon süreci sonrasında “yetersiz” gelmeye başlamıştır.
Bu yüzden yatırımcı, hisse fiyatları terse hareketlenmeye başladığında süreci ilk başta kabul edemez, hatta ilk hedeflediği kar seviyesine geldiğinde bile –yatırımcı hala karda olmasına rağmen- grafikte yer alan sabit çizginin altında yer alabilecek kadar mutsuzdur.
Ayrıca hisse senetlerinden birkaç defa peş-peşe kar eden yatırımcının hemen yeni bir hisse senedi alma sebeplerinden biri de bu mutluluk seviyesini tatmış olmaktır. Aşırı mutlu hissettiği noktada yeni yatırım yapacağı her hisse senedine güveni tamdır, dip noktaları görmek istemez hatta görmez. Bunun tersi durumları da mümkündür.
Borsaya parasını değerlendirme amacıyla yatırım yapan yatırımcı peş-peşe zararlar ettiğinde asıl hedef çizgisi para kazanmak değil ilk yatırdığı anaparayı kazanmak olmaktadır. Portföy anapara seviyesine ulaşıp kar etmeye başlayacağı noktada ise yatırımcı portföyündeki hisse senedini çoktan satmıştır.
Hedonik Adaptasyonla Piyasada Ne Yapacağız Peki?
Oscar Wilde’nin dediği gibi; “Her birimiz Cennet’i de Cehennemi de içimizde taşıyoruz.” Hedonik Adaptasyon da devamlı bizlerle olacak bir süreçtir. Yola deva edebilmek için bu süreçlere alışıyor olmak kötü değildir aksine alışma sürecinde kendimizi tanıyabilmek için çabalarsak yatırım kararlarımız için bir hediyedir.
Çünkü yapılan çalışmalar göstermiştir ki mutluluğun %50’si genetik, %40’ı Eylem-Düşünce, %10’u ise Dış etkenlerdir. %60’lık kısma müdahale edebilme imkânımız olmadığı için yatırımcı, nasıl bir yatırımcı olduğunu birkaç hisse senedi işleminden sonra karar vermelidir.
Eğer ufak zararlarda hızlı bir şekilde sabit çizginin altına düşüyorsanız ya da ufak karlarda içinde bulunduğunuz coşku hali ile hemen yeni bir hisse almak istiyorsanız, günlük al-sat işlemlerinden, gözaltında işlem gören hisselerden, sosyal medyada ya da her hangi bir yerden duyulan hisselerden uzak durmanız gerekir. Çünkü bu değişimleri hızlı yaşayan yatırımcılar için birkaç adım sonrası piyasada intihar demektir.
Her şeyin tozpembe göründüğü zamanlarda ya da her şeyin son olduğunu hissetmeye başladığınız zamanlarda sistematik hataları meydana getirecek Hedonik Çark içerisine girdiğinizi hatırlamaya çalışın. Mutluluk çizgisinde sapmalar (aşırı mutlu veya aşırı üzgün olunduğu dönemlerde) olduğu fark edildiği zaman bir karar almadan önce kendinize biraz zaman tanımak ileride meydana gelecek ciddi zararların önünü kesebilir.
Bu kadar başarılı olan John Law’a ne mi oldu? Tüm bir ulusun böyle paragöz bir taşkınlığa kapılacağını, güvenin de güvensizlik gibi sonsuza dek büyütülemeyeceğini ve umudun korku kadar aşırıya kaçabileceğini hesaba katamadığı için 1719 yılında tüm mal varlığını Fransa’da bırakarak oradan ayrıldı.
1729 yılında ise sefil koşullar altında Venedik’te hayatını kaybetti. Kimilerine göre Fransa’yı ve Fransız halkını zor zamanda kurtardığı için kahramandı, kimilerine göre Fransa’yı çok zor durumda bırakan bir barbar, kimilerine göre ise ateşten yandığı halde ateşi sevmeye devam eden bir çocuktu…
“Güle güle İskoçyalı ünlüye,
Eşsiz hesap kitaplarıyla,
Düşürdü Fransa’yı hastaneye,
Cebirin kurallarıyla.”
Cemre
Not: Yazıda “Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kalabalıkların Çılgınlığı” kitabından yararlanılmıştır.
YASAL UYARI
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.