Bağırsaklar konuşuyor, kulak verelim
“ Bütün hastalıklar bağırsakta başlar, bağırsak hasta ise vücudun geri kısmı da hastadır” demiş, tıbbın babası Hipokrat.
-Peki, gerçekten öyle mi!
Aslında, bağırsak yapısı ve bakteri çeşitliliği “Samanyolu” kadar geniş ve gizemlidir. Hem iyi hem de kötü olmak üzere 100
trilyon bakteri sindirim sistemimizde yaşamakta olup 1000 kadar farklı bakteri türü olduğu bilinmektedir. Herkesin bağırsak mikrobiyatası benzersizdir ve unutmayın ki sağlıklı bireylerin mikrobiyatasında ki bakteri kombinasyonu iyiyse, işte o zaman şahane bir koleksiyona sahibiz denilebilir; çünkü, sağlıklı bir bağırsak florası onlara eşlik eder. Bunu etkileyen en baş faktörler ise; yaş, diyet, çevre, genler, ilaçlar ve özellikle bağırsak bakterilerini tüketen antibiyotiklere maruz kalma gibi öne çıkan sebepler etkili olmaktadır.
Vücudumuz, huzurumuz, refahımız için bağırsak sağlığının önemini asla küçümsememek gerekiyor. Bizleri zinde ve sıhhatli tutabilmek adına, çok çalışan hücrelerden ziyade bağırsaklarımızda milyonlarca bakteri barınıyor ve sağlıklı bağırsağın hazinesini arttırmak için uğraş veriyor.
Tabii ki işler, her zaman böylesine iyi ve keyifli yürümüyor. Yaşam tarzı ve beslenme modelimizin bu bakteri dengesi üzerinde ciddi etkileri var. Azalması ve çoğalması sağlık ibresini de oynatıyor.
Bir bina düşünün.
İnsan bedeni de bir nevi binaya benzemektedir. Binanın çatısını Otoimmün Sistemi oluşturmakta olup, otoimmün sistemi
bozukluğu pek çok kronik hastalığa da zemin hazırlamaktadır. Bağırsak florası ne kadar güçlü olursa, immunite kendini bir kat daha yukarı taşır. Bağırsak sağlığına uygun bir yaşam biçimi şekillendiğinde ise bağırsaklarımızla mutlu şarkılar söyler, neşeli kelebeklerin uçuşmasına tanık oluruz.
Bağırsaklar, yıllarca fark edilmeyip değer bulamadı ve uzunca süre anlaşılamadı. Kirli işleri yaptırıp lojistik, öğütme, sindirme, dışkılama, dışarı atma gibi bir görev tanımıyla kıyıda köşede kaldı. Lakin, durum anlaşıldı ki en önemli organlarımızdan hatta çok çalışan organlardan biri de bağırsaklar. Mutlu, huzurlu olmamızın önemli sebeplerinden ve sağlıklı olmanın yolu, yolculuğu neşeli bağırsaklardan geçiyor. Bu neşeye katkı sağlayan bakteriler ise bizim mutluluk anahtarımızdır. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin %95 i bağırsaklarda yapılıyor.
Bağırsaklarda oluşan sorunlar yüzünden, o güzelim kıvrımlı, bukleli bağırsaklarımız öcü haline getiriliyor hatta her şeyin suçlusu, zalim bekçisi gibi hissettiriliyorlar. Aksine, bağırsaklarımızı çok sevmeli, iyi davranmalı, doğru kanallardan beslemeliyiz.
Alt beyin, üst beyin arasında ki ilişkiyi sağlıklı kurabilirsek, bu ilişki bizi sağlıklı beden yapısıyla her daim taşır ve bağırsaklara kulak verdiğimiz sürece hayat yolculuğumuz daha keyifli ve huzurlu olacaktır.
*Bağırsak bakterileri kaliteli hale geldiğinde obezite riski azalmaya başlar ve obez olmaktan uzaklaşırız. Kontrolsüz kilo alımı sağlıksız bir floraya sahip olunduğunu da işaret etmektedir.
*Sağlıklı bir bağırsak kalp sağlığını geliştirir.
-Ne alakası var demeyin.
-Kalbe giden yolun mideden geçebileceğini hiç düşündünüz mü?
Sağlıklı bir bağırsağınız varsa, doğru beslenme seçimleri yapılıyorsa mideye doğru ve doğal besinleri gönderildiğinde kolesterol yükselmiyor, kötü kolesterol (LDL) düşüyor, kalp hastalıklarını önlemeye etki yaratabiliyor. Hatta fermente ürünler, probiyotikler yüksek tansiyonu biraz düşürdüğüne dair bilimsel çalışmalarda bulunmaya başlandı ve sağlıklı bakteriler inmeye karşı koruma sağlıyor. Karotenoid, antioksidan ihtiva eden besinler kalp sağlığına yardımcı oluyor.
Bağışıklık sistemi güçlendiğinde, kötü bakterilere karşı bariyer oluşturarak, enfeksiyonlara karşı da savaşabilir.
Bağırsak- beyin arasında oluşan sinyallerin ve merkezi sinir sistemi arasındaki iletişimin depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları gibi konularda yardımcı olabileceği bilinmektedir.
Yukarı kısımda beyin yönetici vasfında. Bağırsaklarımız ise müdür.
Yukarıya sürekli bilgi, iletişim, rapor gönderiyor. Alt tarafta 2.beyinin, üst beyine gönderdiği bilgilerin iş birliğinde, ahenkli bir beden ve ruh sağlığı birlikte çalışıyor.
Bir şeyler yanlış gitmeye başladığında farklı sesler geliyor, emareler gözüküyor ki, süreci iyi takip etmek gerekiyor.
Kabızlık, ishal, gaz, hazımsızlık, ağız kokusu, dilde ağızda aftlar, anal kaşıntı, akıntı, kanlı diyare, ten renginde ve idrar renginde değişiklik, alerji, kilo verme veya hızlı kilo alımı, şekere düşkünlüğü, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, halsizlik, baş ağrısı, eklem ağrıları, cilt döküntüleri, cilt rengi gibi belirtiler görülmektedir.
Bağırsaklar konuşmaya başladığında kulak vermek, bedenimizi iyi dinlemek gerekiyor. Vücudun içerisinde bozulan dengeler mutlaka dışa vurulmaya başlıyor. Düzelir, geçer gözüyle ihmal ihmal edilerek, ertelenip, ötelendiğinde sorunlar daha da ivme kazanıyor. Gaz, hazımsızlık, sindirim sıkıntıları, kronik bağırsak hastalıkları hatta kanser çeşitlerine giden sağlıksız yolda biletimiz kesiliyor.
Bağırsaklarımıza kulak verdiğimizde, “DUR, YAVAŞLA, DÜŞÜN, DİNLE” sözcüklerinin altında neler mi fısıldanıyor!
1-Stresten uzaklaş.
2-Spor, egzersizlere zaman aç.
3-Bol su içmeyi ihmal etme.
4-Kaliteli uyu.
5-Gerekmediği takdirde Antibiyotik kullanma.
6-Fermente gıdaları arttır
7-Lifli, posalı gıdalar al.
8-Dengeli ve doğal beslen.
9-Bağırsak bahçesi iyi beslenmeli. Bunlar için probiyotik ve prebiyotik ürünler.
10-Kötü bakteriler aç bırakılmalı yani fast food, işlenmiş ve hazır gıdalar, şarküteri, şeker, rafine un gibi ürünlerden uzak dur.
11-Nefes çalışması ve meditasyon yap.
12-Stresi yönet, hobi alanları aç.
Bunları uygulamak ise sağlıklı bağırsağın yol haritasında önemli bir adımdır.
Ve bağırsakların konuşup, sitem ettiği konulardan biri de
-Dert, tasa, gaye, hırs, takıntı gibi dünyevi konuları peşine takıp yüklendiğin STRES bana iyi gelmiyor, diye de feryat eden bukleli bağırsaklar var.
Stres; fiziksel, zihinsel, ruhsal ve de bağırsak sağlığımızı olumsuz
yönde etkilemektedir. Kendimizi stres yükünün altına girmiş
hissediyorsak, formül belli. Büyük bir denklem de değil.
“DUR, DÜŞÜN, YAVAŞLA”
Bu sebeple ki, harflerin arasından fısıldadığım bu satırlara kulak verelim, bağırsaklarımız neler anlatıyor dinleyelim;
Çünkü, hayatımızın ve bugünün bir başka tekrarı yok.
Bağırsaklar konuşurken kulak vereceğimiz günleri çoğaltmak, biriktirdiğimiz günlerin sağlıklı ve neşeli olması dileklerimle.
Şifanız bol olsun.
Oyunbozan Bağırsak Kitabı yazarı
Sibel İNAN