DOLAR 32,5876
EURO 34,8481
ALTIN 2494,097
BIST 9669,9
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Bildiğimiz dünyanın sonu!

24.03.2020
A+
A-

         Her yer ve herkes Corona hakkında konuşuyor, yazıyor. Aslında uzun zamandır anlatmaya çalıştığımız şeyler şu anda oluyor, bazen çok fazla aktarmaya çabalıyordum. Ve bir anda anlatmaya çalıştığımız şey oldu ve ben sustum.

Garip bir denklem, insanın belki daha çok konuşması gereken dönemde bir anda susması… Ama olan hepimiz için oluyor, bilsek de bilmesek de. Belirsizlik, endişe, bilinmeyen hepimizin kapısında gelecek olarak duruyor. Bu konuda olanın ayrımı yok, olan dediğim gibi hepimiz için oluyor. Tüm dünya duruyor, bildiğimiz her şey yıkılıyor. Babamla konuşuyordum telefonda, bana olanlarla ilgili bir şey sordu. Ben de baba anlatıyordum ya bunların olacağını dedim, “Aa ben savaş çıkacak zannediyordum, salgın hastalık hiç aklıma gelmemişti” dedi.  Belki o da hekim olduğundan salgın hastalık, onun rutininde bir kavram olduğu için düşünmedi, kim bilir. Ama kelimelerde bildiğimiz, duyduğumuz, bize söylenen ama inanmadığımız, asla gelmez dediğimiz veya inandığımız ama bu değildir canım dediğimiz şeyler oluyor ve olanı fark etmemiz lazım. Sonuçta bu dönem bildiklerimizi kullanmamız gereken bir zaman.  Evet,  çok kötü şeyler oluyor. Ama sadece korkuya kapılmak, isyan etmek çözüm değil.  Bildiklerimizi kullanmak lazım, olabilecek iyiyi farkında olmak lazım.  Karanlığı iyi bir şeye çevirebilmek bizim elimizde… Olan her şeyi silemeyeceğiz, unutamayacağız, elbet izleri kalacak. Ama yine de tüm olanlardan elimizde iyi  bir şeyler kalırsa devam edebiliriz. O yüzden en azından bize düşen kısmında iyi bir şeye dönüştürmeye çalışalım. Nasıl mı? Öncelikle bildiğimiz dünyanın sonunun geldiğini kabul ederek…

            İnsanoğlu varlığını sürekli geliştirerek deneyimler, bazen geriye gidiyor gözüksek de aslında yukarı doğru yükselen bir spiral gibi sürekli ileri doğru gelişiyoruz. Bu gelişim esnasında yola devam ettikçe hayatla uyumlu olmayan parçalarımız törpüleniyor, fazla yüklerimiz atılmak zorunda kalıyor. Doğanın kanunu, evrenin dengesi böyle… İster ruhsal yönden bakın, ister bilimsel! Sonuç hep aynı. Peki, bu neden bizim başımıza geldi?

 1- Tarihte her zaman bu tarz olaylar, salgın gibi kitlesel ölüme sebep olan hastalıklar olmuştur, şimdi olmaması için neden yok… İnsan her zaman doğa ve varoluş karşısında dönem dönem çaresizliği yaşarken insanın kendinden daha büyük bir dengenin olduğunu fark etmek zorunda bırakılmıştır.

2- Tahterevallinin bir yanına çok kaydığımızda biyoloji, iç ses, içgüdü, doğa, evren adına her ne derseniz deyin diğer ucu dengelemek için sorunlar, olaylar yaratır. Son dönemde herkesin en büyük sıkıntısı zamandı. Kendi varlığından, duygularından uzaklaşarak sonsuz bir tüketim döngüsünde kaybolmaya başlamıştı. Ve şu anda tüm dünya durdu ve zaman avuçlarımıza bırakıldı. Ve biz o kadar kendimizden uzaklaşmıştık ki kendimizle kaldığımızda ne yapacağımızı hatırlamıyorduk bile.

3- Bireyselliği yanlış anlayan insanoğlu bütünden uzak kalırsa her ihtiyacını dijital çağda ek başına karşılayabileceğini zannetti. Oysa her zaman resim bütündür. Kelebek etkisi gibi bütünün bir parçasında olan şey bütünün tamamını etkiler. Ve insan tekrar bütüne ait olduğunu duyarsız olamayacağını ve birliğin önemli olduğunu hatırlamak zorunda kaldı.

{youtube}https://youtu.be/KQY4mnZeIvM{/youtube}

            Peki, şimdi tüm bu matematiğin dışında neler oluyor? Astrologlar kehanetlerinde bunun olacağını söylüyorlardı, yaşam stilimizin değişeceğini. Ekonomistler kapitalist sistemin ekonomik gidişatının 2021‘i göremeyebileceğinden bahsediyorlardı. Bu ellerindeki ekonomik datalarda neden sonuç ilişkisinin matematiksel hesaplarının öngörüsü idi.  Harari gibi bazı yazarlar yine büyük bir değişimden bahsediyordu. Aslında herkes kendi bulunduğu noktadan baktığında bu değişimin kaçınılmazlığını farkındaydı. Küresel ısınmadan yaklaşan tehlikeyi belki kendini ilgilendirmediği için farkında olmayı ret eden insan, kendi iç görülerinden de uzaklaşmıştı. Yediğimiz tahıllar, şekerler beynimizde uyuşturucuya benzer etki ederken, televizyon ve sosyal medya bizde sanal duygular yaratırken, kendimizle olmaya vaktimiz kalmamışken bedenimizde en zayıflayan kas sezgilerimiz, içgüdülerimizdi. Sezgi sandığımız şeyler son dönemde zihnimize çevreden yüklediğimiz uyaranların bir çıkarımı idi.  Sürekli trafik lambası, kan, kaza gibi olgulardan bahsedip “aklına ilk gelen rengi söyle” dediğimizde çoğunuz kırmızı yanıtını vereceksiniz. İşte bu çevresel uyaranların bizde oluşturduğu sonuçlar. Uyaranlardan oluşan tepkiyi sezgi zannediyorduk. O kadar uyaranlarımız kalabalık ki kendimizi duymaya vaktimiz kalmıyordu. Kendi gerçek iç sesimizi duyamazsak, çağrışım ve uyaranlardan oluşan yapay bir sezgi yerini alır. Ve aslında olan iyiyi seçemez, uzun vade değil anlık seçimler yaparız.  İşte biz de kendimizden uzak, öyle bir dönemde idik.

Şimdi ise elimizde zaman, yapacaklarımız sınırlı, tıpkı ayrıldığımız sevgili ile tekrar karşılaştığımızda aynı masada oturmanın ve ne konuşacağımızı bilemenin tedirginliğindeki gibi  kendimizle aynı evde durmanın ve ne yapacağımızı bilememenin kıvranışlarındayız.  Evet dışarı baktığımızda belirsizlik, korku hakim. Olanlar çok iz bırakacak, birçok yıkım olacak. Hatta belki de bir daha hiçbir şekilde eski bildiğimiz yaşamlarımız olmayacak, belki dünyanın durabildiğini gören insanoğlu yepyeni ve cesurca seçimler yapacak. Ama sonuçta yeni bir şeyler olacak. Düşünsenize, bir gün bile bir fabrikanın durmasının bütçesini hesaplamaktan korkarken bir anda dünya durdu. Ve şimdi nelerin değişebileceğini gözlüyoruz. Birçok insan aslında uzmanlığını evden de yapabiliyor. Ve bu konuda hiç olasılık vermedikleri bir şeyin olabildiğine şaşkın olduklarını söylüyorlar. Evet, bu farkındalık dönemi. Sevdiklerimizi korumak için farkında olmalı, evde kalmalıyız. Bütün için bunu yaparken sıkıştırılmış, hapiste duruyor gibi değil, neyin olduğunu her şeyden önce farkında olmalıyız. Tüm dünya duruyor, tüm dünya susuyor. İşte o yüzden daha çok dinleme zamanı. Dinlemek, görmek gerekiyor. Evde kaldığımızda biten egzoz dumanlarını,  çevre gürültüsünü, kirli havayı, elektrik-su- ısınma gibi tüketim merkezi olan plazaları farkında olup nelerin değişebileceğini fark etmemiz gerekiyor. Biz çekildiğimizde temizlenen suların, oksijenlenen havanın, sokaklara dönen hayvanları farkında olmamız gerekiyor. Bu dönemde biz yer verdiğimizde geri dönen gerçek hayatı farkında olmamız gerekiyor. Evlerimizde iken uzun zamandır açmadığımız çekmecelerimizi boşaltıyoruz. İşte aynı şekilde bu felaketi armağana çevirmemiz gerekiyor. Benliklerimizde dip köşelerde kalmış tozlu fazlalıkları fark etmemiz gerekiyor. Bildiğimiz dünya yıkılırken bildiğimiz benlerden vazgeçip yeniye adapte olabilmemiz gerekiyor. Her zaman söylediğim gibi evrimin kuralı, büyük felaketlerde ne çok zeki insanlar, ne de çok güçlü insanlar… Sadece adapte olabilenler sağ kalır. Ve işte şimdi zamanı, dünya her canlının yaptığı gibi tercihini yaptı ve yaşamayı seçti. Bizi virüs gibi ona zarar veren, tüketen, umursamayan olarak zararlı gördü ve dünya önce kendi yaşamayı seçti. İşte bizim içimizde de nefes alan, canlı kalan bu dünyaya adapte olabilenler kalacak… O yüzden biz de içimizdeki benlerden seçimlerimizi yapalım. Hayatı büyüten, üreten, yaşamı destekleyen parçamızı büyütelim. Yıkan, tüketen parçamızı bu dönemle birlikte geçmişte bırakalım. Yeni bir dünya geliyor, eski dünya bitiyor. Bildiğimiz dünyanın sonu geldi şu an. Farkında olmak zamanı… Hem dünya için, hem bizler için yeniden doğmak zamanı…

 


YORUMLAR

Solve : *
5 − 4 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.