İstanbul °C
Çin’den gelen sorun ve çözümü!
Çin’de görülen İnfeksiyonlar nedeniyle korku kültürüne dayanan durumlar görülmeye başlandı. Bu sefer baş rolde Coronavirus’ler…
Sizlere hem bu enfeksiyon ile ilgili bilgiler aktaracağım ve neler yapılması gerektiğini göstereceğim. Ama asıl sadece bu değil bundan sonra olacak İnfeksiyonlarda korkudan kurtulmanız için gerekenleri yazacağım.
Son dönemde Çin’de ölüm olaylarına neden olan Coronavirus vakaları, Coronavirus infeksiyonlarını tekrardan gündeme taşımış bulunmaktadır.
Öncelikle şunu belirteyim. Coronavirus infeksiyonları, ülkemizde sürekli olarak görülmektedir.
Solunum yolu infeksiyonu ön tanısı konulan hastaların, %2.45 sınde Coronavirus tipleri saptanmıştır.
Eğer her hastada virüs saptanmadigini da bilirsek , virüs saptananların %8’i gibi bir oran elde ederiz.
Farklı dönemlerde, Coronavirus türlerinin saptanma oranı artmakta ya da azalmaktadır.
H1N1 İnfeksiyonları da aralıklı olarak karşımıza çıkar.
Koronavirus’ler geniş bir virüs ailesidir. Genellikle soğuk algınlığı, üst solunum yolu infeksiyonları ve pnömoni (zatürre) gibi alt solunum yolu infeksiyonlarına neden olmaktadırlar.
Bugüne kadar içlerinde MERS-CoV ve SARS-Co’ nün da olduğu 6 tipinin insanlarda infeksiyon yaptığı biliniyordu.
Peki yeni görülen bu enfeksiyonların ve
yeni Koronavirüs’ün Özelliği Nedir?
Yeni salgın olarak bildirilen 2019-n CoV türü ile, bilinen Koronavirüs türü sayısı yediye ulaşmış görünmektedir. Bu virüs daha önce salgınlar yapan ve 2003 yılında saptanan SARS virüsüne, %80 oranda benzerlik göstermektedir.
Belirti ve Bulgular
Solunum yolu enfeksiyonu belirtisi olan ateş, halsizlik, kuru öksürük, nefes darlığı gibi şikayetler ortaya çıkar. Kan sayımında normalde İnfeksiyonlarda löksosit ve lenfositler artarken burada azalma görülmektedir.
Normalde corona virüsler hayvandan insana geçmesine rağmen, insandan insana bulasmazlarken, bu virus insandan insana solunum yoluyla bulaşmaktadir.
Şeker hastalığı kalp hastalığı vb kronik sağlık problemi bulunan hastalarda, ölüm oranı yüksek seyretmektedir.
Tedavi
Özel ve kesin bir tedavisi yoktur. Mevcut antiviraller verilebilir. Antibiyotikler etkili değildir. Zira antibiyotikler bakterilere karşı etkilidir.
Bu Hastalık Ülkemize Gelebilir mi?
Seyahat olanaklarının arttığı ve teknolojinin geliştiği dünyamızda, yeni Koronavirüs’ün de gelebileceği muhtemeldir.
Aslında en önemli konu bağışıklık sisteminin iyi çalışmasıdır. Bugün bu virüs gider, yarın başkası gelir. Bu hasta etmezse öteki eder, öteki öldürmezse bir sonraki öldürür.
O nedenle kendimizi koruyabilirsek korkmaya gerek kalmaz.
Bağışıklık sistemini düzgün çalıştırmanın en iyi yolu beslenme ve yürüyüştür. Seminerlerinde anlattığım konu kan dolaşımını iyi tutmak gerektiğidir. Yürüyüş ve egzersiz kan dolaşımını ve dolayısı ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Beslenme derken, yediklerimiz neden etkisiz kalıyor diye sorarsanız, ben de size bazı sorular sorarım.
Öncellikle neyin farkındasınız?
Beslenemedigimizin farkında mısınız?
Yediklerinizde tat ve koku kalmadığını biliyor musunuz?
Toprakların nadasa bırakılmadıgini biliyor musunuz?
Eskiden yılda 1-2 ürün alırken şimdi aynı tarladan 6-12 defa ürün alındığını biliyor musunuz?
Yediğimiz sebze ve meyvelerin vitamin ve mineral içeriğinin %95lere varan oranda azaldığını öğrendiniz mi?
Meyve ve sebzelerin ORAC skorlarını biliyor musunuz?
Ne kadar sebze ve meyve yerseniz ne kadar vitamin alınacağını biliyor musunuz?
Yediğimiz et ve içtiğimiz sütte CLA miktarındaki azalmayı biliyor musunuz?
Yediğimiz balıklarda omega-3 olmadığının farkında mısınız?
Balıkların toksin dolu olduğunu ve artık yenilmesi onerilmeyen gıda listesinde olduğunu biliyor musunuz?
Omega 6 dan yoğun beslendiğimizi ve bunun sonuçlarını biliyor musunuz?
Çevremizde toksin yükünün arttığını ve bunların bizi kronik bir şekilde zehirlediğinin farkında mısınız?
Bunların kan dolaşımını ve hücre zarlarını bozduğunu, bağırsaklarımizin geçirgenliğinin arttığını biliyor musunuz?
Bütün bu olayların süreç yasasına tabi olduğunu biliyor musunuz?
Sorular çoğaltılabilir.
Yapılacak en önemli şey NO salgısını sağlamaktır.
Omega-3 ve omega-6 dengesi de iyiyse korkularınız azalsın.
Antioksidanlar da size destek sağlayacaktır.
Her zaman seçenek vardır.
Korkmak veya önlem alıp uygulamak
Virüsü beklemek veya geleceği varsa göreceği de vardır demek
Karar sizin
Doc.Dr Nuri Haksever
Endokrinoloji- metabolizma hastalıkları
YORUMLAR