Duygularınızı ne kadar tanıyorsunuz?
Psikolojik sorunların yanı sıra toplumsal kurallar, edinilen roller ve bazen de kişilik yapısından kaynaklı olarak bireyler ergenlik çağında ve yetişkinlikte duygularını tanıyıp ifade etmekte güçlük yaşayabilmektedir. Duygular, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası olup yaşantımıza renk vererek bazen bizi hareketlendirirken bazen de durdurur. Zaman zaman üzülürüz, korkarız, utanırız, kızarız, seviniriz, şaşırırız ve bunların ne anlama geldiğini de düşünmeden yaşarız.
Genelde olumlu duygularımızın peşinden koşarken, olumsuz duygularımızdan da kaçma eğilimi gösteririz. Peki, nedir bu olumlu ve olumsuz duygularımız? Olumlu duygular mutluluk, neşe, ilgi, güven, beklenti iken olumsuz duygular korku, şaşkınlık, üzüntü, kızgınlık, utanç ve tiksinmedir.
Bu duyguların anlamlandırılması çocukluk çağlarından itibaren önem taşır. Mutluluk kadar kızmanın da insan doğası gereğince yaşanılması gereken bir duygu olduğunu kabullenip kızmak, öfkelenmek gibi olumsuz duyguları kontrol etme ve verilmesi gereken doğru tepkilerin kazanımına destek sunulması oldukça önemli bir noktadır.
Çünkü duygularımız çevreyi veya iç dünyamızı değerlendirmeye yönelik bir tepki olup bedensel, düşünsel, davranışsal alanımızda değişiklere yol açabilmektedir. Mesela; korktuğumuzda bedenimizde çarpıntı, nefes alışverişimizde hızlanma olurken, davranışımızda geri çekilme, kaçma eğilimi gösterip düşünsel alanda da tehlike algısı ve tehditlere yönelik düşünceler görülmektedir. Peki, sizler kaygılandığınızda, sevindiğinizde, üzüldüğünüzde, utandığınızda ne düşünür, bedeninizde ne hisseder ve nasıl tepkiler verirsiniz?
Uzm. Klinik Psk. Ecem Mizmizlioğlu