DOLAR 34,4867
EURO 36,4668
ALTIN 2944,734
BIST 9031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ketojenik diyet ve hızlı sağlıklı kilo kaybı

27.05.2020
A+
A-

Değerli okuyucularım

Son bilimsel gelişmelere dayanarak geliştirilen hızlı ve sağlıklı kilo kaybı sağlayan diyet olarak görülen “düşük kalorili ketojenik diyet”  ve zayıflama hakkında yanlış bilinen görüşlerden bahsetmek istiyorum;

Ne kadar hızlı kilo verirsen, o kadar hızlı geri alırsın” diye genel bir tabir vardır. Mevcut yayınlara bakıldığında ise bunu destekleyen açıklamalar yoktur, aslına bakılırsa bunun tam tersi doğrudur bile denebilir.

Bu hatalı görüşün nedeni verilen kilonun geri alınmasının sadece kötü beslenme alışkanlıkları ve sosyal alışkanlıklardan kaynaklandığı ve bunları değiştirmenin zor olduğu görüşüdür. Hızlı kilo vermenin tersine, yavaş hızda kilo verilmesi halinde verilen kilonun korunduğuna yönelik bir inanç vardır. Ancak yayınlar, başlangıçtaki kilo kaybı miktarının, uzun vadede kilonun korunması açısından pozitif etkileri olduğunu göstermektedir. Çalışmalardan elde edilen kanıtlar, başlangıçta çok fazla kilo kaybedildiğinde, kişinin uzun vadede kilosunu çok daha iyi bir şekilde koruduğunu göstermiştir. Tabi bunun için diyeti yaptıktan sonra kişinin bir süre yaşam tarzı değişikliğini sağlayan kilo koruma programına uyması gerekmektedir. Sonuç olarak kilo yönetim programının ilk aşamasında kişinin kilo kaybının yüksek olması durumunda, kilosunu daha iyi koruduğu gerçeği çok önemlidir. Ne hızda olursa olsun kilo verme rejimlerinden sonraki dönemde çok dikkatli olmak gerekir. Yaşam stili değişiklikleri yaparak ileri dönemde yeniden kilo alımının önüne geçilmiş olur.

 

Aslında modern bir düşük kalorili diyet yoluyla hızlı kilo vermenin beraberinde getirdiği birçok avantaj vardır, bu avantajlar arasında şunları rahatlıkla sıralayabiliriz: hızlı kilo verme bir motivasyon faktörüdür, oluşan yağ yakımı sadece açlığı bastırmakla kalmaz aynı zamanda kas kaybını da yavaşlatır ve ayrıca kişiye özel iyi yapılandırılmış bir beslenme rejimine uymak daha kolaydır. Düşük kalorili ketojenik diyetler, 450 ve 800 kalori arasında kalori alımı ile beslenme gereksinimlerini karşılamaya yönelik karbonhidrattan kısıtlı diyet planlarıdır. Diyet yapan kişi kendi günlük beslenme düzenine göre oluşturulmuş diyette ister normal besinlerle diyetini sürdürürken, dilerse bu amaca yönelik oluşturulmuş diyet ürünlerini tüketerek de devam edebilir. Ayrıca günde bir kez olmak üzere bir kase nişastalı olmayan sebze alarak lif ihtiyacını karşılar ve böylelikle bağırsakların düzenli çalışmasına destek olunur. Sebzeler üzerine eklenen bir tatlı kaşığı zeytinyağı, safra kesesinin boşalmasını sağlar ve taş oluşumunu önler.

Çok düşük karbonhidrat alımının olduğu diyetlerde, keton cisimlerin düzenli ve kontrollü üretimi, diyete bağlı ketoz olarak bilinen faydalı bir durumun ortaya çıkmasını sağlar. Peki nedir sık sık duyduğumuz KETOZ? Bu özel diyetlere beraber keton cisimleri, kalori olarak kullanılmak üzere karaciğerden bazı dokulara örneğin; beyine aktarılır; bu durumda beyin glukoz yani şekeri değil de alternatif kalori olarak yağları kullanır. Böylelikle metabolizmada daha hızlı bir yağ kaybı yakalanmış olur. Yakın zamanda yapılan önemli bir çalışmada çok düşük karbonhidrat alınan bir diyet sonucunda, kadın ve erkeklerde yağ kütlesinde önemli bir azalma görüldüğü ortaya çıkmıştır.

Ek olarak, gıda bağımlılığı da obezite ve fazla kiloya neden olan faktörler arasında kabul edilmektedir. Bu nedenle kilo vermede başarıya ulaşmak için, bu faktörün de kontrol altına alınması önemlidir. Yapılan çalışmalarda düşük kalorili ketojenik diyet ile fazla kilolu bireylerde gıda bağımlılığının azaldığı, ciddi ağırlık kaybı sağlandığı ve verilen kiloların diyet sonrası en az 2 yıl daha korunduğu gözlemlenmiştir. Düşük kalorili ketojenik diyet kas ağırlığını, kas gücünü ve metabolizma hızını koruyarak yağ kütlesini azaltmada en etkili yöntemdir.

Fazla kilolarla mücadelede tercih edilen yöntemlerde başarının sınırlı olmasının nedeni baş edilemeyen açlık hissidir. Klasik diyetlerde danışanlar diyete başladıkları birkaç gün içinde, açlık, üzüntü ve bazı durumlarda hafif depresyon belirtileri gösterebilmektedir. Oysa düşük kalorili ketojenik diyet uygulayan danışanlarda bu yan etkilerin hiçbiri gözlemlenmemiştir. Literatürdeki çalışmaları dikkatle takip eden uzmanlar çok iyi bilmektedir ki ketozisin etkisi sayesinde bireylerde açlığı ve diyet sırasında gıdalardan uzak kalmaya bağlı oluşan mutsuzluğu engelleyen mekanizma aktive olur. Düşük kalorili diyetler, obezite ile mücadelede kullanılan tüm geleneksel yöntemlerin ötesinde; hem kan değerlerinde ve yaşam kalitesinde iyileşme sağlamakta hem de kaybedilen yağ sayesinde hastalık risklerini azaltıp yaşam süresini uzatmaktadır. Ayrıca, diğer tüm diyetlere göre, hızlı ve sağlıklı şekilde yağ kaybı sağlıyor oluşu, diyet sonrası kaybedilen kiloların geri alımını önlemektedir. Aynı zamanda bu diyetler sayesinde girilen ketoz mekanizması kişilerin bölgesel yağlanmasına odaklanarak kilo kaybının çoğunluğunu yağlardan sağlanmış olur.

Her zaman hatırlamamız gereken en önemli konu; ağırlık kaybında tartıdaki rakamların değil mezuradaki incelmenin önemli ve etkili olduğudur.

Düşük Kalorili Ketojenik Diyet ve Selülit Üzerine Etkisi

Son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü’nün “estetik bir durum değil, tedavi edilmesi gereken bir hastalık” olarak tanımladığı selülit, deri altında düzensiz ve aşırı yağ birikimi ile oluşan, özellikle bacak, kol ve kalça bölgesinde toplanan bölgesel yağ ve dolaşım bozukluğu olarak tanımlanıyor. İstatistiklere göre selülit kadınların ruh halini etkiliyor, selüliti olan kadınlar bedensel olarak kendilerini saklama gereği duyuyor; %67’si selülitlerinden utanıyor, %13,3 düşük özsaygıya bağlı izole olma isteği duyduğunu belirtiyor. Selülitin giderilmesinde atılması gereken adımlar; yağ kaybı sağlayan bir diyet, egzersiz, ödem ve toksin atımı, yeterli su tüketimi ve kan dolaşımını artırmaktır. Düşük kalorili ketojenik diyet uygulayan kadınlarla yapılan çalışma sonucunda 3 haftada dolaşımın az olduğu bölgelerden ortalama 3,0 kg yağ kaybı sağlandığı, bu bölgelerde en az 4-5 cm daralma olduğu ve selülitlerde 1 seviye gerileme meydana geldiği saptanmıştır. Düşük kalorili ketojeneik diyet sayesinde, selülit seviyesi daha yüksek bireylerde de uygun diyet sürelerinde selülitlerden kurtulmak artık çok daha kolay sağlanabilmektedir.

Sevgilerimle

Şükran YILDIZ ŞENAY

Uzman Diyetisyen

 


YORUMLAR

Solve : *
10 × 20 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.