Savant sendromu nedir ve savant sentromu olan ünlüler…
Savant sendromu nedir ve savant sentromu olan ünlüler kimler işte son günlerin en çok konuşulan konusu bu oldu.
Özellikle son günlerde ekranlara gelen Kore yapımı The Good Doctor dizisinden uyarlanan yetimhanelerde büyüyen savant sendromlu deha Ali’nin hikayesinin anlatıldığı “Mucize Doktor” dizisi daha ilk bölümden dikkat çekti. Savant Sendromu da internette merak edilen konular arasında.
Savant sendromu nedir
Savant sendromu, önemli derecede zihinsel engelli birinin, ortalamanın üzerinde belirli yetenekleri gösterdiği bir durumdur. Savantların üstünlük gösterdiği beceriler genellikle hafıza ile ilgilidir. Bu hızlı hesaplama, sanatsal yetenek veya müzikal yeteneği içerebilir. Aslında, 10 otistik kişiden bir tanesinin, değişen derecelerde kayda değer yetenekleri vardır, ancak savant sendromu konjenital ya da edinsel olabilir. Birçok savant becerisi doğumda var olan bazı gelişimsel güçlüklerin üzerine eklenerek çocuklukta ortaya çıkmaktadır. Edinsel savant becerileri sağlıklı gelişim gösteren bireylerde bebeklik, çocukluk ya da erişkinlikte geçirilen kafa travması ya da merkezi sinir sistemi travması sonrası gelişebilir.
Savant sendromlu tüm çocukların yaklaşık yarısı otistiktir. Otizmi olan tüm çocukların yaklaşık yüzde 10’unda savant sendromu vardır. Bu oran 35 üzerinde IQ’lu otizmi olan çocukların yüzde 25’ine yükselir. (Çok sayıda otistik çocuğun IQ’ları daha düşüktür.)
Sendrom sıklıkla otizmle ilişkili olduğundan, otistik savant terimi daha sıklıkla kullanılır. Savant sendromu gösteren bir kişi ile ilgili bilinen ilk açıklama, 1751’de bir Alman psikoloji dergisinde gerçekleşti. Savant terimi, ilk olarak 1887’de J. Langdon Down (Down sendromuna adını veren doktor) tarafından kullanıldı.
SAVANT SENDROMUNUN NEDENLERİ
Savant sendromunun nedenleri 2004’e kadar bilinmiyordu. Bazı araştırmacılar bunun gen veya genlerdeki bir değişiklikten kaynaklandığını, bazılarının bunun sağ hemisferde meydana gelen bu hasarı telafi eden beynin sol yarımküresine bir çeşit zarar verdiğine inanıyor. Bununla birlikte, sendromun nedenleri açık değildir ve daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
TEDAVİSİ
Savant sendromu bir alanda bir çocuğun kabiliyeti göz önüne alındığında beklenenden yüksek olduğunda teşhis edilir. Savant sendromunun herhangi bir dezavantajının olup olmadığı bilinmemektedir, bu nedenle tedavi edilmesi gerekmez. Genellikle savant sendromuna eşlik eden altta yatan bozuklukların tedavi edilmesi gerekir ve savant sendromlu çocuğun özel yeteneğinden yararlanılmasının çocuğun altta yatan gelişimsel bozuklukların tedavisine yardımcı olabileceğine inanılmaktadır.
Savant sendromlu çocuklar çok özel bir beceriye sahiptir. Bu çocuklar, özel ilgi ve yeteneklerin bir şekilde kullanılmasını sağlayan herhangi bir altta yatan hastalığın tedavisine daha iyi yanıt verebilir.
OTİZM NEDİR?
Otizm bir ruh hastalığı olmamakla beraber belirtileri ruh hastalıklarını çağrıştırabilir. Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control Prevention) tarafından açıklanan verilere göre, 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde, 2012 yılında her 88 çocuktan 1’inde ve 2014 yılındaki son bilgiye göre de, her 68 çocuktan 1’inde otizm görülmektedir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ
– Göz kontağı kuramama,
– Yaşıtlarıyla arkadaşlık kuramama,
– Diğerleriyle eğlence, ilgi veya başarıyı paylaşmaya karşı ilgisizlik,
– Empati eksikliği. Otistikler, diğerlerinin acı ve üzüntü gibi duygularını anlamada zorluk çekebilirler,
– Konuşmayı öğrenememe veya konuşmada gecikme. Otistiklerin % 40’ı asla konuşmaz,
– Sohbet etmeye başlamada zorlanma ya da başlamış bir konuşmayı sürdürmede zorlanma,
– Kalıplaşmış veya sürekli tekrarlanan konuşma,
– Aynı şeyleri yapmakta ısrar, rutine sıkı bağlılık,
– Duyusal az veya çok uyarılma,
– Dinleyicilerinin bakış açısını anlamada zorlanma. Örnek vermek gerekirse, karşısındaki kişinin yaptığı espriyi anlamayabilir. Kelimeleri algılayıp anlar ama ima edileni anlayamaz.
SAVANT SENDROMU OLAN ÜNLÜLER
1980’lerin başlarında, kayda değer bir hafıza becerisine sahip Rain Man Savant Sendromu olarak bilinen bir olguya dikkat çekti. Filmde engelli bir adamı canlandıran Dustin Hoffman Savant Sendromu olan kişilerin hem gelişimsel bir engeli (zihinsel geriliği veya otizmi) hem de belirli bir alanda muhteşem, dahi seviyeli bir yeteneği olduğunu insanlara gösterdi.
SAVANT SENDROMU ILE TANINAN ÜNLÜLER…
ALONZO CLEMONS – AMERİKALI HEYKELTRAŞ
Clemons, 40-50 aralığında bir IQ’ya sahip bir savant sendromlu heykeltraş ve sanatçı. Alonso Clemons, 3 yaşında düşmesinin ardından kalıcı bilişsel hasara uğradı. Bu kazanın ardından mükemmel hayvan heykelleri yapmaya başladı. Clemons, sadece bir kez gördüğü bir hayvanın heykelini kusursuz bir şekilde yapabiliyor. Sadece bir an için iki boyutlu bir görüntüye baktıktan sonra, bir hayvanın gerçekçi ve anatomik olarak kesin üç boyutlu bir görüntüsünü oluşturuyor. 1986’da Aspen, Colorado’da bir sergi açtı. Televizyonda bir hayvan gördüğünde o hayvanın heykelini yarım saat içinde tamamlayabiliyor. Alonso Clemons ayakkabılarını bağlayamıyor veya kendi başına yemek yiyemiyor olsa da, zihni bir şekilde gördüğü şekilleri ve formları kavrıyor.
TONY DEBLOİS AMERİKALI MÜZİSYEN
TONY DEBLOİS AMERİKALI MÜZİSYEN
Tony DeBlois 22 Ocak 1974’te doğdu. İki kilodan daha az ağırlıkta ve erken doğdu. Erken doğum nedeniyle gözlerini kaybetti. İki yaşında piyano çalmaya başladı. İlk başta, DeBlois Austin, Texas, Boston, Massachusetts’te Körler Teksas Okulu’nda okudu, ama 1989 yılında Berklee Müzik Koleji’ne devam etti. Caz konusunda uzmanlaşan Deplois, 20 müzik aleti çalıyor ve dünya çapında konserler veriyor. Hafızasından yaklaşık 8 bin parça çalabiliyor.
LESLIE LEMKE – AMERİKALI MÜZİSYEN
LESLIE LEMKE – AMERİKALI MÜZİSYEN
Amerikalı 1952 doğumlu olan Leslie Lemke müzisyen, görme engelli, otistik ve savanttır. Erken doğumunun bir komplikasyonu olarak, retina problemleri, daha sonra glokom gelişti ve gözlerinin ameliyatın ilk aylarında cerrahi olarak çıkarılması gerekti. Ayrıca beyin hasarı ve beyin felci geçirdi. 12 yaşındayken Leslie piyano çalıyor ve saatlerce dinlediği şarkıları söylüyordu. Leslie, bir kere duyduktan sonra kusursuzca herhangi bir uzunlukta bir müzik parçasını hatırlayabiliyor ve çalabiliyor.
THRİSTAN MENDOZA – FİLİPİNLİ MARİMBA DÂHİSİ
THRİSTAN MENDOZA – FİLİPİNLİ MARİMBA DÂHİSİ
Thristan Mendoza 1989 , Filipinler , Quezon City’de doğdu . Filipin Montessori Merkezine kaydoldu ve iki buçuk yaşında otistik teşhisi kondu. 1997’de Filipinler Üniversitesi onu yetenekli bir çocuk dahisi olarak sundu. O şimdi perküsyon dersleri veren bir üniversite öğrencisi.
DEREK PARAVİCİNİ
DEREK PARAVİCİNİ
Paravicini, 25. haftada çok erken doğdu. Körlüğüne, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde geçirdiği süre boyunca verilen aşırı dozda oksijen tedavisi neden oldu. Bu aynı zamanda gelişmekte olan beynini de etkiledi ve ciddi öğrenme güçlüğüyle sonuçlandı. Ayrıca otizmi var. Bir kez dinledikten sonra herhangi bir müzik parçasını çalabiliyor. yedi ve dokuz yaşlarında gösterdiği performanslar için Galler Prensesi Diana’dan ödül aldı.
MATT SAVAGE – AMERİKALI OTİSTİK JAZZ DÂHİSİ
MATT SAVAGE – AMERİKALI OTİSTİK JAZZ DÂHİSİ
12 Mayıs 1992’de Massachusetts’e doğdu. Savage erken yürüyen ve 18 aylıkken okumayı öğrenen erken doğmuş bir bebekti. 3 yaşında, yaygın otizm bozukluğu savant teşhisi kondu. Erken çocukluk döneminde hiçbir ses veya müzikten hoşlanmadı. Altı yaşında, piyano çalmayı öğrendi. Şimdi Savage başarılı bir müzisyen ve besteci. On iki albüm çıkardı.
HENRİETT SETH-F. MACAR OTİSTİK BİLGİN, ŞAİR, YAZAR VE SANATÇI
HENRİETT SETH-F. MACAR OTİSTİK BİLGİN, ŞAİR, YAZAR VE SANATÇI
DANİEL TAMMET, BRİTANYALI OTİSTİK SAVANT
DANİEL TAMMET, BRİTANYALI OTİSTİK SAVANT
Daniel Tammet, kendine ait bir dil oluşturmasının yanı sıra haftada bir dil öğrenebiliyor. Pi sayısını 22 bin 500 hane ile en uzun şekilde söyleyebilen kişi olarak Avrupa rekorunu da kırdı.
BUĞRA ÇANKIR TÜRK ‘MUTLAK KULAK’ OLARAK ADLANDIRILAN MÜZİK DEHASI
BUĞRA ÇANKIR TÜRK ‘MUTLAK KULAK’ OLARAK ADLANDIRILAN MÜZİK DEHASI
Buğra, 24 yaşında bir otistik ve ağır iletişim kurma engeli var. 2 yaşında otistik olduğu anlaşılan Buğra’nın 10 yaşındayken müzik yeteneği keşfedildi.
İletişim kurarken güçlükler yaşasa da Buğra, aslında ”mükemmel kulak” ya da ”tam kulak” olarak nitelendirilen, doğadaki tüm sesleri referans bir ses verilmeden nota olarak tanımlayabilme yeteneğine sahip.
Buğra 2016 yılında İskenderun Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nı dereceyle bitirdi. Şu an da Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyor. Buğra akademik olarak engellilere fırsatlar verilmesi durumunda çok iyi yerlere gelinebileceği gösterdi. Mezun olduğu İskenderun Teknik Üniversitesi Konservatuvarı’nda 3 yıldan beri saat ücretli piyano eşlik öğretim görevlisi olarak olarak çalışmalarını devam ettiriyor.