DOLAR 32,3432
EURO 35,0154
ALTIN 2324,649
BIST 9079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Sağlıklı olmanın sırrı çiğ gıdalarda – Prof. Dr. İbrahim Uslu

06.02.2019
A+
A-

Evrende insan, hayvan, canlı ya da cansız ne varsa her şey enerjidir. Enerjisi olan her şey ışın çıkarır. Her ışın dalga halinde yayılır…

Dolayısıyla biz insanlar aynen denizde oluşan çıkardığımız dalgalar halinde yayılan ışınla enerjimizi kaybederiz. Yiyeceklerimizin de biraz evvel söylediğimiz gibi enerjisi vardır. Işın yayınlayarak kaybettiğimiz enerjiyi tekrar yediklerimizle geri kazanarız.

Neleri yersek, sonuçta yediklerimizin toplam bileşimden oluştuğumuz için oyuz. Neler yersek onların toplamıyız, yediklerimizin enerjisini harcayarak, yani ışınım şeklinde geri vererek varlığımızı sürdürürüz. Yayınladığımız enerjinin miktarını frekans dediğimiz bir birimle ifade ederiz. Bir göle attığımız taşlar sonucunda dalgalar oluşur, attığımız her taş bizim enerjimizi ifade eder. Diyelim ki her saniye de bir taş atarsak daha fazla dalga çıkarırız ve bir süre sonra artık atacak taşımız yani enerjimiz kalmayınca artık dalgamızda yok olur.

Frekansın birimi Hertz (Hz) dür. İnsanoğlunun bedeninin 62 – 78 Megahertz (MHz) civarlarında bir frekansı vardır. Enerjisi çok yüksek gıdalar yediğimizde frekansımızı da artırmış oluruz. Ancak 60 MHz nin altına düşerse enerjimiz o zaman grip ve nezleye daha sık yakalanırız. Daha alt seviyeler daha büyük hastalıklara işaret eder. Yediğimiz abur cubur şeylerin enerjisi çok çok düşüktür.

Daha öncede yazmıştım bir gıdayı çiğ yediğimizde bize kazandıracağı enerji daha yüksektir. 120 C nin üzerinde bir sebzeyi uzun bir süre pişirme sonucunda artık enerjinin önemli bir kısmı yiteceğinden adeta saman yemiş gibi oluruz, bize enerji kazandırmaz doğru dürüst. Hele düdüklü tencerede 200 C de pişirdiğimizde iyice enerjisi yiter. Sağlıklı olmamız için yiyeceklerimizin hergün %65’ini çiğ olarak tüketmeliyiz ki enerjimiz bol olsun yani frekansımız yüksek. Teorik olarak, bedenimizin frekans oranını 60 MHz’in üzerinde tutabilirsek, hemen hemen hiç hasta olmayız. Ancak eğer içimizde candida mantarları iyice her tarafa yayılmış ve gelişmiş ise biz ne kadar enerjisi yüksek gıdalar tüketelim, tüm aldığımız enerjiyi bizden evvel onlar tüketeceğinden frekansımızı yeterli seviyeye artıramaış oluruz ve bu yüzden hastalıklara yakalanırız. O halde bir taraftan enerjisi yüksek gıdalar yiyeceğiz ama o yediğimiz gıdalar kandidaların beslenmesine yönelik gıdalar olursa şeker, ekmek, salam sosis gibi işlenmiş gıdalar kandida mantarlarını besleyeceğinden bize fayda yerine zarar getirecektir. Sağlıklı yani kandida mantarlarını beslemeyen gıdaları mümkün mertebe çiğ tüketmemiz gerekir.

Kardeşlerim frekansı belirleyen iki unsur vardır bunlar titreşim ve salınımdır. Şimdi keman ayni keman ama çalan ustalar farklı. Birisi kemanın teline parmaklarını basarken parmaklarını öyle bir titreştiriyor ki çıkan müzük bizi mest ediyor diğeri ise tele doğru dürüs bile basamıyan bir acemi, doğru dürüst kemanın telinin titreşimini duyamıyoruz bile. Yine kemanı çalarken kullanılan yay çok eski, ve yayın kemanın tellerine gerekli olan salınım çalan çok usta birisi olmasına rağmen sağlanamıyor ve kemanın sesi kulağımıza hoş gelmiyor. O halde olay keman dünyanın en iyi kemanı da olsa, onu çalanın üstalığı yani teldeki parmakların titreşimi ile birlikte yayın kalitesi sonucu telde yarattığı salınım çıkan muziğin yani ses dalgalarının kulağımıza hoş gelmesini sağlıyor.

Vücudumuzda kaslar da bir keman telinin daha fazla titreştiği ve salındığı gibi frekansımızı belirleyen unsurlardır. Eğer spor yaparsak kaslarımız güçlenir ve frekansımız güçlenir. Yine kandida mantarları kaslarımızın içinde kireçlenmeler yaparlar ve kaslarının kalitesini işlevsiz kılarlar. Demekki sağlıklı gıdalarla birlikte vücudumuzun kaslarını da güçlendirmemiz frekansımızı yükseltmemizde önemli bir unsurdur.

Etrafımızda cep telefonlarından, cep telefonu antenlerinden vb elektronik aletlerden gelen enerji dalgaları vücudumuzun doğal akışındaki enerjimizin bozulmasına yol açar. Eğer enerjimizin doğal akışını, uzun süreli olarak bozulmaya maruz bırakırsak, bu durum çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bilgisayar ekranına çok uzun süre baktıktan sonra bazen baş ağrısı ve göz yorgunluğu yaşamamızın sebebi budur. İşte burada da çevremizden bize zarar verecek elektronik aletlerden gelen kirliliği çoğu zaman kaslarımızın güçlülüğü engeller.

Hepinizi çok seviyorum.
Prof.Dr. İbrahim USLU-


YORUMLAR

Solve : *
22 × 15 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.