Yabancılaşan Türk futbolu

Merhaba sporseverler. Uzun bir aradan sonra yeni yazımla sizlerle birlikteyiz. Futbolu yakından takip edenler son zamanlarda yabancılaşan Türk futbolunu ve değer artışı gibi gösterilen önemli isimlerin kulüplere transferleri ile aslında ne kadar değersizleştiğinin farkındadırlar.

İnanın her platformda dile getiriyorum. Esas yatırımın alt yapıda olduğunu söylüyorum. Aslında kurultaylar, çalıştaylar kurulsa da bu yönde futbol kanaat önderleri tartışsa da uzun yıllardır bu sorunu maalesef ülkemizde aşamadık.

Bir dönem Serpil Hamdi TÜZÜN hocamızın Özkaynak düzenini hayata geçirerek bir döneme damga vurmasının ardından uzun bir süre sonra Altınordu futbol kulübünün ortaya çıkarak başkanı ve kulüp sahibi Seyit Mehmet ÖZKAN’ın hayalini gerçekleştirdiği  İyi birey  iyi futbolcu felsefesi ile büyük yatırımlar yaparak Türk futboluna önemli isimlerin kazandırılması ile alt yapı önemini farklı dönemlerde uzun araklıklarla gerçekleşmiş bir süreçten öteye maalesef geçilemedi.

Bunun dışında Türk futboluna bu derece damga vurmuş farklı bir alt yapı organizasyonu oldu ve haberim olmadı ise bu konuda geri bildirimlere açığım. Lütfen bana bu konuda mesaj atmanızı rica ederim.

Ülkemizde amatör kulüplere verilen desteklerin çok komik ve sınırlı olması yetersiz tesis ve sahalar Büyük kulüplerin alt yapılarının tamamen maliyet olarak görülmesi yönetimlerin ise günü birlik başarıya endeksli olmaları ve alt yapılara gerekli değeri vermemeleri sebebiyle Türk futbolu tamamen yabancılaşmaya mahkum edildi.

Futbolun endüstriyelleşmesinden sonra maalesef bazı değerlerimizi de yitirdik. Milli marşımız bile değerini yitirmeye başladığını düşünüyorum. Düşünün maç öncesi onbir futbolcunun 8’i yabancı ve milli marşımız çalıyor. Ortaya ne kadar absürt bir görüntü ortaya çıkıyor. Belki de sadece ben böyle hissediyor ve düşünyorum.

Peki futbolu seven ve yakından takip eden siz sporseverlerin bu durum da hissettikleri neler?

Birde bu durumun ekonomik boyutu var. Kaynak hiçbir zaman sınırsız değildir. Güneş bile belli bir süre sonra yok olacağı söyleniyor. Futbol kulüplerimizin borca batık olduğunu daha önce yazmıştım. Yüksek transfer harcamaları ile sadece süper lig şampiyonluğu düşünen yönetimler asıl büyük resmi görmeyerek günü birlik çalışmalar içerisindeler. Bu durumun hatalı ve yanlış olduğu yakın bir dönemde ise kulüplerin yabancı şirketlere satışı ile ne kadar yanlış işler yapıldığının farkına geçte olsa varılacak. Fakat tren kaçmış iş işten geçmiş olacak.

İş işten geçmeden demek isterdim ama maalesef şuanda kulüplerin bu borçlanmayı toparlaması mümkün görünmüyor. Yüksek bedelli transferlerin yapılması yerine uygun araziler alınıp kapsamlı tesislerin yapılarak geleceğe yatırım yapılması en doğru tercih olacaktı. Yönetimler günü birlik başarıyı seçtiler ve sporcu ve kulüp geleceğinin ellerinden kayıp gitmelerine engel olamadılar.

Sonuç olarak yabancılaşan Türk futbolunun geleceğini yine yabancı şirketler belirleyecek.

Spora gönül veren yetenekli olduğu halde bu yeteneğine fırsat verilmeyen yapılan haksızlıklar karşısında oyuna küsen bir çok değerimiz sporcumuz kaybolmuştu. Bundan sonra da kaybolmaya  devam edecek.

Kaybeden ise Türk futbolu ve Türk sporcusu olarak kalacak.