17 Haziran Yay Burcunda Dolunay!
Bir süredir çoğumuzun hayatında gerilimler yaratarak seyrine devam eden gökyüzü,
Yay burcundaki dolunay ile vadesi gelen konuları aydınlatıp, son noktayı koymaya hazırlanıyor. Tutulmalara doğru giderken, dolunay etkisiyle yaşayacağımız sonlanma ve sonuçlanmalar bir bakıma son rötuşlar gibi düşünülebilir. Zira tutulmalarla birlikte hayatımızda ön plana geçecek temalar için bir zemin hazırlığı söz konusu. Yengeç-Oğlak aksı tutulmalarının en zorlayıcı yanı, güney ay düğümüne eşlik eden ve zaman zaman retro hareketleri ile geçmişte çözülmemiş konularla karşılaştıran Saturn ve Pluto etkileri. Dolayısıyla gökyüzü zaman zaman sert olaylarla bizleri bir şeyleri değiştirmeye, dönüştürmeye, yenilemeye zorluyor bir anlamda. Yay burcundaki dolunayda yönetici gezegenlerin gerilimli açıları kaza, tartışma ve aşırı reaksiyonlara eğilimli bir ortam ifade ediyor. Dolunay natal haritalardaki konumuna göre ev, aile, miras, ortaklık gibi konularda yaşanabilecek gerilimler, kazalar, aldatılma, kandırılma durumları, ebeveynlerin sağlık sorunları gibi olumsuz ihtimalleri getiriyor. Genel anlamda ülkede gerilimli günler mümkün.
Öte yandan inanç, gelenek, görenek, fikir ayrıkları gibi konuların yeniden değerlendirilmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Dolunayda şefkat ve merhamet kavramları hakkında anlayış geliştirmeyi, vicdani olarak gelişmeyi destekleyebilecek koşullar da söz konusu. Bu temaların bazı gerilim ve çatışmalarla ortaya çıkması mümkündür. Bu durumda bazı durum ve kavramların hayatımızdan çıkması için aksiyon almak gerekli olabilir. Sorunu çözmeye, yanlışı değiştirmeye gönüllü olup, aşırı reaksiyon ve tartışmalardan kaçınmak gergin etkileri hafifletmek açısından önemli olacaktır. Zira olaylara nasıl baktığımız ve nasıl tepki verdiğimiz, olayın kendisinden daha önemlidir çoğu zaman.
Asıl konu, hayata karşı duruşunu belirlemek, yaşamak istediğimiz realiteyi kurgulayıp gerçekleştirmek için mücadele vermekle ilgili aslında. Eğer gerçekliği kurgulayıp, her an yeniden yaratmakta isek, realitemiz elbette kendi düşünce, beklenti ve inançlarımıza göre şekillenecektir. Korku ve öfkeyle beslenenlerin ve onları besleyen şuursuz kalabalıkların da var olduğu bir dünyada, kendini gerçekleştiren olumsuz kehanet senaryoları tasarlamak çok da zor bir iş olmasa gerek. İsteyen kendi dünyasını karartmak ya da besin olmakta da özgür elbette, ve fakat gölge etmemek şartıyla. Bu bakımdan, durduğumuz yerin ışık almasına özen göstermek önemli. İstenen ile yaşanan realite arasında farkın büyük olması durumunda, gerçekliği yeniden yapılandırmak ancak bu farkı yaratan koşullardan özgürleşerek mümkün olabilir çünkü.
Gerilimlere rağmen, bir ruhsal ilerleme potansiyeli de taşıyan dolunayı, bu açıdan değerlendirebilmeyi herkes için umuyor ve diliyorum.
Son tahlilde, HERKES yerli yerinde, HERKES olması gerektiği gibi.
Sevgiler