DOLAR 34,5161
EURO 36,4528
ALTIN 2958,416
BIST 9124,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Azar azar ölmek!

08.04.2017
A+
A-

Azar azar ölmek

En zayıf varlık insan…. Ağır bir söylem belki, ama zayıf işte… Kalbi o kadar kolay kırılıyor ki, bir daha açmaya korkuyor.

Tüm yaşamını bir daha kırılmamak üzerine kuruyor. Hal böyle olunca, aslında azar azar yaşamaktan vazgeçiyor. Yaşar gibi gözüküyor, nefes alıyor, yürüyor, çalışıyor, ama sever gibi yapıyor sevmiyor, üretir gibi yapıyor sadece olana bitene ayak uyduruyor. Aslında bir nevi sürükleniyor. Günlerin sayısı artarken, insan olmaktan azar azar vazgeçiyor.

 

Hayvanlar incinmiyor mu peki? Onlar travma hissetmiyor mu, yaşamıyor mu? Yoksa onlar çok güçlü de sadece insan mı yaşadıkları ile başa çıkamıyor? Hayır, sanılanın aksine hayvanlar da kırılıyor, inciniyor. Hem de en çok insandan kırılıyorlar, çünkü açlık dışında durup dururken zarar vermeyi anlayamıyorlar. Benim yıllar önce bir kedim vardı, kediyi hamile iken sokağa arabayla getirip bırakmışlardı. Herhalde, hamile olup 4 yavru ihtimali eklenince başa çıkmak angarya kısmı zor gelmişti ki, evdeki oyuncak gibi gördükleri kediden kolayca vazgeçebilmişlerdi. Mahalle sakinleri kedinin bırakılıp getirilişini görmüş, hatta ev yaşamını bilen kedinin sokakta kendini koruyamayıp köpekler tarafından boynundan sallandırıldığını da.. Kurtarmışlar, hepimiz ona bakmaya başladık, yaralarını iyileştirmeye çalıştık. Yavrularını annem, kah ağlayarak kah ikna ederek dostlarımıza dağıttı. Anneyi de ben aldım. Evden sokağa en çaresiz halde hamileliğinin ortasında bırakılan bu kediyle güven ilişkisi kurmamız yıllarımızı aldı. Ben her nöbete gittiğimde yeniden terk edildiğini düşündüğü için kaçmaya çalışıyor, eve her geldiğimde nöbetten uykusuz gelip aç, susuz bile olsam önce onu kucağıma alıp sakinleştirmeye çalışıyordum. Aylar içinde düzeldi gibi gözükse de aslında gerçek iyileşme yıllar içinde olmuştu. Bunun gibi travmaya uğramış bir çok hayvan örneği anlatabilirim size.

 

Ancak doğal yaşam travmaları neden sonuç ilişkisi kurdurarak onarıyor. Biz yokken onlar eminim iyileşiyorlardı. Anlamlandıramadıkları davranışlar yoktu. Tekrar başlarına gelmesin diye ne yapacaklarını ona öğreten anneleri veya türünden insanlar vardı.

 

İnsanın şanssızlığı orada başlıyor işte… Bazen hayatı boyunca neden sonuç ilişkisi kuramadığı şeylerle karşılaşıyor. Yeni mezun biri gelip tüm hevesi ile işe girdiğinde ondan daha vasıfsız bir yöneticinin üzerinde mobbing uygulaması ile karşılaşıyor. Tüm aşkı ile kalbini açıp sevmek istediğinde hayallerini çalan, duyguları ile oynayan aşk hırsızları ile karşılaşıyor. Ve bazen yıllarca, bazen ise hiç bir zaman nedenini anlayamıyor. Tam hayata karşı yeni açtığı gelişecek parçasını sevmek için yüreğini, üretmek için emeğini saklar hale geliyor. Yaralanan kalbini yeniden açmak için güvenli onu büyütecek, sevecek, onaracak ortamı bulamıyor. Ve tek başına elindeki en büyük hem kılıcı hem kalkanı olan zihinle bir çözüm bulmaya çalışıyor. Zihin genelde bildiği en iyi yolu seçiyor ve çözüm bulamadığı onu acıtan nesneye doğru giden tüm yolları kesip atıyor. Bunu da öyle bir yapıyor ki kendine yokluğunu hissettirmemek için üstüne kendinin bile göremeyeceği senaryolar yazıyor. Ve bir daha onu acıtan şeye gitmesini sağlayan arzusunu ve hayalini hiçbir şekilde hatırlamamasını sağlıyor.

 

Büyük kosmopolit bir şehre gelip başa çıkamayan insanın köyüne dönmesi gibi kendini potansiyelinden uzak küçük yaşamlara mahkum ediyor. Bir dönüp bakın, ya yalnız hissedip size yol gösteren olmadığı için ya da geçmişte burnunuzun daha ucunu uzatırken korktuğunuz için kaç tane hayalinizi, ve o hayallere ait olan “ben” lerinizi geride bıraktınız. İşte böyle azar azar eksiliyor insan.. Acıyı doğal olanı öğreneceğine, acısız ve uyuşmuş bir yaşam seçiyor kendine…

Uyanmış ve yaşam dolu günlerde buluşmak üzere…


YORUMLAR

Solve : *
7 × 8 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.