Beyin göçü
Yurt dışında yaşam kulağa çok cazip gelebilir, bazıları için hayal olabilir ve bazıları içinse zenginlik…
Ekonomik durumu daha kötü bir ülkeye gidiyorsanız, orada siz ayaklı dolar işareti olabilirsiniz. Ekonomik durumu daha iyi olan bir ülkeye gidiyorsanız, orada siz bir adım geri durulacak insan olursunuz ve bu defa karşıdaki, sizin onları yürüyen dolar işareti olarak gördüğünüzü düşünür. Basit bir genelleme bu.. Her ne kadar genellemeleri sevmesem de toplumda yaşanılan ve ortak algı ile bilinçsizce hayatımıza çektiğimiz olaylar toplamıdır aslında.
Hayaldir birçoğu için yurtdışında okumak ya da yurt dışında çalışmak. Hayal deyip küçümsemek gerek aslında. Saf halde hayal etmek gerçeklerin habercisidir.
Bir ülkeden diğer bir ülkeye göçün sayısız sebepleri vardır. Aile, aşk, evlilik, para kazanma gibi genel başlıklar sunarken son zamanların en çok göz önünde olan göçü beyin göçü olduğunu düşünüyorum. Bu durumu üç ülkede yaşamış bir hekim olarak başta değerlendirmek istiyorum.
Hayat hiç bir zaman tek bir duygudan ya da tek bir olaydan oluşmaz. Başımıza gelen olaylar ve onların bizlere hissettirdiği duygular toplamıdır.
Yurt dışında eğitim görmüş ana dilim dahil toplamda dört dil bilen bir hekim olarak, vatandaşı olduğum ülkeme kişisel sebeplerden dolayı geri döndüğümde pek iç açıcı şeylerle karşılaştığımı söyleyemem. Son yıllarda hekime şiddet sayılarının artması, yurt dışı mezunu olarak 6 yıl eğitim sonrası kendi ülkemde geçimimi sağlayamıyor olmak, ayaklarımın üzerinde durabilmek için dershane ve sınav sistemine gereğinden çok daha fazla zaman ve para harcıyor olup karşılığının yeteri kadar alınamıyor olunmasının yanı sıra, cinsiyetten kaynaklı yaşanan iş yaşamındaki olumsuz süreçler, mobbing, fazla egosal davranışlar, nöbet ertesi dahil olmak üzere durmaksızın çalışıyor olmak gibi çok çeşitli sebepler ve sadece kağıt üzerinde göstermelik bazı kanunlardan ya da kurallardan oluşan bir sistem içinde olduğumuzu gördüğümde daha önce aldığım yurt dışında mesleğimi devam ettirme kararının benim için daha doğru olduğunu farkettim.
Türkiye’de okumuş bir çok hekim ya da hekim adayı benzer sebeplerden dolayı yol haritasını başka ülkelere çevirerek beyin göçünü devam ettirmekte. Bu durumun çeşitli bireysel psikolojisinden ve toplumsal psikolojisinden başka bir yazımda bahsetmek istiyorum.
Covid 19 süreci boyunca sadece balkondan alkışlanan hekimler öldürülürken, yaralanırken ya da intihar ederken, yerine gelecek nesil finansal durumu başka ülkeye gidebilecek kadar yeterli olmasa bile sınırları zorlamaya başladı. Ana sebebin yaşamlarını ve iş hayatlarını daha insancıl ortamda devam ettirmek ve aynı zamanda hayallerindeki ihtisas alanında yarışıyor gibi hissetmeden özgürce eğitim alabilmek olduğunu düşünüyorum.
Peki bu yola çıkmadan önce nasıl bilebiliriz, yurt dışında yaşamın bizim için iyi mi kötü mü olduğunu?
Denemeden maalesef bilemeyiz. Yine de bir öngörü oluşturabilir ve yolumuzu ona göre çizebiliriz.
Nasıl sorusuna cevap ise öncelikle ‘kendini tanımaya adım atarak’ diyebilirim.
Bu sadece hekimler için geçerli değil aynı zamanda başka bir ülkede geçici ya da kalıcı olarak yaşamayı düşünenler içinde faydalı olacaktır.
Hepimiz birbirimizden farklı olsak da benzer ya da aynı duygularla yollarımıza karar verebiliyoruz. Kendini bulma süreci insanın en dip duyguda olduğu anda başlıyor. En rahatsız ettiği duyguyla başlıyor içimizdeki biz. Sıralamak gerekirse eğer basitçe:
- Benim zayıf olduğum yerler ve güçlü olduğum yerler nelerdir?
- Beni gerçekten ne mutlu edecek? Ya da ne olsaydı ben daha mutlu olurdum?
- Kaçmak için mi, yoksa başka bir sebepten dolayı mı ülke değiştirmek istiyorum? Bu soruyu içtenlikle kendinize sormanızı tavsiye ederim. Bulamıyorsanız cevabını, destek alabilirsiniz çevrenizden ya da terapistinizden. Kaçtığınız için ülke değiştirmek istiyorsanız; o kaçtığınız duygu, durum ya da olay her ne ise onun yüzleşmediğiniz sürece baskısı artarak gittiğinizde yaşayabilirsiniz. Bu durumda da önceden ufak bir destek almanızı tavsiye
- Artılar eksiler listesi birçok konuda yardımcı olduğu gibi bu konuda da size yardımcı olacaktır. Böylelikle hangi durumları, hangi olayları ya da koşulları göğüsleyip göğüsleyemeyeceğinizi görebilmiş
- Her şey çok iyi olacak ya da mükemmel olacak algısından biraz sıyrılmak ve gerçekçi yaklaşmak gerekli. Başka ülkede karşılaşabileceğiniz bürokratik süreçler, bazen işinizin ters gitmesi gibi durumları göz önünde bulundurmalısınız.
- En kötü senaryoyu düşünün ne olabilir? Aslında korkularımız…Bu kısmı düşünürken çevrenizden etkilendiğiniz cümleler aklınıza gelecektir. Bazı cümleler olumlu iken bazıları olumsuz olacak ve ona göre en kötü senaryonuz oluşacaktır. Parasız kalma, evsiz kalma, çaresiz kalma, yalnız kalma, başarısız olma, yapamayıp geri dönme ve dahası…. Burada biraz basitçe sizlere yardımcı olmak istiyorum.En kötü dil öğrenmiş olursunuz, en kötü yeni bir kültür öğrenmiş olursunuz… En kötü kendinizi tanımış ve ne istediğinizi bilmeye, ona göre adım atmaya başlamış olursunuz. Elalem sadece pencereden alkışlıyor sonuçta. Robot gibi. En kötü cesur olmayı öğrenirsiniz. Cesur olduğunuzda hayat size kapılarını açar. Bir gün inişli diğer gün çıkışlı, en keyifli noktası da inişleri ve çıkışları aslında. En kötü hayata bakış açınız değişir ve umarım bu olumlu yönde
- Kendi gerçekliğinizi oluşturun. Bilgi alın, bilgiyi kullanın; fakat birisi o ülke, o şehir, ya da süreç hakkında kişisel deneyimini paylaşıyor ise başkasının deneyimine takılı kalmayın. Her birey kendi gerçekliğini yaşar. Ve siz de kendi gerçekliğinizi oluşturun.
Bu liste daha uzadıkça uzar. Nereye giderseniz gidin siz değişmedikçe, bakış açınız, fikirleriniz değişmedikçe dünyanız değişmez.
6 sene eğitim ve hatta 4 sene ihtisas sonrası gece gündüz gerek kitaplar başında uykusuz gerek hastanede yanı başınızda uykusuz geçiren, aşılarınızı kar kış demeden ayağınıza kadar getiren hekimlerinizi sevin. Bu sözüm en başta sevgili meslektaşlarıma. Sizler birbirinize sahip çıkarak, birbirinize saygı göstererek, birbirinize destek vererek bu düzenin değişmesini sağlayabilirsiniz.. O zaman giden beyin göçlerinin, edindikleri faydalı bilgi ve becerileri kendi ülkelerinde uygulamak için huzurla ve mutlulukla geri döneceklerine inanıyorum.
En içten sevgilerimle