Cesur bir aydın olmak – Aydın Serdar Kuru
Sevgili Dostlar,
Aşağıdaki resimde gördüğünüz kişi çok sevdiğim hocalardan Dr.Jordan Peterson. Kendisi Kanada Toronto Üniversitesinde Klinik Psikoloji Profesörüdür. Çalıştığı alanlar kişilik ve sosyal psikoloji olmakla beraber uzmanlık alanı Dini ve İdeolojik Akımlar Psikolojisidir.
1999 senesinde “Anlam Haritaları : İnancın Mimarisi” isimli harika bir kitap yazdı ve İnancın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini inceledi. Ancak esas eseri bu sene yazdığı “Hayatın 12 Kuralı : Kaos için Antidot” isimli kitabı oldu. Türkçeye çevrilip çevrilmediğini bilmiyorum ama ben İngilizce aslından şu ana kadar beş kere okudum. Her okumamda da ayrı bir şey öğreniyorum. Adam ciddi anlamda bir dahi diyebiliriz.
Ancak Jordan Peterson esas gündeme 2016 senesinde geldi. Üniversitede verdiği dersleri komple You Tube’a yüklemeye başladı ve ciddi anlamda takipçi sayısı aldı. Bir Psikoloji profesörü olarak şu an You Tube üzerinde 1 Milyon abonesi var ve Nisan 2018 itibarıyla videoları 50 milyon kere izlendi. Bunun nasıl bir etki olduğunu düşünmeyi size bırakıyorum.
Resim 1: Kanada Toronto Üniversitesinde Klinik Psikoloji Profesörü Dr. Jordan Peterson
Jordan Peterson’un bu kadar takipçi kazanmasının sebebi son derece cesur tutumu ve hiç bir akademisyenin sesini çıkarmak istemediği konularda tavrını koyabilmesi.
Örneğin 2016 senesinde Kanada hükümetinin çıkardığı bir yasaya aleni tavır aldı. Buna göre Kanada Transseksüel kişilere İngilizce He (erkek) veya She (kadın) olarak hitap edilmemesi gerektiği ve bunların ayrı bir cinsiyete sahip oldukları için “Zhe” olarak hitap edilmesini yasayla zorunlu kıldı. Jordan Peterson böyle bir uydurma kelimeyi kullanmayı red ettiğini ve devletin insanların nasıl konuşacağını belirleme hakkı olmadığını,böyle bir durumun faşizmin başlangıcı olduğunu ilan etti.
Kanada üniversiteleri ve insan hakları örgütlerinin Sol ve Marksist ideolojiye sahip insanlarla dolu olduğunu ve bunların bu tür yasaları çıkartarak tüm kültürel çevreyi kendi fikirlerine göre devlet zoruyla şekillendirmeye çalıştıklarını söyleyerek kendisinin kesinlikle buna uymayacağını ve gerekirse hapse bile girmeye göze aldığını söyledi.
Kendisinin bu cesur tutumundan sonra Kanada ve Amerika’da kıyamet koptu. Kendilerini “demokrat” “modern” ve “ilerici” olarak tanımlayan tayfa sırf kendilerini eleştirdi diye hocanın ne faşistliğini bıraktılar ne cahilliğini. Ancak ilginç bir şekilde halkın çoğunluğu kendisini destekledi ve yayınladığı You Tube videoları milyonlarca izleme almaya başladı. Çıktığı televizyon programlarında da karşısına çıkartılan “Sol – Marksist” görüşlü rakiplerini lime lime etti. Özellikle İngiliz televizyonu Channel 4’de karşına program sunucusu olarak çıkan ama esas amacı onu ekran önünde aşağılamak olan fanatik feminist bayan sunucuyu öyle akıl yürütmelerle köşeye sıkıştırdı ki kadın programın bir yerinde ne soracağını unutup bir kaç dakika boş boş kameralara baktı.
Dr.Peterson bugün tüm dünyada Post-Modernizmin insanlara yeni bir düşünceymiş gibi kabul ettirilmeye çalışıldığını ama aslında bunun kıyafet değiştirmiş Marksizm ideolojisinden başka bir şey olmadığını savunuyor. Aynı zamanda ateistlerin dini sadece “modası geçmiş masallar” olarak sunmak istediklerini ancak dinlerin toplumların bilinç altlarında son derece önemli bir yer tuttuğunu ve dinsel hikayelerin aslında binlerce yıl boyunca süzülerek gelmiş insan bilgeliğinin sembolik anlatımları olduğunu öne sürüyor. Bu sebeple dine karşı olan özellikle Richard Dawkins gibi bilim adamlarının dinin ne olduğu konusunda doğru dürüst fikir sahibi olmadan olayı çok basite alarak sadece ideolojik sebeplerle körü körüne karşı çıktıklarını belirtiyor.Tabi bu fikirleri sebebiyle Ateist ve Sol kesim Amerika ve Kanada’da Peterson hocaya her ayrı küfür saldırısı düzenliyorlar.
Peterson aynı zamanda bugün tüm dünyada en “özgürlük yanlısı” gözüken bir çok örgütün aslında “totaliter diktatörlük” sevdalısı olduklarını ancak bunu açıkça söyleyemedikleri için “insan hakları” veya “demokrasi” sözleri ardına sığındıklarını söylemekte.
Peterson şu anda hem Kanada hemde Amerika Birleşik Devletlerinde üniversite,medya ve entellektüel kesimi kontrolleri altına almış “Sol-Liberal-Marksist” kesim tarafından lanetlenmiş durumda hatta bu “özgürlük savunucuları” hocanın konferanslarını gönderdikleri provakatörlerle basıp karışıklık çıkartarak onu konuşturmamaya çalışacak kadar işi ileri götürüyorlar.
Ancak Internet sayesinde bugün Jordan Peterson milyonlarca insanı etkileyebiliyor.
Kendisinin bana ilginç gelen görüşlerinden bir kaç tanesi şöyledir.
“Kötülük yapma kapasitenin farkına varıp bunu samimice kabullenmeden iyilik yapma kapasiteni değerlendiremezsin”
“Yaptığın ve yapmadığın her şeyin bedelini ödeyeceksin. Neyi yapıp neyi yapmayacağının kararını sen verebilirsin ama bedel ödememek gibi bir seçim hakkın yoktur”
“Gerçekten düşündüğün şeyleri söyleyemediğin her durumda içindeki doğmamış kendini öldürürsün”
“Kendi toplumunu yok sayan ve ben kendi toplumumun bir parçası değilim ondan çok daha ileriyim diyenlerin anlayamadıkları şey bugün bulundukları yerde olmalarının sebebinin kendilerinden önceki milyonlarca insanın yaptığı fedakarlıklar ve toplumun ona verdiği korumadır. Bu insanlar kendilerini besleyen toplumlarına nankörlük etmekte akıllı olduklarını sanmaktadırlar.”
“Kendini değerlendirirken bugünkü başkalarına göre değil dünkü kendine göre değerlendir”
” Hayattaki bazı oyunları içine tamamen katılmadan oynaman imkansızdır.”
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
www.serdarkuru.com