Çocuğunuzun beyin gelişimi elinizde – Psikolog Yeliz Arda
Çocuklarda Beyin Gelişimini Destekleyen ÖnerilerÇocuk büyütürken bilmemiz gereken belki de en önemli konudur “çocuğun beyin gelişimi” Ailenin, çevrenin beyin gelişimine etkisi nedir? Sorusunu açıklamaya çalıştım.
İnsan beyni, teknolojinin ilerlemesi ve hızlı gelişmesiyle birçok araştırmalara neden olmuş ve sırları açığa çıkmıştır. Böylelikle tüm yaşantımızı nasıl etkilediğini de ve aynı şekilde nasıl etkilendiğini de öğrenmiş olduk. Yani beynimiz toplumsal bir yapıdadır. Özellikle 0-3 yaş arasındaki çocukların ailesiyle, anne babasıyla veya bakımından sorumlu kişi ile kurduğu ilişki tüm hayatını etkiler seviyededir! Bebeğin ailesinden, anne babasından tutarlı bir sevgi hissetmesi, şefkat hissetmesi, değer görmesi ”benlik” duygusunun gelişim açısından çok önemlidir. Çocukla yapılan tutarlı iletişim ve benlik gelişimi çocuğun o anda ve yetişkin olduğu zamanlarında canlı, mutlu, huzurlu, neşe dolu, özgüvenli olmasını sağlar.
Özellikle yaşamın başladığı o ilk yıllar, beynimiz uyaranlara, olaylara, yaşantıya karşı yapısı gereği tepki verir. Beyin hücreleri olan nöronlar, uyaranlar(olaylar, kişiler, davranışlar) karşısında arasındaki bağlantılarını değiştirebilir ve çoğaltabilir. Sonunda da beyinde gerçekleşen bu işlevler ve bağlantılar zihnimizi ve zihnimizin çalışma sistemini belirler.
Elbette ki beyin anatomisini oluşturan bu etkenlerin başında da annemizden ve babamızdan aldığımız genetik yapılarımız olsa da, beynin içindeki bağlantı yollarını ve beynin bize özgü yapısını belirleyen şey ise, yaşantılarımızdır. Yaşantılarımız kişinin “kim” olduğunu ve beynin yapısını belirler.
Anne baba olarak, çocuğunuzla duygusal ilişki kurabilme beceriniz, sevgi dolu, uzun süreli ve anlamlı ilişkiler kurabilme biçiminiz, çocuğunuzun yaşama gücünün ve bizler için çok gerekli olan “empati” yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur.
Çocuğunuzla kurabileceğiniz iletişim türlerinden biraz bahsedersek, sözel iletişim ve sözel olmayan iletişim diyebiliriz. İnsan beyninin sağ yarım küresi, sözel olmayan iletişim sinyallerini algılama da ve bu mesajları işlemede aktiftir. Bu nedenle de beynin sağ yarım küresi, duygusal işlemleri için Limbik Korteks ile bağlantılı çalışır. Beynimizin sol yarım küresi ise, daha çok sözel ve mantıksal sinyalleri ve mesajları algılar ve işler. Kısacası, beynimizin her iki yarım kürelerinin birlikte hareket etmesi kişinin sağlıklı düşünmesi ve sağlıklı karar vermesini sağlar.
Çocuklardaki beyin gelişimiyle ilgili anne babaların bilmesi gereken noktalar ise;
1-Yaşamın başladığı o ilk yıllar çocuk beyninin sağ yarım küresi daha baskındır ve unutmamalıyız ki eğer sağ yarısını kullanmada ne denli başarılıysanız çocuğunuzla aranızdaki iletişimde o derece başarılı olur.
2-Sağ ve sol beyim yarım küreleri birlikte koordineli şekilde olması sağlıklı bireyin gelişimi için son derece önemlidir. Özellikle okullarda ki eğitim programlarımız daha çok beynin sol yarım küresinin gelişimini sağlayan programlardır. Oysa ki, beynin sağ yarım küresi kişiliğin oluşumunda, algısında ve en önemli yeteneğimiz olan “empati”de büyük rol oynar. Anne babaların da çocuğun okul dışındaki ortamlarında beynin sağ yarım küresini geliştirebilecek eylemlerde, aktivitelerde bulunması, desteklemesi gerekir.
3-Yaşamın ilk yıllarında, sağ yarım küre daha çok işlevseldir. Sol yarım kürenin dil becerileri, sözcük ve sözcük anlamları gibi görevleri ise daha sonraki yıllarda gelişim göstermektedir. Bu nedenle çocuğun doğduğu ilk yıllar özellikle; duygusal bağ, sevgi bağı ve ilgi gösterilmesine önem verilmesi beynin sağ yarım küresinin de hızlı ve etkin bir şekilde gelişmesine yardımcı olacaktır.
4-Henüz fetüs halindeyken bile çocuk, annenin sesini, ses tonunu algılar ve bilir. Anne babalar veya çocuğun bakımından sorumlu kişiler çocukla mutlaka sıcak, sakin, sevecen ve alçak bir ses tonuyla konuşmalıdır.Böylelikle çocuğun gelişmemiş dil becerisine rağmen verilmek istenen mesajlar çocuk tarafından anlaşılacaktır. ”Güvendesin”,”Seni seviyoruz”
5-Korpus Kallozum, beynimizin sağ ve sol yarım kürelerini birleştiren özel bir yapıdır. Okul öncesi dönemde bu yapı halen gelişmeye devam eder. Çocuklar bu yaşta duygularını sözle ifade etmekte zorlanabilir ve dolayısıyla iletişim kurabilmek için dil becerileri yerine sözel olmayan iletişimi seçer. (davranışlarla, resimleriyle, beden diliyle olabilir)
6-Beynimizin sağ ve sol yarım kürelerinin görevleri farklı olarak görülse de her aktivitede, düşüncede, davranışlarda işbirliği içerisindedir. Burada ki en önemli durum, anne babaların, dil gelişiminin devam ettiği yaşlarda (okul öncesi dönem) çocuğa verilen mesajların doğruluğudur. Olumlu bir duygu veya düşüncenin, olumsuz bir ses tonuyla ifade edilmesi çocukta iletişim kurma yeteneklerinin gecikmesine ve güçleşmesine neden olabilir.
7-Eğer çocuk, bebeklik veya çocukluk yıllarında şiddete (aile içi, okul veya çevresel olabilir) kötü muameleye huzursuz ev ortamına maruz kaldıysa çocuğun beyninin sağ yarım küresi sürekli olarak olumsuz duyguları, korkuları, paniği, hüznü, üzüntüleri yaşayacak ve devamında da çocuğa “utanç duygusu” yaşatacaktır.
Burada ki dikkat edilmesi gereken en önemli durum; beynin ve sinirlerin çalışma şekline göre, yaşanılan korku, panik, hüzün bir kere ardı ardına ve güçlü sinyallerle harekete geçer ve böylelikle çocuğun yaşadığı olumsuz duygular giderek zihninde çoğalmaya başlar. Bu nedenle özellikle çocukluk yıllarında anne babalar veya çocuğun bakımından sorumlu kişiler ile olan ilişkilerde, iletişimlerde güvenilir olmak, tutarlı olmak, sıcak ve samimi olmak cezalandırma sisteminden uzak, destekleyici olmak çocuğun ileriki yaşlarında ve yaşamında daha mutlu, huzurlu, özgüvenli ve çalışma hayatında da daha başarılı ve mutlu olmasını sağlayacaktır.
8- Diğer çok önemli bir konuda, çocuğun yaşamının ilk yıllarında ki televizyon, telefon, tablet veya bilgisayar kullanımında, dijital ortamdaki oyunlarda ki olumsuz görüntülere maruz kalmasıdır. Beynin sağ yarım küreyi olumsuz derecede etkileyen nedenlerdir. Bu da çocukların rahatsızlıklarının (korkuların artması..vs) aktivasyonuna neden olacaktır.
Oysa ki çocukların, anlayışlı, empati sahibi, olumlu bakış açısına sahip yetişkinlerle (anne-baba veya bakımından sorumlu kişi) uyumlu iletişimde olması, çocuğun “benlik” gelişimini olumlu etkileyecektir. Çocukla kurulan duygusal iletişim çocukta ve yetişkinliğinde sağlıklı bütünleşmeyi (benlik oluşumu) sağlayacaktır. Tabi ki, bunu sağlarken de çocuğun yalnız kalma, oyun oynama isteğine saygılı olunmalıdır. Sürekli olarak iletişime zorlanmamalıdır. Çocuğun yaşına ve durumuna göre dijital aktiviteler seçilmelidir.
Tüm bu yazılanları özetlersek; çocuklarımızla kuracağımız ilişkiler, diyaloglar, ifadeler beyinlerini besliyor, doyuruyor olacaktır. Bu ilişkiler sayesinde beyin olgunlaşıyor, empati kazanıyor ve tüm yaşayabileceği becerileri(Yaşam Becerileri) gelişiyor.
Anne-baba ve çocuk ilişkisi, duyguların anlaşılması, benlik gelişiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Bu durumlarda elbette ki çocuğun özgüven sahibi, kişilik oluşumunun olumlu gerçekleşmesi ve çocuğun yaşamda mutlu olabilmesi, hayattan keyif alabilmesini sağlayacaktır.
Ve o yüzden çocuklarımızla olabildiğince kaliteli (göz temasıyla iletişim, beraber aktivitelerde bulunmak..vs) zamanlar geçirmek, onlara verebileceğimiz en değerli armağandır.
Çocuklarımızın geleceklerini güzel inşa edebilmeleri için onlara yardımcı olalım!
Yeliz ARDA
Psikolog/Eğitmen