Covid 19 sonrası modada neler değişti?
Moda dünyasının Nepalli modacısı Prabal Gurung, New York Parsons School of Design’dan mezun olup, Donna Karan’ın yanında staj yapmış bağımsız bir moda tasarımcısı. İsmi ilk olarak 2009’daki New York Moda Haftası’nda duyuldu. Michelle Obama gibi politikacılardan, Cambridge Düşesi ’ne, Kate Middleton’dan Demi Moore gibi sanatçılara kadar pek çok ünlü ismi giydirdi. Koleksiyonundaki her bir parça, bin doların üzerinde fiyatlarla dünyanın dört bir yanındaki butiklerde ve online ortamlarda alıcı buluyor.
Portekizli Jose Neves, lüks giyim markalarının bir arada satıldığı web sitesi Farfetch’i 2008’de kurdu. O gün bugündür Farfetch, dünyanın dört bir yanına ürün yolluyor.
Steven Kolb, CFDA (Council of Fashion Designers of America) ‘nın CEO’su. Uluslararası Woolmark Ödülü ve H&M Küresel Değişim Ödülleri gibi önemli organizasyonlarda da jüri üyesi olarak bulunmuş.
Clara Chappaz ise, dünyaca ünlü online ikinci el moda sitesi Vestiaire Collective’in iş geliştirme direktörü.
Bu dört isim, 2020 yılının sonlarına doğru Fast Company dergisi için bir röportaj vererek Covid 19 salgınının, ağırlıklı olarak sektördeki lüks segmente olan etkilerini tartıştı. Enteresan olan kısmı, her birinin lüks segmentin farklı bacaklarında servis veriyor olmasıydı. Birisi lüks bir markanın tasarımcısı, birisi lüks markaların satıcısı, birisi moda markalarını çatısı altında toplayan bir kuruluşun başındaki kişi, birisi ise lüks markaların ikinci el satışını online yapan bir firmanın iş geliştirme politikalarını belirleyen kişi. Onların gözünden modanın covid 19 sonrası tüm boyutları ile nasıl evrileceğini görmek ilginç olabilir. Çünkü aslında hiçbiri, önümüzdeki yıllar gidişatı belirleyecek olan no-name tasarımcılar cephesinde yer almayıp, niş bir market ya da yavaş moda veya sürdürülebilirlik konularında ciddi adımlar atma gereği duymamışlardı.
Prabal Gurung, her altı ayda bir yapılan moda haftaları çerçevesinde sunulan koleksiyonların artık gösterime çıkarken başka formüller bulması gerektiğini belirterek başlamış. Bu durum, moda markalarının potansiyel müşterileri ile daha samimi ilişkiler kurması için büyük bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Sektörün genelinde %30 olan küçülmenin lüks segmentte %39’la dokuz puan fazla seyretmesini; tasarımcıların online kanallarla müşterinin sesini daha yakından duyması, gereğinden fazla üretim ve tüketimin yavaşlaması, giyinme kültürünün yeniden tanımlanması, moda dünyasının ‘‘resetlenme’’ diyebileceğimiz yeni bir başlangıç yapması için çok değerli mesajlar olarak görülmeli. Hatta ‘‘iyi ki geldin Covid de daha geç olmadan aklımızı başımıza getirdin,’’ denebilir; tabii mesajları görmeyi, okumayı ve aklını başına getirmeyi bilinçli olarak seçenler için. Prabal Gurung, duyarlı bir dünya vatandaşı olarak ülkesi Nepal’de de sosyal sorumluluk projesi sürdürdüğünden, hemen ilk adımı atarak daha ulaşılabilir bir line oluşturdu ve bunu da ‘’Impower’’ ismi ile lanse etti. Mesajın güçlü olup olmadığını ve kitlelere geçip geçmediğini zaman gösterecek.
Post Corona dönemi, yanına hem fiyat hem de duruş olarak yaklaşılmaması ile övünen markaları da tabiri caizse biraz benzetmişe benziyor. Ne demek bu? Örneğin ‘’mass market’’ gördükleri için Amazon’a daha önce hiç pas vermeyen lüks markalar da sitenin prime müşterilerine özel olarak ürünlerini satışa sunmaya başladılar. Gemiye binen ilk üç, Joseph Altuzzara, Roland Mouret ve Oscar De la Renta oldu. Bu bile modadaki bakış açılarının değişmeye, snobluğun kırılmaya başladığının bir göstergesi.
Farfetch’in CEO’su Jose Neves’e gelince, o her şeyin bir gecede değişemeyeceğini, pandemi sonrası yine fiziki mağazlara dönüş olsa da modada dijitalleşme yüzdesinin ve satışlarda online ortamın orantısal olarak daha yukarı tırmanacağını düşünüyor. Ancak modanın bir Spotify ya da Netflix kadar dijitalleşmeye uygun olmadığını söylüyor. Ben yine de bunu zamanın göstereceğini, moda üzerine dijitalleşme formülleri üzerine düşünmeye başlayalı beri henüz çok uzun zaman olmadığını düşünüyorum. Tüm göstergeleri ve parametreleri önümüze koyup onlara tekrar tekrar bakmamız gereken zamanlar yeni başlıyor. Dolayısıyla böyle bir görüşün kısmen talihsiz, kısmen erken olduğu yönündeki fikrimi ifşa etmek zorundayım. Ancak Neves’le hemfikir, hem de kuvvetle hemfikir olduğum bir konu var ki, o da dışarıdan son derece rekabetçi görünen bu piyasada gerçekte birbirimize, birlikteliğe en çok ihtiyaç duyulan devrin artık geldiği ve kapıyı yıkacak kadar güçlü vurduğu. Keşke bunu anlamak için yumurta kapıya dayanmak zorunda olmasaydı.
Steven Kolb ise, modanın bir penduluma benzediğini, çağlar boyunca sürekli bir ekstrem uçtan diğer ekstrem uca savrulup durduğunu, bu dönemin de o ekstrem uçlardan birini temsil ettiğini düşünüyor. Haksız sayılmaz. Çok aşikâr ki bu sefer bu uç değerlerimizi bize bir kez daha sorgulattı, çoğunu değiştirdi, çoğunu da değiştirecek gibi duruyor. Artık daha yavaş, daha sorumlu bir moda anlayışı, yerinden kalkmamak üzere oturacak.
Clara Chappaz, bu süreç sonrasında ikinci el moda pazarının, önümüzdeki üç sene içerisinde %21-27 büyüyeceğini tahmin ediyor. Bunu, daha önceki yıllarda Avrupa’daki akranları kadar ikinci el giysi alışverişi yapmayan ülkemizdeki seyrin değişikliklerini gözlemleyince akla yatkın buluyorum. Dolap, Moda Cruz ve benzer platformlara üye kaydıyla girdiğimde eskisinden yoğun bir trafik gözlemliyorum. Üstelik 2008-2013 yılları aralığında, yani neredeyse on yıla yakın bir süre öncesinde bir Avrupa’nın moda merkezi coğrafyalarından birinde, Fransa’da yaşar ve ikinci el giysi satışı ve bazen alımı yaparken, bu konuya neredeyse çekimser yaklaşan ülkemde bile ikinci el alışverişin artık görülmeye başlamasıyla nereye doğru gittiğimizi, pazarın birebir içerisinden gözlemle söylemek mümkün. Bunda elbette moda anlayışında belirgin bir değişimden çok ekonomik düşüşün etkisini yadsıyamayız.
Değişim beklenenden hızlı ve zamansız geldi. Hazırlıklı yakalanmadık. O yüzden daha yavaş bir moda için daha hızlı adımlar atmaya zorlanıyoruz. Aldığımız mesaj her zamankinden ağır.
Modanın artık eskiden görüldüğü kadar yüzeysel bir iş olmadığı, tasarımcıların omzuna binen daha çok sorumlulukla çalışmaları gereken derslerin artık çok daha zorlayıcı olacağı kaçınılmaz. Eskiden ‘‘hikâye anlatıcısı’’ olarak görülen modacılar, eskisinden daha az rüya, daha fazla dünyayı ve gerçeği anlatmak zorunda. Ancak bunu, içinde yaşanacak en güzel dünya düşüne çevirmeyi başararak.
Referanslar: Sowerbutts, Cressi. How Will the Covid19 Lockdown Affect Our Fashion Trends, Luxiders Online, 2020
https://luxiders.com/covid-19-fashion-trends/
Segran, Elizabeth. 4 Fashion Insiders Reveal How Covid19 is Altering The Industry, Fast Company Online, 2020
https://bit.ly/2PBQTto