DOĞU EKSPRESİ Kars rüyası!
Yıllardır fotoğraf çekme merakım yüzünden çok seyahat etmişimdir,ama trenle yolculuk fikrine pek sıcak bakmamıştım.Yolu severim ama,istediğim yerde duramamak ve bağımlı olmak cazip gelmese de filmlerde , hele ‘’Çok Eskidendi’’ klibindeki trenin bembeyaz karlar içinden masalsı süzülüşü ve o manzaraların hayali için deli deli ‘’evet’’ dedim.
Trenimiz bir öğleden sonra Ankara’dan kalktı.Yataklı bir kompartıman.Bizim grubun odaları yan yana.Hemen hamarat hanımlar sarmaları ,dolmaları,börekleri paylaşmaya başladı ,keyifler bin beşyüz.Anlaşıldı ki aç kalmayacağız (sevindik).Sonra yavaş yavaş bu seyahatin ayrı bir teması olduğunu anladık.Her kes odasını derli toplu hale getirip süslermiş meğer.Hatta koridorlar ,camlar bile kağıt süsler ve ışıklarla bezendi.Sürprizler bitmek bilmiyor,akşamın ilerleyen saatlerinde Kareoki’ler ,müzikler,an kompartımanlardan komşuculuklar.Meraktan en ön kompartımanlara kadar gittik ,bir yolcu odasını kırmızı ışıklar ve mumlarla süslemiş.Bu gruplar içinde emekliler çoğunlukta ve Türk Sanat Müziği nameleri efsane.Aman tanrım çok eğleniyoruz…………
Sabah çok erken uyandık ,ilk durak Erzincan’a bağlı 10.000 nüfuslu İliç’e vardık.İliç altın çıkarılan bir maden kasabası.Kemaliye’ye doğru hareket ettik.Eskiden Erzincan tulum peynirinin %80 ini karşılarken şimdi kasaba Madene teslim olmuş. Kısa bir mesafe sonra 10 km uzunluğunda Karanlık Kanyon’a vardık.İki tarafı yalçın kayalıklarla çevrili ve yılın hiçbir zamanı güneş görmeyen ürpertiic ama bir o kadar da şahane bir yer.Bu Kanyon İçinde daha da efsane ve beklemediğim Kemaliye Halkının ,hiçbir ücret almadan ve tamamen imece usulu kazmalarla, çekiçlerle kazdıkları ve 132 yılda tamamladıkları Taş Yolu ve tünellerle karşılaştık. Bu sayede İstanbul’la 240 km kısaltmışlar. Ancak çok dar ve Dünya çapında tehlikeli yollar arasında ilk 10 daymış.
Kemaliye’de yerel ürünlerle güzel bir kahvaltıdan sonra zamanın kısıtlı olması yüzünden doyamadığım bir gezinti yaptık.O kadar doyumsuz bir dağ kasabası ki bir dahaki seyahatimi Haziran gibi Kemaliye ve Karanlık Kanyon olarak planladım.Aslında Mayıs’ta Fırat üzerinde su sporlarının yapılacağı bir Festivalden de bahsettiler. Ama mutlaka çiçekli ve bol manzaralı dağlar görmeye gelinecek.Bu arada en iyi ulaşım tren ,uçakla gelinmeye kelkılsa her yerden 2,5 saat yol..Halbuki İliç tren istasyonundan 15 dk gibi.
Sonra yine trene gidiş ve Erzincan.1939 ve 1992 deki depremlerden sonra çoğunluk halkı terk etmiş ,sonrasında son derece planlı yapılmış bir şehir.Artık İş sahası az .En önemli geçim kaynaklarından olan Munzur ve Keşiş Dağlarında küçükbaş hayvancılıktan elde edilen Erzincan Tulum Peyniri ve balı harika.
Sabah trene döndükten sonra Tren Restoranında doyumsuz bembeyaz karla örtülü kanyon,ova,baraj ve nehir manzaraları eşliğinde kahvelerimizi yudumladık.Bunca yıldır seyahat ederken nasıl olur da Kanyon’u duymadığım,bu Coğrafya’ya kayıtsız kaldığımı sorguladım.Sanırım Avrupa’da İsviçre ve Avusturya Coğrafyasına çok benzer bu bölgenin gezilebilir olduğu ile ilgili yeterli bir tanıtım yapılmadığındandır.Oysa bu güne kadar ,bu ovaların ve dağlarının Turizm alanında diğer bölgeler kadar desteklenmesi gerekirdi.Bu düşünceler eşliğinde gün batarken tren halkı yorgun düştü ,ben o sırada sıcak korunaklı kompartımanda ,trenin sallantısını ve kalp atışlarına benzeyen hafif sesleri eşliğinde anne karnındaymışım gibi bir duyguya kapıldım.
Akşam saatlerinde Erzurum şehrine vardık.Tarihine bakacak olursak 15km. ötedeki Erzen Şehrinin 1071 tarihinde yakılmasında sonra halkının buraya göç etmesiyle Erzenirum(Erzen’lilerin yerleştiği Rum Şehri ) ,daha sonra ilk Türk Beyliği’nin Başkenti Saltuklu’lar,Selçuklu’lar,İlhanlılar,Akkoyunlu’lar ve Osmanlı olarak devam etmiş. Defalarca Rus’lar tarafından işgal edilmiş.Çifte Minare ve diğer tarihi mekanlar mutlaka görülmeli…
Ve gece yarısı Kars.Sabah yine çok erken kalktık ,otobüsle yol alırken yolda kar ve rüzgarın asfalt üzerindeki halkın deyimiyle ‘’Sakal tutmuş’’ görüntüsü,kar tilkileri,kartal ve doğlar ,bembeyaz düzlükler görülmeye değer. Ve Boğatepe Köyü’ne vardık. Burada 93 Harbinden sonra Kars’a yerleşen Malakan’ların öğrettiği Gravyer Peynir’i ,ilk peynir Müesi,kadın girişimcilerin kurduğu Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği temsilcisi Zümran Ömür’ün sunumunu keyifle dinledik.peynir ,bal aldık ve yine yola koyulduk.
Sonraki durağımız Ani Harabe’lerinin bulunduğu yerleşim yeri.Genellikle gelen otobüsler direkt olarak Harabelere yönlendiriliyor.Aslında bu köyün halkı daha önce fotoğraf için gittiğimden biliyorum ,son derece misafirperverler. Aslında Kars’a gelip hiç hayvancılık , ahır,kaz ve günlük yaşam görmemiş olmak da bu turların bir eksiği sanırım. İnsanıyla yakından tanışmadan ,adını öğrenip ihtiyacını görmeden bir turistik gezi düşünülmemeli. O yüzden ben şimdi size bir gözleme yapan teyzemin fotoğrafını paylaşıyorum.Köy halkı artık yeni yeni ördükleri küçük süsleri,sabunlukları çocukları eliyle satıyorlar .Ancak hala Ani Harabeleri yanında yaşarken zor yaşam koşulları için yeterli ticari faaliyetlere başlamamışlar.
Sonra Çıldır Gölü yine buz tutmuşken yakaladım.Belki hava sıcaklığı eksi 10 gösteriyordu ama ben eksi 20 hissettim…Çoooook soğuktu ki zaten bu yıl Kuzey Kutbu havası var dediler. Tabi ki gölden tutulmuş balık yedik ,kızağa bindik.Gölün üstünde keyifle yürüdük ve başta Tekin Ağabey olmak üzere tüm soğukla savaşan atlara,binicilere,faytonculara,balıkçılara ,köylülere teşekkür ettik.
Kars’ta gündüz ne yapabilirsiniz? Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi Kanlı Tabya,Kars Tarihi Müzesi ,Kars Kalesi,Camiler,Rus’lardan kalma eski evler, Peynir ,Kar,Çıldır gölü ,Sarıkamış,Köyler,Mandıralar ve daha bilmediğim zenginlikler…
Kars’ta akşam ne yapabilirsiniz? Yıllar önce gittiğimde daha az mekan varken şimdi Gurme Lokanta’lar(yerel yemekler,kaz eti) ,akşam Kars Halk oyunları gösterileri ,özgün müzik dinleyebileceğiniz mekanlar açılmış.Sezonun herhalde karlı ve buz tutmuş Çıldır Gölü’ne odaklı olması yüzünden kısa olduğu düşünülürse Turizmde henüz hak ettiği yere gelememiş bir şehir. Ancak genel fiyat ve kalite açısından kendimce keyifli ve doyumsuz lezzetler tattım, kültür ,tarih,fotoğraf,deneyim ,gezi adına çok şey gördüm ,çektim,yaşadım.(Fakat mevsimin kısalığından olsa gerek az sayıda esnafın fiyatları yüksek tuttuğu da bir gerçek.Bu da Kars markasına zarar verebilir ,aman dikkat!)Her geldiğimde Kars insanını daha çok anladım . Yüzyıllarca Rus işgalleri ,Ermeni ve diğer çetelerce gördükleri zulüm,yağma ,savaş,soğuk ,sınır olmaktan kaynaklı hep bir baskın endişesi ve bir yere ait olamama ve desteklenmeme yüzünden güvende olamama duygusuyla bugüne kadar çok da istediklerini yapamamışlar bütün Doğu İllerimiz gibi.Oysa Endüstrinin henüz kriletmediği bu toprakların kıymeti bilinse ve yurt dışında da yeterince tanıtılsa batının denizi ve tarihinin yarattığı kadar cazibe alanı haline gelebilecek doyumsuz bir dünya Doğu.
Hoşça kal Kemaliye ve Kars,Haziran’da görüşmek dileğiyle….