DOLAR 32,3145
EURO 35,1021
ALTIN 2294,08
BIST 9062,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

DOĞU EKSPRESİ Kars rüyası!

04.03.2020
A+
A-

Yıllardır fotoğraf çekme merakım yüzünden çok seyahat etmişimdir,ama   trenle yolculuk fikrine pek sıcak bakmamıştım.Yolu severim ama,istediğim yerde duramamak ve bağımlı olmak  cazip gelmese de  filmlerde , hele ‘’Çok Eskidendi’’ klibindeki trenin  bembeyaz karlar içinden masalsı süzülüşü ve o manzaraların hayali için deli deli  ‘’evet’’ dedim.

Trenimiz bir öğleden sonra Ankara’dan kalktı.Yataklı bir kompartıman.Bizim grubun odaları yan yana.Hemen hamarat hanımlar sarmaları ,dolmaları,börekleri paylaşmaya başladı ,keyifler bin beşyüz.Anlaşıldı ki aç kalmayacağız (sevindik).Sonra yavaş yavaş  bu seyahatin  ayrı bir teması olduğunu anladık.Her kes odasını derli toplu hale getirip süslermiş meğer.Hatta koridorlar ,camlar  bile kağıt süsler ve ışıklarla bezendi.Sürprizler bitmek bilmiyor,akşamın ilerleyen saatlerinde Kareoki’ler ,müzikler,an kompartımanlardan komşuculuklar.Meraktan en ön kompartımanlara kadar gittik ,bir yolcu odasını kırmızı ışıklar ve mumlarla süslemiş.Bu gruplar içinde emekliler çoğunlukta ve Türk Sanat Müziği nameleri efsane.Aman tanrım çok eğleniyoruz…………

Sabah çok erken uyandık ,ilk durak Erzincan’a bağlı 10.000 nüfuslu İliç’e vardık.İliç altın çıkarılan bir maden kasabası.Kemaliye’ye doğru hareket ettik.Eskiden  Erzincan tulum peynirinin %80 ini karşılarken şimdi kasaba Madene teslim olmuş. Kısa bir mesafe sonra 10 km uzunluğunda Karanlık Kanyon’a vardık.İki tarafı yalçın kayalıklarla çevrili ve yılın hiçbir zamanı güneş görmeyen ürpertiic ama bir o kadar da şahane  bir yer.Bu Kanyon İçinde daha da efsane ve beklemediğim  Kemaliye Halkının   ,hiçbir ücret almadan ve tamamen imece usulu  kazmalarla, çekiçlerle kazdıkları  ve 132 yılda tamamladıkları Taş Yolu ve tünellerle karşılaştık. Bu sayede İstanbul’la 240 km kısaltmışlar. Ancak çok dar ve Dünya çapında tehlikeli yollar arasında ilk 10 daymış.

Kemaliye’de yerel ürünlerle güzel bir kahvaltıdan sonra zamanın kısıtlı olması yüzünden doyamadığım bir gezinti yaptık.O kadar doyumsuz bir dağ kasabası ki bir dahaki seyahatimi Haziran gibi Kemaliye ve Karanlık Kanyon olarak planladım.Aslında Mayıs’ta Fırat üzerinde su sporlarının yapılacağı bir Festivalden de bahsettiler. Ama mutlaka çiçekli ve bol manzaralı  dağlar görmeye gelinecek.Bu arada en iyi ulaşım tren ,uçakla gelinmeye kelkılsa her yerden 2,5 saat yol..Halbuki İliç tren istasyonundan  15 dk gibi.

Sonra yine trene gidiş ve  Erzincan.1939 ve 1992 deki depremlerden  sonra çoğunluk  halkı terk etmiş ,sonrasında son derece planlı yapılmış  bir şehir.Artık İş  sahası  az .En önemli geçim kaynaklarından olan Munzur ve Keşiş Dağlarında küçükbaş hayvancılıktan elde edilen Erzincan Tulum Peyniri ve balı harika.

IRA 1312 1

Sabah trene döndükten sonra Tren Restoranında  doyumsuz bembeyaz  karla örtülü  kanyon,ova,baraj ve nehir manzaraları eşliğinde  kahvelerimizi yudumladık.Bunca yıldır seyahat ederken nasıl olur da Kanyon’u duymadığım,bu Coğrafya’ya kayıtsız kaldığımı sorguladım.Sanırım  Avrupa’da İsviçre ve Avusturya Coğrafyasına çok benzer bu bölgenin gezilebilir olduğu  ile ilgili yeterli bir tanıtım yapılmadığındandır.Oysa bu güne kadar  ,bu  ovaların ve dağlarının  Turizm alanında diğer bölgeler kadar desteklenmesi gerekirdi.Bu düşünceler eşliğinde gün batarken tren halkı yorgun düştü ,ben o sırada sıcak  korunaklı kompartımanda ,trenin sallantısını ve kalp atışlarına benzeyen hafif sesleri eşliğinde anne karnındaymışım gibi bir duyguya kapıldım.

Akşam saatlerinde Erzurum şehrine vardık.Tarihine bakacak olursak 15km. ötedeki Erzen Şehrinin 1071 tarihinde  yakılmasında sonra  halkının buraya  göç etmesiyle  Erzenirum(Erzen’lilerin yerleştiği  Rum Şehri ) ,daha sonra ilk Türk Beyliği’nin Başkenti Saltuklu’lar,Selçuklu’lar,İlhanlılar,Akkoyunlu’lar ve Osmanlı olarak devam etmiş. Defalarca Rus’lar tarafından işgal edilmiş.Çifte Minare ve diğer tarihi mekanlar mutlaka görülmeli…

Ve gece yarısı Kars.Sabah yine çok erken  kalktık ,otobüsle yol alırken yolda kar ve rüzgarın  asfalt üzerindeki  halkın deyimiyle  ‘’Sakal tutmuş’’ görüntüsü,kar tilkileri,kartal ve doğlar ,bembeyaz düzlükler görülmeye değer. Ve  Boğatepe Köyü’ne vardık. Burada 93 Harbinden sonra Kars’a yerleşen Malakan’ların öğrettiği  Gravyer Peynir’i ,ilk peynir Müesi,kadın girişimcilerin kurduğu Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği temsilcisi Zümran Ömür’ün  sunumunu keyifle dinledik.peynir ,bal aldık ve yine yola koyulduk.

Sonraki durağımız Ani Harabe’lerinin bulunduğu yerleşim yeri.Genellikle gelen otobüsler direkt olarak Harabelere yönlendiriliyor.Aslında bu köyün halkı daha önce  fotoğraf için gittiğimden biliyorum ,son derece misafirperverler. Aslında Kars’a gelip hiç hayvancılık , ahır,kaz ve günlük yaşam görmemiş olmak  da bu turların bir eksiği sanırım. İnsanıyla  yakından tanışmadan ,adını öğrenip ihtiyacını görmeden bir  turistik gezi düşünülmemeli. O yüzden ben şimdi size bir gözleme yapan teyzemin fotoğrafını paylaşıyorum.Köy halkı artık yeni yeni    ördükleri küçük süsleri,sabunlukları çocukları eliyle  satıyorlar .Ancak hala Ani Harabeleri yanında yaşarken  zor yaşam koşulları için yeterli ticari faaliyetlere başlamamışlar.

Sonra Çıldır Gölü yine buz tutmuşken yakaladım.Belki hava sıcaklığı eksi 10 gösteriyordu ama ben eksi 20 hissettim…Çoooook soğuktu ki zaten bu yıl Kuzey Kutbu havası var dediler. Tabi ki gölden tutulmuş balık yedik ,kızağa bindik.Gölün üstünde keyifle yürüdük ve başta Tekin Ağabey olmak üzere tüm soğukla savaşan atlara,binicilere,faytonculara,balıkçılara ,köylülere teşekkür ettik.

Kars’ta gündüz ne yapabilirsiniz? Kafkas Cephesi Harp Tarihi  Müzesi Kanlı Tabya,Kars Tarihi Müzesi ,Kars Kalesi,Camiler,Rus’lardan kalma eski evler, Peynir ,Kar,Çıldır gölü ,Sarıkamış,Köyler,Mandıralar ve daha bilmediğim zenginlikler…

Kars’ta akşam ne yapabilirsiniz? Yıllar önce gittiğimde daha az mekan varken şimdi Gurme Lokanta’lar(yerel yemekler,kaz eti) ,akşam Kars Halk oyunları gösterileri ,özgün müzik dinleyebileceğiniz mekanlar açılmış.Sezonun herhalde karlı  ve buz tutmuş Çıldır Gölü’ne odaklı olması yüzünden kısa olduğu düşünülürse Turizmde henüz hak ettiği yere gelememiş bir şehir.  Ancak genel fiyat ve kalite açısından kendimce keyifli ve doyumsuz lezzetler tattım, kültür ,tarih,fotoğraf,deneyim ,gezi  adına çok şey gördüm ,çektim,yaşadım.(Fakat mevsimin kısalığından olsa gerek  az sayıda esnafın fiyatları yüksek tuttuğu da bir gerçek.Bu da Kars markasına zarar verebilir ,aman dikkat!)Her geldiğimde Kars insanını daha çok anladım . Yüzyıllarca  Rus işgalleri ,Ermeni ve diğer çetelerce gördükleri zulüm,yağma ,savaş,soğuk ,sınır olmaktan kaynaklı hep bir baskın endişesi ve bir yere ait olamama  ve desteklenmeme yüzünden güvende olamama duygusuyla bugüne kadar çok da istediklerini yapamamışlar  bütün Doğu İllerimiz gibi.Oysa  Endüstrinin henüz kriletmediği bu toprakların kıymeti bilinse ve yurt dışında da yeterince tanıtılsa batının denizi ve tarihinin yarattığı  kadar cazibe alanı haline gelebilecek doyumsuz bir dünya Doğu.

Hoşça kal  Kemaliye ve Kars,Haziran’da görüşmek dileğiyle….


YORUMLAR

Solve : *
27 + 23 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.