Düş ile başlar herşey – Kendini gözlemleme (II)
Simya için yeni bir hayatın başlangıcıydı kendine hediye ettiği kitap . Ama o henüz farkında değildi.
Evet çok alışık olmadığı garip bir şeyler oluyor ama ne olduğunu anlamlandıramıyordu. Belki de ilk kez ne olduğunu tam anlamadan da olsa içindeki sesin yolunu izledi. Okuduğu kitapta bahsedilen bir konu vardı;
“Kendini gözlemleme!”
Ne demekti acaba? Zaten görmüyor muydu kendini?
Gözlem aslında en sevdiği şeydi ve etrafı gözlemlemekte de çok da başarılıydı. Ama burada kendini gözlemle derken tam olarak ne demek isteniyordu? Neyi farklıydı ki? Bu etrafı gözlemlemek gibi bir şey değildi!
KENDİNİ GÖZLEMLEME
Kendini gözlemleme içeri, içinizde neler olup bittiğine yönlendirilmiş bir dikkat eylemidir. Dikkat aktif, yani yönlendirilmiş olmalıdır.
Hoşlanmadığınız bir insan konusunda, zihninizde doluşan düşüncelere, içinizde konuşan ses korosuna, onların neler söylediklerine, hoş olmayan duyguların birdenbire içinizi kapladığına vs. dikkat edersiniz. Aynı zamanda, hoşlanmadığınız insana içinizde çok kötü bir şekilde davrandığınıza dikkat edersiniz. Hiçbir şey, onun hakkında düşünmek ya da hissetmek kadar kötü değildir. Fakat tüm bunları görmek için yönlendirilmiş dikkat gerektirir.
Dikkat gözlemleyen bölümden gelir, oysa düşünceler ve duygular içinizdeki gözlemlenen yöne aittir.
Kendini gözlemleme fikri, gözlemlediği şeye uyup gitmeyerek kişinin olduğu şeyden ayrılmasıdır. Bu şekilde kendini gözlemleme bir kişisel değişim aracıdır.
Şöyle sormak farkı daha net anlatıyor olacaktır;
– “Ben ne yapıyorum?” yerine “O ne yapıyor? diyebilmek başlangıç için sade ve net olabilir.
Ve Kendinizi objektif alandan gözlemlemeye başladığınızda, size ait olmayan BEN’lerden ayrılma yolculuğu başlıyor demektir!
– George Gurdjieff-
Genelde hayata dair pek çok şeyi bildiğini düşünürdü. Şimdi karşısına çıkan şeyler onun ilk kez karşılaştığı konular. Alışkın olmadığı bir durum. Ama garip bir şekilde de çekiliyordu. İtiraz etmeden devam ediyordu arkasından gitmeye.
Bir gün işyerindeyken öyle bir şey oldu ki; masasının başında işini yaparken çalıştığı arkadaşına kızdı ve kendince söylendi tabi artık içinden de pek hoş şeyler geçmediği kesin. O anda garip bir şey oldu, sanki oturan kendisinin karşısına geçti ve kendini dışardan bir göz gibi izledi. Hem de nasıl bir izleme, tüm duyguları hisleri zihnin en ince detayına kadar… Ve gördüğü şey onu dehşete çevirdi. Çünkü gördüğü kişiden hiç hoşlanmamıştı, nasıl küstah biriydi böyle, nasıl bir kibir vardı, kendini ne zannediyordu acaba? O esnada tam olarak kendini görüyordu, kendine dışardan başka bir göz gibi baktığı ilk an… Gördüklerine inanamamıştı, onun bu halini diğerleri belki her gün görüp yaşıyordu ve şimdiye kadar bir kere bile negatif bir şey söylememişlerdi. Resmen ben olsam kendimle arkadaşlık etmem der noktasına gelmişti. Şaşkınlık bir taraftan, gördüğüne inanamamak ve bunu şimdiye kadar nasıl göremediğini düşünmek diğer taraftan. Arkadaşına kızdığı an aslında esas kızdığı kişi kendiymiş meğerse. Şu saatten sonra nasıl onlara kızabilirdi ki kendiyle ilgili gerçeği gördüklerinden sonra.
Kendini gözlemlemenin ne olduğunu biraz acılı da olsa bu tecrübe ile deneyimlemiş oldu. Tabi bu deneyim çok başıydı. İlerde her hareketini bilerek görerek atacağını henüz bu kadar ileriye gidebileceğini bilmiyordu. Ben kimim sorusunun ilk bebek adımı başlamış oldu!
Ben Kimim sorusu
Önemli bir soruydu. Belki herkese düşmesi nasip olmaz denebilirdi. Ama bir kere geldi ise, bir kere düştü ise artık kaçınılmaz yolculuk başlamış demektir.
Bu soru geldiğinde sadece sürece kendini bırakmaktır yapılması gereken. Bu ne demek? Bu aslında öyle bir merak ki önce sanki bir miktar araştırma ile cevabı bulunabilecekmiş gibi gözüken ancak aslında çok çok uzun yıllar beki sonsuz zamanlar olacağının idrakinin de çok sonra olacağı bir süreç.
Simya için de tam olarak böyle oldu. Araştırmayı seven meraklı yapısı ona bu sorunun cevabını hemen bulabileceğini zannettirdi. Ama beklediği gibi hemen olmadı. Kapı kapıyı açtı, farklı tanışıklıklar farklı araçlar farklı yollar farklı coğrafyalar… Her şey bu süreçte ona hizmet etti… Ruhunu henüz yeni fark eden biri için çok da kolay olmasa gerek