DOLAR 34,5155
EURO 36,448
ALTIN 2956,111
BIST 9111,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Göbek yapan diyafram nefesi!

11.02.2018
A+
A-

Doğru nefes

Son yılların gözde emir cümlesi…

Ülkemizde nefes farkındalığının başlaması son on yılın gelişmesi… Yanlış nefes alıp verdiğini fark edenlerin karnını şişirerek nefes alıp vermeye başlaması onların hayatında çok şeyi değiştirdi.

Deneyimlemeyenlere de tavsiye edilir. Ama biraz deşelim bu konuyu Diyafram nefesi alıyorum diye göbek yapan, midesi taşan, aşırı duygusallaşan ve durmadan “hocam diyafram nefesi almaya başladıktan sonra göbek yaptım, niye ki” diyenlere de cevap olsun.

Solunum sırasında karın bölgesi kaslarının eyleme katılması gerekiyor. Sadece üst beden bölgesiyle nefes alanlar, benim tabirimle büst olarak yaşayanlar, gergin, stresli, kaygılı, uykusuz, aceleci, hesapçı, depresyonlu, aşırı savunmacı, tutucu, kavgacı, sabit fikirli ve telaşlıdır. Saydığım bu özellikler, üst beyinde özellikle sol lobun işlevlerini anlatır. Sol beyin diye tanımlanan, sempatik sinir sistemi ile yönetilen eylemlerdir hepsi. Biz ona ERİLyanımız deriz. Adlandırma, Matematiksel işlemler, Dili kullanma, İnceleme, Parçayı görme, Sistemli analiz etme, Disiplin, Sınıflandırma, Mantık yürütme, Sıralama, Problemleri parçalayarak çözme, Savunma, Kavga, yani kendini benlik ve birey olarak algılama ve koruma sol beynin işidir. EGO diyerek kısaca tanımladığımız bütünden ayrı ve özgün varlık olma halimizin baş şefidir sol beyin.

 

Sağ beyin ise, bilgiyi bir bütün olarak ve görsel olarak değerlendirir. Tasvir ve semboller kullanır; resimlere şekillere ve renklere duyarlıdır. Müziğe, vücut diline, dokunmaya tepki verir. Nesnelerle soyut değil, duygusal olarak ilişki kurar. Sezgicidir, önsezileri ve hisleri takip eder. Uzaysal ilişkiler kurar ve kullanır, çok boyutludur. Duygusal ve üreticidir. Görerek ve duyarak öğrenir. Hayaller, şiir onun işidir. Vücudun sol bölümündeki duyusal organları ve vücut hareketlerini kontrol eder. Biz ona DİŞİL yanımız deriz.

 

Beyin ve vücut ilişkileri çapraz yürür. Beyin korteksinden hareketlerimizle alakalı motor lifler üst boyun bölgesinde çapraz yaptığı için, sağ beyin vücudun sol tarafını, sol beyin ise vücudun sağ tarafını idare eder. Sol beyin eril, sağ dişildir. Sağ beyin sevgiye göre karar verir. Sağ beyin niyete, sol beyin sürece bakar. Sol beyin gerçekleri, sağ beyin duyguları analiz eder.
Vücuttaki sinir sistemi motor ve otonom olarak ikiye ayrılır, otonom da sempatik ve parasempatik diye ikiye ayrılır. Sempatik sistem, üst beyinden çıkan sinirleri tüm omurlara çift taraflı uğrayarak organlara bağlar. Yani bedenin sağ ve sol yanı ayrı hatlarla beyine bağlıdır. Parasempatik sistem ise beyinden çıkan ana bir hatla (vagus siniri) önce sindirim bölgesi girişine bağlanır. Aynı hat üzerinden sağ-sol ayırımı yapmadan tüm organlara bağlanır.

 

Üst beyin bedeni sağ-sol yan olarak ikiye ayırırken, son yılların şok bilgisi ile bağırsaklarda ikinci bir beyine sahip olduğumuzu öğrendik. Haydiii vücudu bir de enine ikiye böldük mü? Evet böldük…

 

Kısacası sağ lob-sol lob olarak boyuna, üst korteks beyin-alt bağırsak beyin olarak enine bölünen bir bedenimiz var. Parasempatik sinirin neden karın bölgesine direk bağlandığı da anlaşıldı böylece… Bağırsaklardaki ikinci beynin, bedenin alt bölgesini yönettiği, birçok ruhsal ve fiziksel hastalığın bağırsaklardaki sorunlara dayandığı, üst beyine düzenli bilgi gönderdiği ortaya çıkınca tıp dünyasında işler sarpa sardı. Şizofren, Otizm, Bipolar, Çölyak, MS, Anksiyete gibi önemli hastalıkların ikinci beyin hastalığı olması, diyaframın ve vagus sinirinin önemini de değiştirdi.

 

Bu kadar uzun anlatımın özeti nedir?

Bir elmayı dörde böldüğünüzü düşünün. Dört ayrı çeyrek olur. Sonra da bu çeyrekleri elmayı bütünleştirecek şekilde yanyana getirin. İşte vücudumuzda olan şey budur. Dört ayrı yana çeken bu bedenin dengesini sağla sağlayabilirsen

 

Son on yılın bu bilgilerine ulaşana kadar aldığımız nefes ile yaşayıp giderken diyafram nefesi farkındalığı çıkageldi. Diyafram denilen bir organımız varmış, nefes alırken onu şişirmeliymişiz dendi birdenbire. Ve bedenimizdeki her şey karıştı ve değişti. Öncelikle yanlış bilginin ilkini düzeltelim, diyafram bir organ değildir. Bedeni akciğer altından başlayarak ikiye ayıran bir kastır diyafram.

Ve başladık nefes alırken karnımızı şişirmeye.

 

Diyafram nefesi almaya başladık ama üst beden büst beden derken, bu sefer de alt beden olduk kaldık. Duygusal, dürtüsel, sezgisel, sevgisel takılmalar başladı hayatımızda. Çünkü diyafram nefesi diye karnımızı şişirirken, tıpkı sol beyini fazla enerjilendiren, iner-çıkar düz hareketli nefes gibi, karnımızı da sağ beyini fazla enerjilendiren şişer-iner bir düz hareketle çalıştırdık.

Dikkat! Karında sadece ileriye doğru şişerek alınan nefes diyafram nefesi değildir.

Doğru diyafram nefesi, içten dışarıya doğru her yöne ilerleyerek bedeni bir küre gibi şişiren nefestir. Tıpkı bir sürü teknik sistemde kullanılan diyaframın şekli gibi olmalıdır bu nefes. Nefes alırken karın bölgesi sadece düz ileriye doğru değil, sağ yan ve sol yana ayrılarak şişer. Bu sırada arka bölge ve kuyruk sokumu bölgesi de genişler. Bedenin yaptığı bu hareket göbek bölgesini büyütmez, aksine kasları ideal duruma getirerek fit görünmesini ve ideal bir karın şekli oluşmasını sağlar. Hocam niye göbek yaptım diyenlerin dikkatine

 

Diyafram bölgesi dediğimiz alanda; solar bölge, üreme bölgesi ve kök bölgesi vardır. Bu bölgenin merkezi de üreme bölgesidir. Bizlerin tabiriyle bu bölgede sakral çakra merkezdir ve nefes o bölgeden başlayarak alınmalıdır. Mide ya da göbek dediğimiz alanı dışarıya doğru düz iterek, şişirerek nefes alıp vermek sadece göbek yapmaz, ayrıca bedeninizi duyguların, dürtülerin, bilinçaltının kontrolüne geçirir. Bu da ayrı dert…

 

Ne Yapmalıyız?

Üst beden üst beynin kontrolünde, alt beden bağırsak beynin kontrolünde, sağ yan sol beynin kontrolünde, sol yan sağ beynin kontrolünde ise hangi nefesi almalıyız ki, tüm beyinlerimiz eşit yetkiyle yaşamımıza katılsın?

Egoist-kavgacı-gerilimli olmayayım, duygu ve dürtülerimin esiri de olmayayım, sağ yanım sol yanımı ezmesin diyorsanız eşit ve adaletli bir nefes almalısınız. Doğru nefesi tüm bedende sağlamak, bedenin her bir çeyreğinin eşit hareket ve güçle katıldığı bir nefes alabilmekle olur. Böyle bir nefesin merkezi de kalp bölgesidir. Ultra yeni bilgi ise, kalbin taşıdığı nöronlar ile üçüncü beynimiz olduğudur. Ve kalp; tüm bedenle dört ayrı yolla iletişim kurar. Kısacası dört ayrı çeyreğimizi birleştiren ve dengeye koyan merkez, kalbin yarattığı ve özü sevgi olan yüksek manyetik alandır.

E artık bu bilgiyi de başka bir makaleye bırakalım di mi

Nesrin Dabağlar


YORUMLAR

Solve : *
14 − 6 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.