DOLAR 34,514
EURO 36,4268
ALTIN 2963,682
BIST 9143,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hüseyin Rahmi Gürpınar ve yanlış batılılaşma ‘Mürebbiye’

27.09.2020
A+
A-

‘Eğer ağlamakla ahlak düzelseydi dünyada çocuklardan uslu akıllı kimse bulunmazdı’

Kitabın Adı    : Mürebbiye
Yazarının Adı: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yayınevi        : İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı  : 163 Sayfa

1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti batılılaşmanın ilk adımlarını atmaya başladı.  Her alanda yapılan yenileşme hareketleri Türk Edebiyatı’nda da önemli bir yer edindi. Özellikle yanlış anlaşılan bu batılılaşma Yeni Türk Edebiyatı yazarlarının elinde Türk toplumunun kültüründen uzaklaşan, yönelmesi gereken asıl durumları göz ardı edip kendi kültürüne yabancılaşan karakterler haline geldi. Yanlış batılılaşma özellikle Fransız kültürünün etkisinde ilerledi. Var olan Fransız modası her haliyle taklit edilmeye başlandı. Uzaklaşılan Türk kültürü ise aristokrat kesim tarafından giderek daha da arka plana atıldı Bu konuyu yansıtarak öykülerindeki ve romandaki karakterlere hayat veren en önemli yazarların başında ise Hüseyin Rahmi Gürpınar geliyor.

Hüseyin Rahmi Gürpınar ve yanlış batılılaşma ‘Mürebbiye’

Batılılaşmanın özellikle bu denli yanlış anlaşılmasının nedeni olarak Türk toplumunu yükseltmesi planlanan batılılaşmanın  temellerinin sağlam atılmamasını söyleyebiliriz.  Türk halkının karşılaştığı bu yeni yaklaşım o denli önemsendi ki bir anda yönümüzü Batı’ya çevirip o yönde ilerlemeye başladık. Bu ilerleme neticesinde benliğimizi unutur olduk ama tam anlamıyla Batı ya da adapte olamadık. Böylelikle ortada kalan bir toplum haline geldik. Batı’nın sadece zevk veren süslü dünyasına kanıp yararlı olan ne varsa elimizin tersiyle ittik. Var olan kültürümüze de sırtımızı dönünce  elimizde hiçbir şey kalmadı. Bu kültürel boşluğu en iyi anlatanlardan birinin Hüseyin Rahmi olduğunu söylemiştik. Özellikle Mürebbiye ve Şıpsevdi romanlarında ele aldığı bu konuyu dönemin tüm şartlarını yansıtarak okuyucuya sunuyor. Biz bu yazımızda ise  Mürebbiye’yi inceleyeceğiz.

Hüseyin Rahmi Gürpınar ve yanlış batılılaşma ‘Mürebbiye’

Güzel bir eleştiri örneği olan Mürebbiye,  kelime olarak bir evde yatılı olarak ve aylıkla çalışan, evin çocuğunun ya da çocuklarının bakımı ve eğitimiyle özel olarak görevlendirilmiş olan, görgülü, bilgili kişi anlamına gelir.  Özellikle çocuğun ilk eğitiminin mürebbiyeler tarafından verildiğini düşünürsek oldukça önemli bir meslektir Türk toplumu için. Batılılaşma ile artık evlere yabancı eğitimi en iyi şekilde verecek mürebbiyeler alınmaya başladı. Artık bu durum zengin kesim için bir moda haline gelmişti. Bu yaklaşımı Gürpınar Mürebbiye kitabında Anjel üzerinden anlatmaktadır. Anjel Fransalı bir hayat kadınıdır. Fransa’daki hayatından sıkılan Anjel, büyük umutlarla İstanbul’a gelir. Kendini son derece ahlaklı ve bilgili bir kadın olarak tanıtır. Mösyö Maksim ile ilişkisinden dolayı İstanbul’a gelen Anjel burada onu bir Rum genç ile aldatır ve Mösyö Maksim ile artık bir ilişkileri kalmaz. Ne yapacağını bilmeyen Anjel Fransız bir aileden yardım ister. Anjel’in ahlak anlayışına güvenen aile Anjel’in Dehri  Efendi’nin konağında mürebbiye olarak çalışmasını sağlar.

Hüseyin Rahmi Gürpınar ve yanlış batılılaşma ‘Mürebbiye’

Güzelliği ile tüm erkeklerin başını döndüren Anjel , Dehri Efendi’nin konağında da rahat durmaz. Önce oğlu Şemi, daha sonra Dehri Efendi’nin kardeşi ve en son damadı olmak üzere evin tüm erkeklerinin Anjel ile bir ilişkisi vardır. Dehri Efendi ise son derece namuslu geleneklerine bağlı ve her daim namus üzerinden nutuk atan biridir. Ancak kitabın sonunda görüyoruz ki  Dehri Bey de Anjel’in güzelliğine kanıp onun ağına takılan diğer erkekler gibidir.

 

Bu kitapta aynı Dehri Efendi gibi sorgusuz sualsiz kendine Anjel’in yanı batılılaşmanın kollarına atan aydınları eleştirmek için yazılmıştır. Dönemin koşullarını tam anlamıyla yansıtan Gürpınar şahane bir eleştiri örneği sunmuş bize. Siz de Türk klasikleri okumayı seviyorsanız ya da başlamak istiyorsanız bu kitap sizin için biçilmiş kaftan.

Kitaba hemen ulaşmak için aşağıda bıraktığım linki tıklayabilirsiniz:

https://www.kitapyurdu.com/kitap/murebbiye/335925.html

Sevgiler
Ebru DEĞİRMENCİ
@bir_ogretmeninkitapligi


YORUMLAR

Solve : *
23 − 4 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.