DOLAR 34,5155
EURO 36,448
ALTIN 2956,111
BIST 9111,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İlişkiler en büyük dönüştürücülerdir!

07.05.2020
A+
A-

İlişkilerde yaşanılan sorunlar, insanın kendisinde gelişmeye açık yönlerini fark etmesi için mesajlardır. İnsan kendini bir başkasının gözünde farklı yönleriyle görür.

İlişkide yaşanılan değersizlik, suçluluk, yetersizlik duyguları, kaybetme korkuları, öfkeler üzerinde çalışılması, çözülmesi gereken duygulardır. Bu duyguların kaynağı genellikle çocukluk yıllarına kadar gider.

Özellikle kısır döngü halini alan durumlar; (hep terkediliyorum, aldatılıyorum, değer görmüyorum, eziliyorum, suçlu hissettiriliyorum) geçmişte yaşanan bir duygunun hala canlı oluşundandır. Duygu odaklı terapilerde duyguyu izleyerek onun kaynağına gittiğimizde anne babayla ya da onların birbiriyle ilişkilerindeki konuların bilinçdışına kaydedilmiş olduğunu fark ediyoruz. (Baba, anneyi veya anne, babayı aldatmış; erkeklere/kadınlara güvenilmez, aldatır kodu oluşmuş ve bu frekanstayken karşısına çıkanlar o korkusunu yaşatmış. Ailede hep eleştirilmiş; hayatına giren kişiler de aynı muameleyi yapmış, sevdikleri çeşitli sebeplerle bırakmış; ilişkide terk edilme deneyimi yaşamış…) Bütün bunların denk gelmesi tesadüfün ötesinde kişinin yaydığı frekansla ilgili. Mesela kendine gerçekten güvenen birine ilişkide yetersiz hissettirilemez. Esasında ilişkilerde karşılaşılan sorunlar insanın önce kendisiyle yüzleşmesini gerektirir.

İnsan kendini görmek için aynaya ihtiyaç duyar. Kendine tarafsız bakamıyor insan.

Aşk gibi yoğun duyguların açığa çıktığı ilişkilerde insan kendinden bile gizlediği gölge yanlarını fark eder. “Ben bu şekilde davranan biri değildim, bana ne oldu anlamıyorum.” “Asla yapmam dediğim şeyleri yapıyorum.”

Aslında insan “asla yapmam” dediği şeyleri yapabiliyorsa, ilişkisinde karşısındakinin dilini de konuşmayı da öğrenebilir, hatta bu daha kolay olduğu gibi ilişkilerin de doyumlu yaşanmasını sağlayacaktır. Gary Chapman, “Beş Sevgi Dili” adlı kitabında eşlerin birbirlerinin sevgi dilini konuşarak sevgi ve anlayışın canlı tutulacağını söylüyor. Buna göre beş temel sevgi dili; onaylayıcı kelimeler, kaliteli zaman, hediye alma, hizmet eylemleri, fiziksel temas. Ailede belki de sevgi kelimeleri duymamış biri için sevdiğini söylemek kişinin kendisini geliştireceği bir yön olurken; çocuklukta yeteri kadar kucaklanmayan biri, sevgi dili fiziksel temas olan eşine sevgisini bu yönde nasıl göstereceğini bilemeyebilir. “Ben eşime sevgimi göstermek için hediyeler alıyorum ama o hala benim onu yeteri kadar sevmediğimi düşünüyor” derken, diğer eş “ evi toplamama yardım etse, arada kahvaltıda çayımı doldursa beni önemsediğini anlarım” diyebilir. Bir başkası “ben hediye değil, benimle daha çok zaman geçirmesini tercih ederdim” şeklinde sevgi ifadesi bekleyebilir. Karşı tarafa sevginizi ifade ederken sadece kendi dilinizi değil, onun dilini de anlayın ve konuşun. Maori dili bilen birini sevseydiniz onun dilini araştırmaz mıydınız?

İlişkiler hayattaki en hızlı dönüştürücülerdir. Kimi ilişkiyi yaşarken dönüşmeyi bilirken, kimi de kaybettikten sonra dönüşüyor.

Değişim, dönüşüm her zaman kolay değildir. Bazıları bu süreci keyifli hale getirmeyi bilirken, bazıları duvarlara çarparak kendini kanatıyor.

İlişkilerinde yaşanılan sorunlar üzerinde çalışırken öyle yüzleşmeler yaşanıyor ki, yılların bastırılmış travmaları yüzeye çıkıyor. Bu süreçte anne, baba ve onların davranışları daha iyi anlanıyor. Onların da geçmişte ne şekilde mücadele etmiş oldukları hissediliyor, yargılar kırılıyor, yerini anlama ve affetmeye bırakıyor.

Karşısındakinin gözleriyle dünyaya bakıp, onu anlayabildiğinde ise bir kırılma gerçekleşip, kalp açılıyor ve ortaya sevgi çıkıyor.

Sağlıklı ve kalıcı ilişkilerin sırrı; yargıladıklarını anlayıp, geçmişle barışmak ve affetmekten geçiyor.

 

*Gonca Kubat


YORUMLAR

Solve : *
2 − 2 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.