İş aramak stres verici olduğunda…
İş ararken odağınızı en çok nereye veriyorsunuz? Yaşadığınız strese mi? İş bulmaya mı? Yoksa süreci başarı ve sonuç odaklı bir şekilde yönetebilmeye mi?
Karşılaştığımız neredeyse tüm danışanlar ve hatta iş arayan tüm arkadaşlarım işi bulmaya ve boş pozisyonu olan herhangi bir firmaya girebilmeye odaklanıyorlar. CV tamam, meslek ellerinde zaten, az çok bir deneyim var, 1 veya 2 fazladan dil de cepte, mülakatlar zaten bilindik süreçler (İK’cı gıcık değilse), LinkedIn’dan da hedeflenen tüm İK’cılara CV veya mesaj gönderildi, Kariyer.net veya benzeri sitelerde pozisyonlara başvuru yapıldı, ama hala bir işe girilemediyse eğer, o zaman süreci yanlış yönetiyorsunuz demektir.
Biz buna süreci kaçırmak diyoruz. Süreç doğru yönetilmediği için durum gitgide daha da stres verici bir hal alıyor ve sürecin farkındalığına varmak iyice zorlaşıyor. Öncelikle, daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi kendileri için doğru ve uygun bir meslek dalındalar mı ona bakmak lazım. Eğer CV’niz kısa dönemli birçok firmada bulunduğunuzu gösteriyorsa, bu bir yerlerde hata olduğuna işaret ediyor. Aynı zamanda bu durum karşınızdaki kuruma sizin sürdürebilir olmadığınızı anlatıyor. Eğer kısa dönemli çalışmaların sebebi kurumun kapanması, küçülmesi gibi nedenlerden kaynaklanıyorsa o zaman bunu CV ve mülakat sırasında doğru bir şekilde ifade etmek gerekiyor.
Eğer iş yaşantınıza dair genel kanınız zaten başından beri olumsuz ise, bu yanlış mesleği icra ettiğinizi veya sizin için uygun olmayan kurumsal kültürlere sahip firmalarda çalışmış olduğunuzu gösteriyor. Bu durumda ihtiyaçlarınızı anlamak ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda hedefler belirlemek, odağınızın değişmesini sağlayacak bilgilere sahip olmak gerekiyor.
Eğer mülakatlarda kendinizi doğru ifade edemediğinizi düşünüyorsanız veya kaygı seviyeniz davranışlarınızı etkiliyorsa, o zaman mülakat sırasındaki stres davranışlarınıza, stresin kaynağına ve yönetimine odaklanmak gerekiyor.
Tüm bunları daha kısa zamanda ve sonuç odaklı bir şekilde gerçekleştirebilmek, teşhisi doğru koyup süreç yönetimini başarılı ile tamamlamak ve kendinize uygun işi, çalışmaktan keyif duyacağınız bir ortamda bulmak mümkün!!!
Birkman Metodu Türkçeleştirme sürecini yönetirken özellikle karşıma gelen ihtiyaçları ve meslektaşlarımdan gelen bilgileri değerlendirerek sıralama yapmaya çok dikkat ediyorum. Kariyer koçluğu ve özellikle iş arama süreci bu ihtiyaçların başında geliyor. Bu sebeple eski adı ile Birkman On Demand ve yeni adıyla Birkman Insights raporlarının kariyer ile ilgili bölümlerini, Türkçeleştirdiğim ilk 25 BOD başlığı arasında tamamladım.
Bu rapor başlıkları:
İş arayışınıza yaklaşım
İş arayışı stres verici olduğunda
Destek grup ve/veya süreçleri bulma ve geliştirme
Mülakattaki güçlü yanlarınız
Mülakat stres davranışları
Mülakat hazırlığı süreci
Hangi organizasyonel kültür?
İlgi alanlarınızın işe etkileri
Güçlü yanlarınız
Size ait zorluklar
Zaman yönetimi
Toplantılarda kullanabildiğiniz etkisiz olabilecek taktikler
Bu raporlar ile beraber Türkçeleştirmesini tamamlamış olduğum Organizasyonel Odak, Davranış Bileşenleri, İlgi Alanları, Yaşam Stili Haritası ve İdeal Çalışma Stili raporlarını kullanarak sizin kendi iş arama ve bulma sürecinize destek sağlarken, aynı zamanda kendi ihtiyaçlarınıza uygun, mesleki gelişiminize ve yaşam kalitenize katkı sağlayacak bir çalışma ortamını seçmenize de yardımcı olabiliyoruz.
Örneğin, hiç farkında olmadan ve niyetiniz de bu olmamasına rağmen mülakatlar sırasında dışarıdan aşırı para veya rekabet odaklı, aşırı duygusal veya katı, aşırı pesimist veya eleştirel biri gibi algılanabilirsiniz. Hatta sosyal sinyalleri yanlış okuyup mülakatı yanlış yönlendirebilirsiniz.
Gerçekten çok özenle ve hedef odaklı hazırlanmış bir CV’ye sahip, 17 yıllık deneyimini 2 firmada çalışarak kazanmış olan bir danışanım bana geldiğinde 6 aydır mülakatlardan eli boş dönüyordu. Birkman Metodu raporlarını incelediğimizde bir sürü “aaaa” sesi çıkartmaya, “ ay ben bunu da yapıyorum galiba”, “ama böyle davranmak neden yanlış olsun ki”, “e ama, hmm, ay evet” demeye başladı. Çevresindeki kaynakların çoğunu kullanmadığını, mülakatlar sırasında liderlik becerilerini ortaya koyabilmek adına dominant ve patronvari tavırlar sergilediğini ve stres altındayken sıra dışı şeyler söyleyebildiğini fark etti. Farklı filtrelere ve ihtiyaçlara sahip kişilerin, onu kendi gözlüklerinden izlerken neyi nasıl algılayabileceğini anladı. Bu farkındalığı sosyal sinyalleri okuyarak mülakatı strese girmeden yönetmek ve iletişim becerilerini güçlendirmek için kullandı. Ben bu yazıyı yazarken o, koçluk süreci daha bitmeden gittiği 3. mülakattan sonra girdiği kurumda ilk yılını doldurmak üzere.
Siz de iş arama sürecinizi stres yaşamadan ve farkındalık ile yönetmek istemez misiniz?
İş arayan herkese bol şans ve farkındalık dilerim. Süreci kaçırmayın, yönetin.