DOLAR 32,3286
EURO 35,0622
ALTIN 2297,259
BIST 9015,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kopuk çocuklar, anneler, babalar ve istikrarlı iletişimsizlik

14.10.2017
A+
A-

” Her akşam yemek görev gibi, ailem bu görevi yerine getirmek için masaya oturuyor, hepimizin elinde telefon, tablet, göz kontağı yok ; sessiz bazen gerilimli bir ortam…”

Bu sözler 16 yaşındaki arkadaşıma ait ve devamı var.

” Babamla konuştuğumuz zamanlar, beni dinlediği anlar gerçekten kendimi iyi hissediyorum, varım diyorum. “
” Annemle konuşmaya çalışıyoruz ama son bir kaç senedir, bana beni dinlemeden kendi düşüncelerini anlatıp duruyor ve hep aynı şeyler . Ben de odama kapanıyorum. “
” Tek isteğim kendimi ifade etmek, ailemde var olduğumu hissetmek. “

Gayet duyarlı, farkındalığı yüksek, iç dünyası zengin, sezgisel zekası doğuştan donanımlı arkadaşımın sözlerini dikkate almamak mümkün mü?

İletişim araçları bu kadar hızlı ve gelişmiş iken özümüze hitap eden iletişime hizmet etmediği aşikar … Üstelik iletişim iki boyutlu değil, üç boyutlu; sen,ben ve bütün ! Yani iletişim halinde olurken sorumluluğumuz katlamalı devam eder. Bu bilgi doğalitesi ile varken duymuyor, dinlemiyoruz, lafın bitmesini bile beklemiyor, güncellenmemiş kalıp halindeki düşünceleri tekrarlayıp duruyoruz. Çoğumuzun iletişimden anladığı bu. Kolaycı bir yaklaşım…
Güçlü bir yanılsamaya sahibiz; çocuklar bizim uzantımız, bizim yaşadıklarımızı onlar yaşamasın, aynı hataları yapmasın, benim tecrübelerimden faydalansın ve hatta benim gerçekleştiremediklerimi onlar ortaya koysun !
Oysaki her birey biriciktir, tektir. Kendi potansiyeli ve kaderi ile dünyaya gelir , yine kendini gerçekleştirmek için kendi seçimleriyle… Elbette kendi seçimlerini yapma aşamasına kadar sorumlulukları bize ait ama bu sorumluluğu nasıl anladığımız kısmı tamamıyla bizi ilgilendiriyor !
Kendi kalabalığımızdan iletişim sıkıntısı çekmekteyiz.

“Akıllı telefonlar ” yetişkinlerin kaçış aracı, kendi çocuklarının yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını karşılayıp gerçek sorumluluktan kaçan yetişkinlerin… Hepimizde az ya da çok bu davranış modeli var. İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır; atasözünü hayatımızda ne kadar gerçekleştirebilirsek çoğu iletişim sorununu da çözmüş oluruz.

Hiç kızmayınız çocuklarınıza; sizin onlara kapalı olan iç dünyanıza karşılık olarak aynı tepkiyi veriyorlar. Kendi iç dünyalarına kapanıp orada yaşıyorlar. Kendi sorgulamanızı yaptıkça açılacak, kendinizle olan iletiminiz arttıkça yansıması da gerçekleşecektir.
Sınırları belli yalnızca yağmur sularına bağımlı bir göl olmaktansa nehir olup akmak,açık denizlere kavuşmak içsel dünyamızın ana mottosu oldukça bütün pürüzler daha kolay aşılabilir hale gelecektir.
Bu yeniye açık yürek işidir. Hayatımızda bize yeniyi gösterecek olanlar da bizden sonraki kuşaklardır. Kendi deneyimlerimizle onların yenilikçi yaklaşımlarını harmanlamak kulağa hoş geliyor değil mi?

Bunca tantanaya rağmen 2000 doğumlularla “iletişim” kurdukça umudum artıyor. Geçiş dönemindeki kafası karışık bizim kuşağın çok üstünde bir bilince sahipler…
Daha da yüksek olsunlar. Kuşak olarak potansiyellerini maksimumda gerçekleştirsinler.

Sevgilerimle

Devrim Dayıoğlu


YORUMLAR

Solve : *
10 ⁄ 1 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.