Likya ultramaratonuna giderken…..
Likya ultramaratonu benim için bir simge oldu diyebilirim.Geçen yıl ilk kez katılacağım zaman neyi yapıp neyi yapamayacağımıza karar vermiş olanlar gitmememi söylemişlerdi 51 yaşında bir kadın olarak yapılamayacaklar listesinin başında olmalıydı tabii bu koşu…
Ama ben haddini bilmez biri olarak doktorların senin artık troid bezin yok zayıflaman imkansız daha fazla kilo almamaya çalış demelerine rağmen 47 kilo vermiştim. Tabii ki tüm doğru diye öğretilenleri unutarak, kendimi keşfederek. Sistem bizi doğduğumuz andan itibaren cinsiyetimize, doğduğumuz ülkeye, şehire hatta mahalleye, ekonomik durumumuza göre masallarla başlayarak empozelerle şekilliyor ve bu şekilde kişiliğimiz oluşuyor. Sonra bakıyoruz ki iki kişi gibiyiz istediğimiz hayat ve yaşadığımız hayat. Sanıyoruz ki kaderimiz bu. Çünkü öğretilenler arasında bu da var, çabalama kabul et oysaki İSRA suresi der ki ‘Biz insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık’
KİLOLARIMA VE YALNIZLIĞA BAŞ KALDIRIYORUM. TIKLAYINIZ!
İşte Likya yolculuğunun benim için anlamı bambaşka. Olmaz diye bir şey asla yok ve kararlı bir kadından daha güçlü hiç bir şey yok…
O zaman uyanmak görevimiz.
Gerçekten özgür düşünebiliyor muyuz???
Beden Mühendisi/ Zayıflama Personel Trainer
Bahar Pançuk Deniz