DOLAR 32,5004
EURO 34,6901
ALTIN 2496,864
BIST 9693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Eylülde bir başkadır Datça

05.10.2016
A+
A-

Yıl boyunca yeni yerler keşfetme isteğiyle yanıp tutuştuğumu bilmeyen yoktur…

 

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı olsun, uzun yada kısa kaçamak tatiller bile her insanı rahatlatıyor.

 

Benim de hem işim gereği hem de kendime yarattığım ufak kaçmaklar dolayısı ile yollarda olduğumu tahmin ediyorsunuzdur.

Geçtiğimiz bayramda da, hem ruhumu hem de bedenimi dinlendirmek için kendimi Datça’ya attım.

Datça’ya ilk gidişimdi ve burası hakında hiç bir araştırma yapmadan valizimi topladığım gibi kendimi orada buldum.

Datça, henüz yakınındaki Marmaris ve Bodrum kadar popüler olmaması tam da istediğimdi ve sanırım benim en çok da bu hoşuma gitti.

Sakin koyları, masmavi, tertemiz denizi, keşfedilmeyi bekleyen köyleri, özünden birşey kaybetmemiş iyi niyetli misafirperver halkıyla, bademi ve zeytiniyle beni benden aldı…

 

Datça’da Kızlan köyünde bir çiftlik evinde ağırlandım.

Bu yüzden Köyün içinde olmak bayatlayan şehir yaşamından sonra buralar bana çok iyi geldi.

Hepimizin özlem duyduğu geçmişinde bıraktığı ve arkasına dönüp bakmak istemediği gerçeğidir köyler.

 

Ben de köy çocuğuyum burada doğmasam da Rize’nin bir köyünde dünyaya geldim. Hatta Lise yıllarıma kadar köyde yetiştim, bu yüzden hep çeker beni köyler, ne de olsa köklerim bu topraklara ait.


Şu an her ne kadar şehre ayak uydurup orada yaşamımı daim ettirsem de bir tarafım hala saf, hala masum ve hala köy çocuğu…

Çocukluğum ve o masum düşlerim tekrar gözlerimde can buluyor ve ben heyecanlanıyorum.


Uzun zaman sonra çok erken uyuyup çok çok erken uyandım mesela, hiç olmadığım kadar dinç ve sağlıklı hissettim kendimi oralarda.

Tarlalarda yeşil otlar, karışık renkli çiçekler günün ilk ışığı ile selam veriyor size, binbir çeşit meyve ağaçları, sebzeler iştahınızı kabartıyor.

Her yerde türlü türlü kuşlar, hayvanlar, yüreği saf ve temiz insanlar size başka bir dünyanın kapısını aralıyor sanki…


Sahte gülücükler, sahte dostluklar yok mesela. . .

Herkes birbirine yardım ediyor, karşı komşu pişi yapıp gönderiyor kahvaltıya mesela…

Anlatacak başka birşey bulamıyorum ben, artık siz düşünün gerisini…

Datça’da neler yapılır konusu ise bol bol denize girebilirsiniz veya deniz sporlarından hoşlanıyorsanız hepsini burada yapabilirsiniz.

 

Doğa yürüşü ve doğaya ait ne varsa burada keşfe çıkabilir herşeyiyle doğal bir yaşam sürebilirsiniz.

Benim yazmak istediklerim bu kadar, bir sonraki rota da görüşmek dileğiyle, sevgiyle,

Blogger

Onur Erol


YORUMLAR

Solve : *
30 ⁄ 5 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.