Mucizeyi sihirli kelimelerle yaratın

Mucizeyi kelimelerle yaratın

Sevgili okurlarım,
Beden ve ruh arasında çok güçlü bir bağ vardır. Mutluysanız bedenimiz bunu gözler önüne serer, cildiniz parlar, gözleriniz ışıl ışıl olur ve çevrenize pozitif bir enerji yayarsınız. Fakat mutsuz ve stresliyseniz de çevrenizdeki insanlar yine bu durumu hissederler. Aslında mutlu olmanızı sağlayan şey, kendinize söylediğiniz güzel sözlerdir. Mutsuzluğunuz ise beyninizi negatif düşünceler ile meşgul etmenizden kaynaklanır.

Hayatınızı değiştirmek ve dönüştürmek istiyorsanız öncelikle düşüncelerinizi değiştirmelisiniz. Bu hayata dair hedefiniz, işiniz, kariyeriniz ya da herhangi bir sağlık sorununuz olabilir. Bu alanda biz; uzman doktorlarla çözüm ortaklığı yaparak başarılı sonuç elde edebiliyoruz.

Olumsuz düşünceler beyninizi kilit altına aldığı için sadece doktorlar tarafından yapılan müdahaleler istenilen etkiyi yaratmayabiliyor ya da olumsuz düşünceler tekrar su yüzüne çıktığında bedensel sorunlarınız kendini tekrarlayabiliyor. Böyle durumlarda bilinçaltınız mutlaka size bir şey anlatmak istiyordur.

Daha yaşanabilir bir hayat istiyorsanız ‘3D Dinamikleri’ olarak adlandırılan duygu, düşünce ve davranışları kontrol altına almanız gerekiyor. Eğer bu anlamda bir kontrol mekanizması geliştirirseniz sadece sizde var olan rahatsızlıklardan kurtulmuş olmayacaksınız. Aynı zamanda yaşam kaliteniz artacak, günden güne hedeflerinize daha çok yaklaştığınızı göreceksiniz. Zihninizin inandığı şey, orada dolaşan düşünceler sayesinde oluşur. Olumsuz inançlarınızı değiştirmek istiyorsanız, işe zihninizdeki düşünceleri değiştirerek başlayabilirsiniz. Bir şeye başlamadan önce ilk olarak o düşünce sizin zihninizde belirir, ardından düşüncenin eyleme dökülmesi, yani ‘davranış’ gelir. Bu, birbirini takip eden bir döngüdür. Düşüncelerinizi davranışa dönüştürmeye başladığınızda bu dairesel döngünün nerede bitip, nerede başladığını fark edemezsiniz. Bu nedenle aklımızdan geçen ve ağzımızdan çıkan tüm kelimelerin 3D Dinamikleri’ni başlattığını bilirseniz dönüşüm daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşir.

Sürekli olarak tekrarlanan düşünceler bir süre sonra beynimizde otomatik olarak kabul edilir ve onları yaşamaya başlarsınız. Kendini güvende hissetmeyen birinin tedirgin olarak, hiçbir şey olmamasına rağmen hayatını zindana çevirmesi gibidir.

Ben de sürekli hayatın olumsuz taraflarına odaklanan danışanlarımın çeşitli olumlamalar yapmalarını sağlıyorum. Bu olumlamalar, kelimelerin gücüyle kişilerde yeni beyin programları yaratıyor. Yarattığınız bu programlar, bir süre sonra su yüzüne çıkmaya başlıyor ve danışanlarımın bakış açısını değiştiriyor.

‘Olumlu şeyler söyledim ama olmadı’ diyorsanız, yaptığınız gerçek bir olumlama değildir.
Beyniniz bir makine gibi çalıştığından her şeyi düz bir şekilde anlatmak gerekir. Ağzınızdan ne çıkıyorsa onu olduğu gibi kabul eder. Ondan sonra da ‘korktuğunuz başınıza gelir’ ya da ‘böyle kötü şeyler hep sizi bulur’… Tabi bunun tam tersi de olabilir. İyi bir beyin programına sahipseniz anlamlı rastlantılar sürekli sizi bulur, yeni mucizeler ile karşılaşabilirsiniz.

Gerek iş yaşamınızda gerek sosyal hayatınızda beyniniz çok fazla mesaja maruz kalır. Bu yüzden de bazen bu mesajlardan bazıları silip görmezden gelebilir. Bu mesajlar olumlu da olabilir, olumsuz da…

Örneğin; kişi mutlu olduğu pek çok zamanı beyninden siler ve sürekli ‘Ne kadar mutsuzum’ der.

Kıyaslamalar yapar, mutlu anlarını göz ardı edip ‘Arkadaşım kadar mutlu değilim’ der.
Genellemeler yapar, mutlu zamanlarını bırakır, ‘her zaman mutsuzdum, şimdi de mutsuzum’ der.
Kırıcı anlamlar kullanır. ‘Her şeye rağmen, ne olursa olsun’ gibi kötü sonuçları beynine hatırlatır, mücadeleyi bırakır.

Olumsuz düşüncelerden sıyrılamayan kişiler sık sık depresyona girerler. ‘Mutsuzluk’ kelimesini sürekli düşündüklerinden dolayı ‘çalışıyorum, çabalıyorum, gücüm yok’ gibi cümleler kurarlar. Sürekli istediğini yapamama olasılığını düşündüğü için de günden güne tükenirler.

Korku duyduğunuz durumu ifade etmek, korktuğunuz şeyin başınıza gelmesine neden olur. Bu yüzden ters söylemlerden kaçınmamız gerekir. ‘Mutsuz olmamak’ değil ‘mutlu olmak’…

Mutlu olmayı bir şarta bağlarsanız, hiç sahip olamayacağınız hissine kapılırsınız.

Eğer bağımlılıklarınızdan kurtulmak ya da hayat kalitenizi arttırmak için bir şey yapmak istiyorsanız onun için sağlam bir nedene ihtiyacınız vardır. Örneğin; ‘Zayıflamak istiyorum ama..’ benzeri bir cümle kuran kişinin kilo vermek için sağlam bir nedene ihtiyacı vardır. Cümlenin ardından gelen ‘ama’ bağlacı o zamana kadar söylenenleri silip atar. Ya da zayıflamak isteyen kişi diyete başlama tarihini belirsiz bir zaman iteler. Böyle durumlarda somut bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Bu yüzden 5 duyu organınızı kullanarak, ne zaman ve ne istediğinizi tam olarak ifade etmeniz gerekir. ‘Diyete yarın başlayınca kendimi daha sağlıklı hissedeceğim ve fit bir görüntüye sahip olacağım.’

‘Yapmak istiyorum’ yerine ‘yapacağım’ kelimesini kullanmalısınız. ‘İstiyorum’ dediğinizde sanki size birileri engel oluyormuş gibi hissedersiniz. ‘Mutlu olmak istiyorum’ değil, ‘Mutlu olacağım, mutluluğa layık bir insanım ve bunu hak ettim’ gibi cümleler kurmalısınız.

Beyninize bu sözcükler ile seslendiğinizde göreceksiniz ki beyniniz zamanla size güzel geri dönüşler yapacaktır. Kelimelerin gücüne ve işlevine inanın. Zamanla işe yaradığını göreceksiniz.