Neden beyaz bir sayfaya ihtiyaç duyarız?
Beyaz bir sayfa açınca ne değişiyor, ne kurtarıyor bizi? Ne önemi var ki? Geçmiş siliniyor ya da hatalar unutulmuyor.
Tercihler öylece ortadan kalkmıyor ve sorumluluklar peşimizi bırakmıyor. Yaptığımız her şeyin sorumluluğu bizimle kalıyor. Birden ortadan kaybolmasını nasıl bekleriz ki? Mümkün mü bu? Sadece kendimizi kandırıyoruz.
O sayfayı açınca değişmiyor hayat. Evet, güzel motive ediyor olabilir, umut veriyor olabilir. Geleceğin o beyaz ışığı ya da can kurtaran simiti gibi görüldüğü de doğru. Ben de öyle görüyorum bir yere kadar. Kendimi kandırdığımı fark edene kadar. Fark etmeye de bilirsiniz. Sürekli yeni başlangıç umudu ve her şeyi değiştirmenin tek yolu gibi sıkıca sarılıp bırakmamak isteyebilirsiniz. Yapın o halde! Sizi bu mu motive edecekse, etsin! Bazen insanların tutunacak bir şeylere ihtiyacı oluyor ya bu olsun o. Bir şey diyemem buna ama çözüm değil bu.
Neden siyah bir sayfa seçmiyoruz peki? O çok mu kötü? Siyah karanlık, kirli, korkunç ve acımasız mı? Siyahın geçmişi de kötü bizlerde. O temiz değil, kirli. Umut vaat etmiyor belki…
Beyaz kadar yüce değil belki.
Kaçmak istiyoruz bence. Bütün hayatımızdan, geçmişimizden… Kaçmak, beyazı seçmek ve unutmak…
Öyle tanınmak istemiyoruz, bilmesinler, görmesinler, duymasınlar istiyoruz. O ben saklı kalsın, karanlığa gömülsün ve kimse bilmesin. Kaçmak istiyoruz sadece. Yeni insanlar, yeni bir hayat cazip geliyor. Kabullenmek istemiyor ve o beyaz sayfa parlak bir ışıkla geliyor önümüze. Ve biz ne yapıyoruz? Hemen ona sarılıyoruz. İşte bir umut.
Beyaz bir sayfa istemem ben. Cazip gelmediğinden ya da istemediğimden değil. Kaçmak istemediğimden de değil. Yani neden siyah olmasın? Karanlık o kadar mı kötü? Bütün hatalarını bilerek ve ders alarak devam etmek o kadar kötü değil bence. Çünkü geçmiş sayesinde bu haldeyiz. İyi ya da kötü… Hani çevremiz hep der ya hatalarınızdan ders alın diye. Ders alsak ya da almasak bile geçmişimiz bize ait. Yani seni sen yapan o, şu anda bu durumda olmamız yaşadıklarımızdan değil mi? Yaşadığımız ve yaptığımız her şeyin sorumluluğu bizdeyken arkamızı dönmek niye?
Kabullenmek ya da kaçmak arasında seçim yapsak en kolayı kaçmak olurdu. Sorumluluklar olmadan falan. Kolayca, hiçbir zorluk olmadan. Ben olsam ben de kaçardım belki. Aklımdan da geçmiyor değil hani. Yine de kabul edip yola devam etmek daha iyi.
Beyaz sayfa açmak isteyenler, yeniden başlamak isteyenler… Hepsine tamam. Ama geçmişimiz de bizimledir ve bizi biz yapan odur. Belki siyah ve beyaz arasında seçim yapmak istersek gri olmaz mı? Hayır, olmaz. Gri kararsız kalmak gibidir. İlerlememek gibi. O yüzden de her ne sayfa açılırsa açılsın ve rengi ne olursa olsun ilerlemek ve kabul etmek gerekir. Ki zaten ne kadar kaçsak da eninde sonunda kabul ederiz.
Geçmişimiz ve geleceğimiz… Özümüz neyse oyuz.
Sevgilerimle
Blogger
Onur Erol