DOLAR 34,0973
EURO 38,0933
ALTIN 2875,158
BIST 9900,25
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Saklı cennet Umman

04.01.2018
A+
A-

Saklı cennet Umman

Masal ülkesi, Sinbad hikayesinin şehri, iklimi ile yaz aşklarının efsane şehri Umman…Dalış turları, balık avciliği, çöl kayağı, trekking, cip-safari, golf yelken, Arap Rönösansı, masallar…İşte tüm bu sihiri ve Umman’ın hikayesini  Baracuda Tour Genel Müdürü Cem Polatoğlu’ndan dinleyeceksiniz…

  

İŞTE CEM POLATOĞLU’NDAN SAKLI KENT UMMAN

 

Uzun tekne ve dalış turları, balık avcılığı, çöl kayağı, cip-safari, trekking, golf ve yelken bu aktivitelerden sadece bir kaçı.Bu hafta 5 günlük bir Umman / Muscat turundayız. Otel, Muscat-Hyatt Regency. Adeta cennetteyiz. Muhteşem manzara, yüzme havuzu, özel plaj, SPA’lar, seçkin dünya mutfağı vs.

 

Ertesi gün gezi ve çölde konaklama için sabahın 06:00’sında otelden ayrılıyoruz. Yol yok. Önce taşlı dağ yollarıdan bedevi köyleri ve Grand Kanyon gezisi yapıyoruz. Çöle akşamüstü girebiliyoruz. Çöl, öyle Dubai, Tunus, Sharm’daki gibi turistik çöllerden değil. Uçsuz bucaksız kum çölü. Kendimizi adeta okyanusun ortasında sanıyoruz. Gözler dünyanın yuvarlak olduğuna bir kez daha şahit oluyor. Derinlemesine bakınca ufuk çizgisini net görüyoruz. Çölde bizi ilk karşılayan hayvanları önce kedi, sonrakini tavşan zannediyoruz. Ancak yanıldığımızı kısa sürede anlıyoruz. Çöl fareleri !.

 

Birkaç saatlik yolculuğun ardından nihayet konaklama yerimize varıyoruz. Ortada kale gibi dört duvarla çevrili bir alan, içerisinde sıra sıra odalar mevcut. Elektrik, benzinli jeneratörden geliyor. Klima yok ama vantilatör var. Odalarda koca koca böcüşler, sinekler dolaşıyor. Bazıları el kadar. Moral bozmak yok. Akşam yemeğinde yaşam kalitemizden ödün vermemek adına çöl ortasında 50 dolara bir şişe şarap açtırıyoruz. Plastik bardaklarımızı tokuşturarak attan pardon Grand Hyatt’tan çöle düşüşümüzü kutluyoruz. Gecenin esprisi “hayat (Hyatt) güzeldi “.

 

Yatma vakti geldi. Ancak bir-iki kişi dışında kimse odalara girmeye cesaret edemiyor. Çölde, diğer turistlerle birlikte yüksek konumda ki beton sahanlıkta toplandık. Uyumaya çalışıyoruz. Tepemizde yıllardır bakmayı unuttuğumuz gökyüzü, elini uzatsak tutacağımız ışıl ışıl yıldızları seyrediyoruz. 2 metre ötemizde ise mavi ışıklı sinek öldüren lamba. Hani sineklerin ışığı görüp dokunduklarında kızartma olduklarından. Ancak alet o kadar büyük ve akustik ki her birinin lambaya çarpışında çaaat diye kocca bir ses ve ışık gösterisine dönüşüyor ortalık. Uyumak mümkün değil. Kafaya diktiğimiz bir şişe freeshop malı viski de kesmedi. Genelimiz; malum seyahat stresi ve çöl koşulları yüzünden def’i hacetimizi gideremeden 3. güne girdik. Fare, yılan korkusu da var. İçimiz dolu. Yattığımız beton sahanlığın tüm ısısını vücudumuzda hissediyor, kendimizi yerlilerin çorba kazanındaki beyazlara benzetiyoruz. Çorbanın ne olacağı belli.

 

Dayanamadım, odaya attım kendimi. Ancak odada ne havlu, ne de kağıt var. Ama fare ve haşerat korkusu geçmiyor. Hiç alafranga tuvalet görmemişler gibi tünedim alafranga tuvaletin üstüne. Amaç mümkün olduğunca yerden uzakta durmak. Oracıkta keşfettim. Dikine olmuyor bu iş!. Neyse, Yatma zamanı. Sinek ve haşeratı uzak tutmak amacıyla vantilatörü direkt tepeme çevirdim. Tabi uyku sıfır. Sabah güneşin doğuşunu seyretmek üzere yüksek bir kum tepesine çıkıyoruz. Genelde el-kol işareti ile anlaştığımız şoförümüz Talal’a mimiklerimizi de katarak; “aman fazla sarsma, patlarım, boğulursun” demeye çalışıyoruz. İşte çölün büyüsü burada.

 

Kat’i sessizlik, ufukla kumun, gökyüzü ile güneşin öpüşmesine şahit olmak her şeye değer. Kısaca Umman turunda ekstra olarak satılacak bu çöl turunu “kıl müşterilerime” complimentary yani ücretsiz olarak vermeyi düşünüyorum. Varsa sizin de gıcık kaptığınız müdürünüz, kaynananız, müşteriniz, bana yollayabilirsiniz…

 

Umman Eğlencesi

 

3. gün akşamı nihayet medeniyetteyiz. Yani Başkent MUSCAT’ta. Çektiğimiz acıları! unutmak adına kendimizi bir eğlence yerine atmak istiyoruz. En az 10 kişiye soruyoruz. “Nerede çılgınlar gibi eğlenebiliriz, müzik dinleyebilir hatta dans edebiliriz?” Hemen hepsi tek bir adres verdiler; “Happy Holiday” Akşam yemeğinden sonra atladık taksilere, iki erkek, yedi kız girdik mekana. Amanin.. Tüm gözler üzerimizde. En arkaya oturduk. Müşteri paso erkek. Loş ışıklı sahnede beş tombul hatun. Bir tanesi cızırtılı mikrofona şarkı söylüyor, diğerleri bi ileri bi geri gidip geliyor, sağ el parmaklarını fiske yaparak sinek kovar gibi sol kollarında aşağı yukarı gezdiriyorlar. Ha, birde kadınlar müşterilerin gözlerine bakıp çenelerini öne çıkartarak bir sağa bir sola “O” harfi çiziyorlar. Bakmayın öyle, ben de anlamadım ne manaya geldiğini. Ama kadınların genelinin vücut yapılarını anlatayım; Memeler iki hentbol topu büyüklüğünde, kalçalar en az iki futbol topu. İşte burada ideal vücut budur!.

Neyse gelelim bu gece kulübünün (ki bence pavyon) raconlarına; Biz şaşkınlık, kızlarımız korku ile etrafı seyrederken ön masamızda tek başına oturan entarili, sarıklı Ummanlı kardeşimiz ya müzikten yada kadınlardan etkilenerek dans! etmeye başladı. Sonra da diğer müşteriler. Hareket şöyle; Sol elle kendi poposunu sıkarak tutuyor. Sağ el havada, kafa ve popo paralel ama zıt yönlerde daireler çiziyor. Ha bir de dil dışarıda bağırıyor ya da böğürüyorlar. Bir deneyin lütfen. Çok eğleneceksiniz.

 

Elinde her biri 50cm uzunluğunda boncuk kolyelerle dolanan bir adam dikkatimizi çekiyor. Sahneye çıkıp kadınlardan birine 5 adet kolye takıyor. Eli ile de kolyeyi gönderen adamı işaret ediyor. Kadın, bir teşekkür selamı fırlatıp zilli bir eşarbı kalçasına doluyor, ki bence onlar bu çapı karşılayabilmek amacı ile masa örtüsüdür, kolyeyi takan abinin masasına bakarak göbek atmaya başlıyor. Bir tane de taç var. O takılırsa kadın için en büyük onur oluyor ve sahne başlarındaki küçük platforma çıkıp, gönderen kişi için özel olarak oynuyor. Her parça bitişinde de kolyeler taçlar geri çıkartılıyor.

 

Bir ara tüm garsonlar kapıdan giren adama koşturuyorlar. Bir hürmet, bir nezaket. Entarili adamı daha önce süslenmiş “kafa masa”ya oturtuyorlar. Oğlu ile gelmiş belli. Raconu öğretecek. Delikanlı 17-18 var ya da yok. Tüm dansözler tek tek bir hoşgeldin göbeği atıyorlar ağaya. Aradan bir 10 dakika geçiyor, masamıza içtiğimiz içkilerden birer adet daha geliyor. Bu nedir? diye soruyoruz. Garson ikramı yaparken kafa masadan geldiğini söylüyor. Höstt olup hışımla yan masaya bakarken henüz sakalı bitmemiş entarili Arap delikanlısı mahcup bir edayla kafayı önüne eğiyor. Yani kendi usulünce bizi selamlıyor. Neyse biz de Umman usulü sağ elimizi kalbimize götürüp “eyvallah” hareketi çekiyoruz. Kısaca, ortama çabuk adapte oluyoruz. Bizim kızlardan biri, adını “Bülent” taktığımız kadına 5’lik kolye gönderiyor, diğer kızlarımız da başlıyor göbek atmaya, fıkır fıkır oynamaya. Sahnedeki kadınlar, org’cu abi, garsonlar ve tüm müşteriler ŞOK!… Ardından çılgınca alkış. Veeeeeee bildiniz; KOLYE geliyor…. Diğer müşterilerin bakışlarından ürküyoruz ve naş-naş. Başımıza bir iş gelmeden mekandan uzama vakti gelmiş. Sonradan öğreniyoruz ki bizim otelin yanında da benzeri bir pavyon var. Artık akşamları başka program yapmaya gerek yok. Dönüşte de teşekkür yemeğini Beyoğlu pavyonlarında yaparız umarım.

 

Kinder Surprise Kadınlar

 

Umman hakkında derin bilgilerimizi günde 12 saat birlikte seyahat ettiğimiz rehber şoförlerimizden öğreniyoruz. Diğer Umman detayları aşağıda. Ancak enteresan olan, şoförümüz Ali’nin babası gibi 9 veya daha fazla kadınla evli olan ummanlılar. Sorduk Ali’ye. Dedi ki; “Hele babamın zamanında tüm kadınlar peçeli. Kadınları oğulları için anne seçiyor. Erkekler evlendikten sonra kadını görüyor, tanıyor.” Ali buna Kinder Surprise usulü diyor. Kadını da çikolatalı yumurtayı da satın alıp paketi (peçeyi) açtıktan sonra görebiliyorsun içindekini. Peki ya erkek beğenmezse kadını diye soruyoruz Ali’ye?. “Problem yok. Anne, bu olmadı bir tane daha.. Bu da olmadı.. Bu yaşlandı, bu zayıfladı, çirkinleşti, huysuz çıktı der yenisini alırlar” diyor.

 

Son cümlelerimi bir-iki gözlemime ayırayım.

 

– Ör. Her benzin doldurduktan sonra arabayı şöyle bir sallayıp, boş yer açıp depoyu tamamlıyorlar. Arabanın içinde ve olayı bilmiyorsanız sarsılırken her seferinde gaspa uğradığınızı sanıyorsunuz.

 

– “I.B.M” sistemi tüm Arap ülkelerinde olduğu gibi burada da geçerli. Yani (I) inşallah – (B) Bukra – (yarın) ve (M) Maşallah. Garsondan kola isteseniz “Bukra inşallah” diyecek. O derece.

 

– Her yer, dağ-taş, cadde-sokak keçi dolu. Özgürce, bizdeki sokak köpekleri gibi dolaşıyorlar.

 

– Bir iki inşaat firmamızın yanısıra, Şişecam, Ülker, Kent her yerdeler. Bilhassa Antakyalı Türk restoranları popüler yerler.

 

– Hemen tüm erkekler entarili. Bulundukları sosyal statüyü kafalarındaki sarıkların renkleri ve sarış detayları belirliyor.

 

Son Söz; Umman; Henüz bozulmamış doğası, ürperten büyüleyici dağları, derin kanyonları, yemyeşil vadileri, halkın misafirperverliği, yerel mutfağı, Uzakdoğu’yu aratmayan muhteşem otelleri, Kızıldeniz’e aşık atan denizi, dalgıçlar için onlarca batık ve balıkları ile Umman görülmesi gereken en önemli Arap ülkelerinden biridir. Ve turizm hala bakir. Fırsatı kaçırmayın. Cuba örneği önümüzde. Artık tadı kalmayabilir. Yarın Ummanı görmek için çok geç olabilir.


YORUMLAR

Solve : *
24 − 15 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.