Simya ve kimya arasındaki ilişki
Merhaba sevgili okuyucularım,
Maddenin temel yapısını, diğer maddelerle etkileşimini, dönüşümlerini, çözümleme (analiz) ve birleşim (sentez) ile teknoloji ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim olan kimya, canlı cansız doğada ve evrende her şey ile doğrudan ve dolaylı ilgilidir.
Kimya (İngilizce: chemistry) sözcüğü, kimyanın modern bir bilim haline gelmeden önceki haline karşılık gelen simya (İngilizce: alchemy) ile aynı kökenden geldiği düşünülmektedir. Simya ve Kimya sözcükleri Arapça’dan İngilizce ve Türkçe’ye geçmiştir. Arapça “Alkimia” sözcüğündeki “Al” Arapçada belirli artikel, “Kimia” sözcüğü için ise değişik etimolojik teoriler vardır. Bunlar; Eski Mısır dilinde “Chem” (karanlık, kara sanat veya kara toprak), Eski Yunanca “Chemeia-Chumeia-Khumeía.” (Metal alaşım sanatı) ya da Antik Çince “Chin-I” (altın bitki suyu)’dir.
M.S. 300-1600 yıllarında Batı Simyası; kimya, astronomi, astroloji, anatomi, tedavi, mitoloji, felsefe, ruhçuluk, sihir vb. birçok alanla ilişkili olup çeşitli pratik laboratuvar uygulamalarından gizemciliğe varan geniş bir yelpazeyi kapsamaktaydı. Batı bakışındaki genel kanıya göre; Simyacıları araştırma yapmaya motive eden iki önemli hedefi öne çıkmaktaydı. Bunlar; Metalleri altına dönüştürerek zengin olmak, her bilgiyi barındıran Felsefe Taşı ile bilge olmak ve ölümsüzlük sağlayacak Hayat İksirini bulmaktı.
Simya ve kimya arasındaki ilişki
Simya ve dinler tarihi hakkında birçok dile çevrilen kitapları bulunan ve Bükreş, Paris, Chicago üniversitelerinde dersler vermiş olan filozof akademisyen Prof. Dr. Mircea Eliade’a göre; Simyacıların asıl hedefi maddi alanda bir ilerlemeden ziyade manevi alanda tekâmül etmekti. Eliade, simyanın yeni oluşmakta olan bir bilim yani bir ön-kimya olarak değil, bir kozmoloji (evren bilimi) ve bir soterioloji (kurtuluş yolu) içeren manevi bir teknik olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Sevgilerimle
Fatih KÜÇÜKUYSAL
Kimyager, Eğitmen ve Sosyal Hizmet Çalışanı